Uluslararası Af Örgütü’nün 2015 Yılında Mısır'ın Başkenti Kahire'de bombalı bir saldırıda hayatını kaybeden Başsavcı Hişam Bereket’in ölümüne sebep oldukları suçlamasıyla yargılanan Müslüman Kardeşler üyesi 9 kişinin idam edilmesini dünyaya duyurması bizleri üzüntüye gark etmiştir. Milyonlarca samimi Mısırlı muhalifin içinde bulunduğu acı ve üzüntü, dünya Müslümanlarının acziyeti maalesef bir kez daha tazelendi. Ülke içi ve dışındaki birçok sisi muhalifi, sosyal medyada mesajlarla olayı kınayan, üzüntülerini belirten paylaşımlar dışında bir şey yapmamışlardır.
Asıl bizi dehşete düşüren vaka İslam ülkeleri yöneticilerinin ses çıkarmamasıdır. Mısır'daki yapılan idamların Mısır Mahkemeleri tarafından adil bir biçimde verilmemiştir. “Bu kararlar tamamen siyasi amaçla verilmiştir. İçimizi yakan bu olay karşısında bizi daha da dehşete düşüren vaka ise İslam ülkeleri yöneticilerinin ses çıkarmaması veya çıkaramamasıdır.” Mısır'da seçimle başa gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nîn devrildiği 2013 darbesinden bu yana yüzlerce kişi idam cezasına çarptırılmıştır. İdama çarptırılanların çoğu Mursi'yi destekleyen Müslüman Kardeşler üyesi ve Müslüman Kardeşlerle bağlantısı olan Mısırlılardır. Yapılan son infaz gösterdi ki Darbeci Sisi'nin ölüm cezasını kullanması tam bir insan hakları krizi ve vahşetidir.
Mısır'da Abdul Fettah es-Sisi yönetimine İdamlara ses çıkarmayan bazı AB liderleri ve yetkililerinin Şarm eş-Şeyh'teki zirveye katılmaları "Avrupa Birliği (AB)-Arap Birliği Zirvesi’nin idamlarının ardından hemen yapılması ve birçok batılı liderin sözüm ona zirveye firesiz iştiraki asrın firavununa destek değil de nedir. Verilen karar ve yapılan idam karşısında Batı bir kez daha insanlık suçu işleyerek ellerini ovuşturmuşlardır.. Bu süreçte Batı "İnsan Hakları" ve "Adalet" kavramlarını kendi işlerine geldiği gibi anlamaya ve kullanmaya devam etmektedir. AB idama karşı olmalarına rağmen idam kararlarından sonra Mısır yönetimine karşı sessiz kalmıştır” Bunlardan Farklı tutum beklemek biz Müslümanlar için ironiden öte geçmemektir. Çünkü bizler biliyoruz ki ABD, Batı ve kapitalizm: İşlerine geldiği kadar veya müsaade ettikleri kadar demokratlar. Bunu; 15 Temmuz’da yakinen hissetmedik mi? Irakta, Suriye’de, Doğu Türkistan’da. Hatta Venezuela’da görmedik mi. Ne zaman Uyanacağız, yetmedi mi bunca gaflet bunca gam bunca keder?
Din Bir Sen Olarak Buradan Mısır Yönetimi'ne ve Sisi'ye ülke halkları ile normalleşme çağrısında bulunuyoruz. Başta Muhammet Mursi olmak üzere bütün mazlum kardeşlerimiz zindanlardan çıkarılmalıdır. “Kendisine muhalif olan herkes için Mısır'ı açık cezaevini haline getirdiğin yeter, Bunun hesabını vereceksin Senin de Bir Mus’an elbette çıkacaktır.
Ya darbeci İslam ülkeleri ve Müslüman topluluklara ne demeli neredesiniz? İslam coğrafyası kan ağlıyor sen hala sen ben kavgasındasın. Senin hesabın elbette daha ağır olacaktır.. Kuklalara karşı hamasete dayalı söylemler geliştirip kuklacılara para vererek onlara teslim olunarak gidilen yolda duvara toslaman kaçınılmaz olacaktır.
STK Olarak beklentimiz: Mısır'ın son firavunu yüzlerce Müslüman'ı idam etti ortada iken, İslam ülkeleri liderlerinin, İslam işbirliği Teşkilatının ve D8’in bu konuda toplanıp kararlar alarak fiili adımlara dönüşmesidir.”
Şunu merak ediyoruz; Mısır'da Sisi'ye karşı çıktığı, darbeyi lanetlediği için bir KADIN idama gidiyor. İdamdan önce son kez çocuğuna tek elle sarılıyor. Çocuğunu son kez görüyor.
Dünya duydu mu? Hayır.
Kadın dernekleri bir şey söyledi mi? Hayır.
Basında haber oldu mu? Hayır.
Çünkü Müslümanlar duyarsız, Müslümanların bir çoğu zevki sefa içerisinde uyuyor !!!
Son olarak Sisi ve avenesi bilmelidir ki ‘Sizler firavunun askerlerisiniz, Sizleri Kıyamet günü ne İsrail Ne Suudi Ne ABD ne AB ne 00,de Mübarek kurtaramayacaktır. O gün Rabbimiz, mağdurların intikamlarını onlardan defalarca alacaktır İnşallah. " YAŞASIN ZALİMLER İÇİN CEHENNEM!!!