Ezanın gürültü kirliliği oluşturduğu tartışmaları ile ilgili olarak basın açıklaması yapan Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, konunun çok hassas olduğunu belirterek, bu şekilde gazete köşelerinde halkın dini duygularını rencide edecek şekilde yazı yazılmasının yanlış olduğu söyledi. Şenocak konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Ezan, ses aralıkları ve makam çeşitliğiyle, bir medeniyettir” diyerek, “Yer yer bir minareye takılan yedi-sekiz hoparlörden okunan ezan diğer cami hoparlörlerinden yayılan ezan sesleri ile birleşince ortaya çıkan "gürültü kirliliği" en başta ezanın kutsallığına inanan, huşu içinde ezan dinlemek isteyen dindarları rahatsız etmektedir. Bu şekilde ortaya çıkan gürültü kirliliğinden müezzinlerin sorumlu tutulması yanlıştır” diye konuştu.
Ezanlar güzel okunursa dinsizler, gayr-i müslimler ve yabancı turistler de zevkle ve heyecanla dinlerler. Ezanlar bed okunursa bundan Müslümanlar da rahatsız olur. Tabii ki ezanın kendisinden değil, kötü okunuşundan, hoparlörden. Sesi güzel olmayan, ezan okumasını bilmeyen kimselerin ezan okuması, ezana, İslâm’a, Müslümanlara eza olmaktadır” diyen Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede,”Bazen hem sesi güzel, hem ezan okumasını bilen bir kimsenin okuduğu ezan, haddinden fazla açılan hoparlörler yüzünden berbat olmaktadır. Bir tek minarede sekiz hoparlörü bulunan camiler vardır. Günde beş kez bu hoparlörler sonuna kadar açılarak kulakları tırmalayıcı, pencere camlarını zangırdatıcı ses kirliliğine sebep olunmaktadır. Sabah ezanlarının, ölüleri bile mezarlarından kaldıracak bir güzellikte, harika bir ses ve musikî ile okunması gerekir” diye konuştu.
Müezzinin kelime anlamıyla ‘ezan eden, okuyan’ demek olduğunu söyleyen Şenocak, “Her sesi iyi olanın ezan okuyamayacağı gibi her müzik bilgisinin de müezzin yetiştirmeye yetmeyeceğini ifade etti. Açıklamasında “Ezan için ayrı bir eğitim gerektiğini” vurgulayan Şenocak, 28 Şubat’tan sonra müezzinlik kadrolarının büyük bir kısmının kaldırıldığını hatırlatarak, “Bu çok yanlıştır. Mutlaka vasıflı müezzinler yetiştirilmeli, müezzinlerimiz hizmet içi eğitimlerden geçirilerek, müzik bilgisi verilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığımız bu konuya gerekli bütçeyi ayırarak, ülkemiz camilerinde gönülleri heyecana getirecek güzel ezanlar okunması için bu bütçeden tahsisat ayırmalı, dünya çapında müezzinler yetiştirmelidir. Ayrıca kalitesiz hoparlörlerin değiştirilmesi gerekir ” şeklinde konuştu.