Yusuf ÖZDEMİR
Küresel Şer Odağı Terör

Ülkemizde 40 yıldır devam eden baş belası terörün Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan Kürt vatandaşlarımızın haklarının verilmesi talebiyle başlamış olsa da asıl amacı bu değildir. Kürt vatandaşlarımız, terörün başlangıcından bugüne kadar kullanılmıştır. Şüphesiz terörün ortaya çıkmasında geçmiş iktidarların zafiyeti önemlidir. Geçmiş iktidarların soruna önem vermeyişi, ilgisiz kalmaları, birtakım çıkar ilişkileri, terörün her geçen gün şiddetini artırmasına ve dünya çapında dikkate alınmasına neden olmuştur.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin dağlık olması, tarım alanlarının yetersiz ve elverişli olmaması, bölgenin gelişmesi için yatırımların yapılamamış olması nedeniyle ekonomik olarak zayıf kalan bölgede, batı ile doğu arasında halka sunulan hizmetlerin eşit olmadığı kanaatini uyandırmıştır. Ayrıca bu bölgelerimizde eğitime gerekli önem verilmemiş, eğitimden yoksun kalan gençler kötü niyetli kişilerin eline düşmüştür. Bölgede iyi ile kötü kavramları birbirine girmiş ve kötü fikir ve düşünceler halis Kürt vatandaşlarımızı etkilemiştir. Devlet içerisindeki çeşitli çarpık çıkar ilişkileri, rüşvet, kaçakçılık v.s. gibi zafiyet nedeniyle devlet iyi yönetilememiş ve iktidarlar pasif kalmıştır. Bölge, ekonomik ve kültürel olarak geri kaldığı için aile kurumları bilinçlenememiş ve eğitim yoksunluğu çocuklara yansımıştır. Terörün başka bir nedeni de Türkiye’nin stratejik ve coğrafi konumu nedeniyle ortaya çıkan önemidir. Bu önem, emperyalist devletin Türkiye’yi ‘böl, parçala, yönet’ düşüncesiyle gelişmesini ve kalkınmasını engelleyecek çeşitli zararlı akımların faaliyetlerine finans, silah ve teçhizat sağlamalarına neden olmuştur. Dış destek terörü azdırmış ve güçlü bir yapıya kavuşturmuştur.  Emperyalist devletler, küresel güç haline gelen terörizmi desteklerken, aynı zamanda Türkiye’nin doğusunda yaşayan Kürtler ile batısında yaşayan Türk kökenli vatandaşların İslam aidiyetini parçalayarak din kardeşliğini ayrıştırmayı planlamışlardır. Böylece Türk-Kürt ayrışması kolaylaşacak ve olası bir iç savaşta karşı karşıya gelmekten çekinmeyeceklerdi.

Terörün amacı bellidir. Kürt vatandaşlarımıza haklarının verilmesi ve eşitsizliğin giderilmesi istemiyle ortaya çıkan terör, daha sonra şiddete dönmüştür. Ülkemizde korku ve dehşet havası yaratarak kaos  oluşturmaya yönelik eylemler, özellikle Avrupa’da karşılık bulmuştur. İnsan Hak ve Özgürlükleri söylemleriyle teröre arka çıkan ve finansal olarak destekleyen ülkeler terörün siyasal ve ekonomik taleplerini meşru görerek şımartmış ve terörün faaliyetlerini rahatça yürütmesini sağlamıştır. Terör, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizin ekonomik ve kültürel olarak sosyal yapısını ideolojisi doğrultusunda araç olarak kullanmış ve kendisini meşru göstermeye çalışmıştır.

Terör, dünya çapında ekonomik ve siyasal çıkar kavgalarını hızlandırmıştır. Emperyalist devletler kendi çıkarlarını korumak ve devamını sağlamak amacıyla terör gruplarının bir noktaya kadar güçlenmesine izin verirken, kendi çıkarlarına zarar gelecek noktada frenlemişlerdir.  Terör örgütlerine her türlü desteği veren emperyalist devletler, terörizmin coğrafik, etnik ve inançları kullanmasını sağlamışlardır. Terörün uyuşturucu ticareti yapmasına göz yumulmuş, fuhuş ve insan kaçakçılığı üzerinden azımsanamayacak bir gelir temin edilmesini sağlamışlardır. Türkiye gibi ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel olarak zayıflaması hedeflemiştir. Bunların yanı sıra terör örgütü mensuplarının bölgedeki zengin vatandaşlardan topladığı haraç büyük bir gelir kaynağı olmuştur.

