Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla yazılı bir basın açıklaması yapan Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, "Camiler, dini ve milli değerlerimizin, edep ve ahlakımızın hem öğretildiği hem de en zarif bir şekilde örneklerinin sergilendiği ve uygulandığı eğitim merkezidir. Camiler birlik ve beraberliğimizin ilham kaynağıdır" dedi.
Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla yaptığı yazılı basın açıklamasında, insanları bir araya getiren camilerin Müslümanların manevi, ruhi, duygularını derinden kuşatan huzur mekanları olduğunu belirterek şöyle dedi: “Tarih boyunca Türk- İslam coğrafyasında cami ve mescit yapımına büyük özen gösterilmiştir. Camiler yalnız ibadet yeri olarak değil halkın her ihtiyacının karşılanması için eğitim ve adli hizmetler vermiş, kalacak yeri olmayan garip gurebanında barınmasına imkân sağlamıştır. Camilerimiz tekrar eski misyonunu geri kazanmalı, toplumun merkezi olmalı, bir medeniyet merkezi haline getirilmelidir. Camiler vatan toprağının tapusu, din görevlileri de milli birlik ve beraberliğin çimentosu ve harcıdır.”
Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla din görevlilerinin sorunlarına da değinen Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Camiler ve Din Görevlileri Haftasında esas konunun camiler ve din görevlileri olması gerektiğini söyleyerek, hafta boyunca gerçekleştirilen etkinliklerde din görevlilerinin sorunlarının gündeme getirilmemesini eleştirdi. Din görevlilerinin yıllardır düşük maaşla ve hafta tatili yapmadan çalıştığını ifade eden Şenocak, normal memurlar gibi haklara sahip olmak istediklerini dile getirdi. Din görevlilerinin hak ettikleri yeri alması gerektiğini vurgulayan Şenocak, şunları söyledi: "Din görevlilerinin halkın gözündeki değeri ile devletin verdiği değer arasında dağlar kadar uçurum var. Din görevlilerimiz zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Din görevlilerimizin daha verimli çalışabilmesi için, maddi durumlarının iyileştirilmesi, mesai ücretlerinin ödenmesi, ek göstergelerinin yükseltilmesi, lojman temin edilmesi, cami temizliğinden sorumlu tutulmamaları gibi yıllardır devam eden sorunların bir an önce giderilmesi gerekmektedir.
1979 yılında Anayasa Mahkemesi’nin 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat Yasası’nın birçok maddesi iptal edilmiştir. Aradan 30 yıl geçmesine rağmen yeni bir teşkilat yasası çıkarılmamıştır. Koskoca bir kurum talimatlarla, yönetmeliklerle, yönergelerle rastgele idare edilmeye çalışılmıştır. Taslak halinde olan bu teşkilat yasası din görevlilerinin sorunlarını ortadan kaldıracak, ekonomik yapıyı güçlendirecek, daha fazla özgürlük getirecek bir şekilde çıkarılmalıdır.
2006 yılı toplu görüşmelerinde din görevlilerine resmi tatillerde mesai ücretlerinin ödenmesi imza altına alınmıştır. Ancak din görevlisi kardeşlerimiz 24 saat mesai yapmalarına rağmen mesai ücretleri hala ödenmemektedir. Toplu görüşmelerde mutabakat altına alınan maddelerin birçoğu maalesef hayata geçirilmemekte, maddeler kâğıt üzerinde kalmaktadır. İmza altına alınan maddeler bir an önce hayata geçirilmeli, din görevlisinin hakkı olan mesai ücreti bir an önce ödenmelidir. Kurumdan kaçışı önlemek amacıyla yapılan iyileştirilmelerden memurlar, hizmetliler ve emeklilerin yararlanmaması doğru değildir. Bu tür uygulamalar adalet ve eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu ayrıma son verilmelidir.
Açıklamasında din görevlilerinin camilerde her hafta para toplamak zorunda bırakılmasını da eleştiren Şenocak, camilerin ve Kur'an kurslarının yapımı, bakımı ve temizliği için cami cemaatından sürekli para istediklerini ve dilenci durumuna düşürüldüklerini belirtti. İmamlar olarak bundan rahatsız olduklarını ifade eden Şenocak, camilere belli bir kaynak aktarılmasıyla sorunun çözülebileceğini kaydetti.