YÖK Genel Kurulu'nun 10 yıldır devam eden eğitimde fırsat eşitsizliğini ortadan kaldıran kararı sevinçle karşıladıklarını belirten Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, "10 yıldır devam eden uygulama eğitime ve ülkemize büyük zararlar vermiştir. Şimdi bir hata düzeltiliyor. Katsayı adaletsizliğinden sonra diğer yasakların da sona erdirilmesini bekliyoruz" diye konuştu.
Türkiye’de eğitimin en önemli sorunu olan katsayı sorununun kaldırılmasını tarihi bir karar olarak niteleyen Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, eğitimin ve özgürlüklerin önündeki diğer yasaklarında kaldırılarak hak ve özgürlüklerin önündeki tüm engellemelerin kaldırılmasını istedi. YÖK kararıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Şenocak, "Eğitim öğretimdeki başarımız, çocuklarımızın eğitimi önündeki tüm engelleri kaldırmamız milletimizin ve ülkemizin geleceğini doğrudan etkileyen bir durumdur. Dolayısıyla, probleme siyasi bir gözlükle bakanlar, konuyu ideolojik pencereden görenler yıllardır çocuklarımızın yaşadığı acının ana sorumlularıdır. Başörtüsü yasağının halen devam ettiği bir durumda sadece katsayı adaletsizliğinin kaldırılması yeterli bir gelişme değildir. Hak ve özgürlüklerin önündeki yasaklamalar bu sevinci gölgede bırakmaktadır" diye konuştu.
Açıklamasında uygulanmakta olan katsayı sisteminin Türkiye`deki milli eğitim sistemine aşılması son derece katı bir sınıfçı, adaletsiz ve gayr-ı insani karakter kazandırdığını ifade eden Şenocak, imam hatip mezunlarının sadece ilahiyat fakültelerini tercih etmek zorunda bırakılmaları nedeniyle din görevlilerinin de mağdur olduğunu kaydetti. Şenocak, katsayı uygulaması ile önü kesilen imam hatip mezunlarının çeşitli meslekleri tercih edememeleri nedeniyle toplumdaki ahlaki yozlaşmanın da arttığına dikkat çekti.
Milli eğitim sisteminin köklü bir değişikliğe muhtaç olduğuna dikkat çeken Şenocak, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’ye tarihinde rastlanmamış bir sınıfçı uygulamayı hediye eden bu yaklaşım zannedildiğinden çok daha vahim sonuçları olmuştur. Eğitim sistemini çıkmaza sokan katsayı adaletsizliği nedeniyle üniversite kapılarında 1 milyon 500 bin öğrenci beklemektedir. Dolayısıyla orta öğretimdeki yapılandırma yeniden ele alınmalı ve üniversiteye giriş fırsat ve olanak eşitliğini sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.Ayrıca bu sene sınava girecek öğrencilerin katsayı engeline muhatap olmalarında mahzur görmeyip çözümü ötelemek doğru bir yaklaşım değildir. Bu açıklama bu yıl sınava girecek olan öğrencileri hayal kırıklığına uğratmıştır. Uygulama bu yıl sınava giren öğrencileri kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesini istiyoruz.”