Küreselleşen şer odağı terör, ülkemizde yukarıda anlattığım şekilde doğmuş ve bugünkü seviyeye gelmiştir. Bugünkü iktidarın teröre karşı kararlı mücadelesi ne yazık ki yetersiz kalıyor. Bunun en büyük etkeni şüphesiz emperyalist güçlerin teröre sağladığı destektir. Bu destek ülkemizin sınırlarını yangın yerine çevirirken, Müslümanların katledilmesine ve ülkemiz sınırları içerisinde hangi etnik kökene ve inanca mensup olursa olsun vatandaşlarımızın hunharca katline neden oluyor ve dünya sessizce izliyor. Ülkemizde gün geçmiyor ki bir saldırı olmasın. Şehit ve yaralı olmasın. Şehit ve yaralı haberleri canımızı yakıyor. Millet olarak hepimizi fazlasıyla üzüyor. Bu saldırılar kin ve nefrete neden olmakla birlikte milletimizin birbirine daha sıkı kenetlenmesi gerektiğini gösteriyor. Bu saldırılar sonucunda şunu da anlıyoruz; terör örgütleri tarafından hain ve kalleşçe kurulan tuzaklar sonucunda akan kanlar bu milleti korkutamaz. Devletine olan bağlılığını yok edemez. Aksine daha sıkı birleşmeye neden olur. Bu itibarla bu kirli ellerin ve onların arkalarındaki babaların şunu bilmeleri gerekir: Bu millet, sizin kirli oyunlarınıza gelmez. Kurtuluş Savaşında, Çanakkale’de olduğu gibi size karşı koyar ve sizi akıttığınız kanda boğar. Bu necip milleti kalleşçe kurduğunuz tuzaklarınızla yıldıramayacaksınız.

Terörün kökü kazınmadıkça saldırıların son bulmayacağı açık. Bu nedenle devletin terörle mücadelesinde vatandaşların her türlü desteği vermesi gerekir. Sayın Cumhurbaşkanımızın “Milli seferberlik ilan ediyorum” sözlerinin altında yatan anlam budur. Emperyalizmin oyununu görmek ve buna göre önlem almak zorundayız. Birlikte yaşama kültürümüzün ve huzurumuzun sağlanması, ülkemizin refahı, kalkınması ve gelişmesi için elzem olan devletin ilgili organlarıyla işbirliği yaparak vatandaşlık görevimizi yerine getirmek olmalıdır. Emperyalist güçler topraklarımız üzerindeki hayallerine kavuşabilmek için her türlü kötülüğü, kalleşliği ve hainliği aziz milletimize reva görmektedir. Ama bu hainliği ve kalleşliği bitirmek için mücadele edeceğiz. Sayısı ne olursa olsun şehit ve yaralı haberleri milletimizin yüreğine hep aynı acıyı vermektedir. Bu itibarla milletimiz birbirine kenetlenerek sağduyulu davranmalı ve kandan medet uman teröre ve onların ağa babalarına gerekli cevabı vermelidir.

Din-Bir-Sen olarak, bugüne kadar şehit olan asker, polis bütün güvenlik güçlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyoruz. Bu hain saldırılarda yaralanan, sakatlanan vatandaşlarımıza da geçmiş olsun diyor, Allah’tan acil şifalar diliyoruz. Temennimiz bu hain saldırıların son bulmasıdır.

Yusuf ÖZDEMİR yazarın diğer yazıları
Küresel Şer Odağı Terör
17-12-2016 tarihinde eklendi
Osmanlı’daki irfan geleneği…
09-07-2016 tarihinde eklendi
Mü’min’e Dünya gurbettir!
16-06-2016 tarihinde eklendi
Diyanet’i yıpratma girişimleri
18-01-2016 tarihinde eklendi
Sendikacılıkta ahlak ve erdem kavramı…
10-12-2015 tarihinde eklendi
Menü
 
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
İletişim
Bize Ulaşın
0312 232 70 20
[email protected]
Din-Bir-Sen | Özerk Diyanet Vakıf Çalışanları Birliği Sendikası

Gazi Mustafa Kemal Bulvarı (GMK Bulvarı) No:39 / 20-21
Maltepe Çankaya / Ankara
Tel :+90 312 232 70 20
Fax :+90 312 232 70 21
Gsm:+90 530 505 63 36

[email protected]

 

Vergi Dairesi : Mithatpaşa V.D.        Vergi Numarası : 879 062 1718
IBAN NO : TR56 0001 0004 7152 5286 9150 01


 

© 2012 Tüm Hakları Saklıdır
Tasarım & Yazılım :
Networkbil.net