Türkiye Diyanet ve Vakıf Çalanları Sendikası (Din-Bir-Sen) Genel Başkanı Lütfü Şenocak, sendika olarak “İsrail vahşetine karşı insanları Hz. Musa gibi davranmaya çağırıyor” başlıklı bir eylem başlattıklarını belirterek, “Eylemle; tüm insanlar ve yüreğinde Mescid-i Aksa sevgisini hisseden tüm Müslümanlar, Filistin’de insanlığın onurunu ve kutsallarını koruyan direnişçilerin zulmü bertaraf etmede güç ve galibiyeti için duaya, insanlığın onurunu ayaklar altına alan, kendi peygamberlerine bile zulmü, ihaneti ve nankörlüğü reva gören Siyonistlere, ‘modern firavunlara’ karşı da Hz. Musa’nın beddua ettiği gibi bedduaya katılmaya davet ediyor” diye konuştu.
Yeni Asya Gazetesi Ankara Bürosu’nu ziyaret eden Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak ve Din-Bir-Sen Genel İdari ve Mali Sekreteri Mehmet Çelik, Ankara Temsilcisi Mehmet Kara’yla görüştü. Görüşmede eylem hakkında bilgi veren Şenocak, İsrail’in bütün insanlığın gözü önünde Mescid-i Aksa'ya saldırdığını ve Filistinli Müslümanlara eziyet ettiğini belirterek, “İsrail vicdanında insanlık onuru taşıyan tüm dünya milletleri tarafından yalnız bırakılmalıdır. Dünya insanlık hukuku artık İsrail içinde işlemelidir. Bizler din görevlileri olarak, bizler adına orada insanlığın onurunu ve kutsallarımızı koruyan direnişçi kardeşlerimizin, zulmü bertaraf etmede güç ve galibiyet sahibi olmaları için duaya katılmaya çağırıyoruz” dedi.
Camilere şefkat kutusu kurulmalı
Ziyaretinde camilerin medeniyet merkezi haline getirilmesi gerektiğini de söyleyen Şenocak, çocukların ve gençlerin camileri çekilmesi için her camide “şefkat kutuları” kurulması gerektiğini söyledi. Yaz Kur’ân kurslarına 28 Şubat’ta getirilen 12 yaş sınırlamasının kaldırılması için çalışmalar yapıldığını, hiç değilse bunun önümüzdeki yaz dönemine yetiştirilmesini gerektiğini söyleyen Şenoacak, “Nasıl çocuklar baleye, spora gidebiliyorsa Kur’ân öğretmek içinde camilere, yaz Kur’ân kurslarına gidebilmelidir” dedi.
Yaşanan manevî tahribatı önlemek için din görevlerine görev düşüyor
“Milleti ayakta tutan cemaatlerdir” diyen Lütfü Şenoacak, cemaatlerin yaptıkları hizmetlerin takdir ve teşvik edilmesi gerektiğini dile getirdi. Yetkisiz kişilerin televizyonlarda dinî program yapmaması gerektiğini vurgulayan Şenoacak, toplumda yaşanan manevî tahribatın önlenmesi gerektiğini, bunu da önlemek için din görevlilerine büyük görevler düştüğünü hiç kimsenin bu konuda nemelazımcı olamayacağını söyledi.
İlköğretim ve liselerde okutulan din dersi ve ahlâk bilgisi dersinin branşı olan ehil ve yetkili kişilerce verilmesini gerektiğini söyleyen Şenocak, eğer derslere girecek yeteri kadar branş öğretmeni yoksa Millî Eğitim Bakanlığı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı ile protokol yapıp, ilahiyat mezunu din görevlilerinin derslere girmesinin sağlanması gerektiğini söyledi.
Sendika olarak cemaate ve imamlara yönelik seminerler düzenlediklerini de söyleyen Şenoacak, din görevlilerine yönelik Arapça kursları düzenleyeceklerini, bu çalışmalardaki amaçlarının ise din görevlileri ile toplumu bütünleştirmek olduğunu sözlerine ekledi.