Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfü Şenocak 25 Kasım'da din görevlilerinin camiye gitmeme kararını değerlendirdi: "Eylemle, boykotla bizim işimiz yoktur"
Kısa adı Din-Bir-Sen olan Türkiye Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Lütfü Şenocak, "Din görevlisi toplumu kucaklayıcı unsur taşımalı. Bu nedenle, bizim eylemle, boykotla işimiz yoktur" dedi.
Bazı sendikaların 25 Kasım’da camiye gitmeme kararını değerlendiren Şenocak, "Din-Bir-Sen olarak diyoruz ki, camiye gitmemeyi bir tarafa bırakıp din görevlisinin toplumla bütünleşmesi lazım. Din görevlisi toplumu kucaklayıcı unsur taşımalı. Bu nedenle, bizim eylemle boykotla işimiz yoktur" diyerek, eyleme katılmayacaklarını bildirdi.
Konuyla ilgili yazılı bir basın açıklaması yapan Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, din görevlileri ve vakıf çalışanlarının en önemli sorunlarından birinin sosyal, özlük ve mesleki sorunlarının yıllardır çözülmeyişi olduğunu söyleyerek, “Din görevlilerinin özlük ve mali hakları konusunda birçok sıkıntı vardır. Yıllardır, din görevlilerinin temel sorunlarına yönelik bir çözüm geliştirilmemiş, ücret ve haklarda iyileşme, sendikalaşma, grev ve toplu sözleşme haklarına sahip olmaları noktasında geçen yıldan bugüne kadar herhangi bir iyileşme olmamıştır.
Ancak özlük hakları bir din görevlisi olarak bizim için nihai ve öncelikli konu değildir. Biz özlük haklarının hiç olmadığı dönemde de bu hizmetleri yapmaya devam ettik. Din görevlisi toplumu kucaklayan insandır. Din görevlisi mesaisi bitince işi biten devlet memuru değildir. 24 saat görevinin başındadır. Bu nedenle din görevlileri, mesai kavramına bakmadan toplumla iç içe yaşamak durumundadırlar. Çünkü nerede, ne zaman ve nasıl bir soru ile karşılaşacakları belli değildir. Böyle bir durumda bir din görevlisinin grev yapması düşünülemez. Din görevlisinin yaptığı görev telafisi imkansız bir hizmettir. Bir din görevlisinin görevinin başında olmaması toplumun birlik ve bütünlüğünü bozucu niteliktedir. Toplum olarak birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız olan bir dönemde din görevlisi ile cemaatin bölünmesini doğru bulmuyoruz. Bu nedenle, bizim eylemle, boykotla işimiz yoktur" şeklinde konuştu.
Din görevlileri olarak özlük haklarını önemsediklerini de ifade eden Şenocak, “Çünkü çalışanlara hak ettikleri seviyeyi, hayat standartlarının verilmesi devletin bir görevidir. Din görevlisinin itibarı hepimizin itibarıdır. Yetkililerin attıkları imzaya sahip çıkıp, toplu görüşmelerde alınan kararları hayata geçirmelerini bekliyoruz. Din-Bir-Sen olarak din görevlilerinin hakkını her platformda demokratik usullerle aramaya devam edeceğiz. Sorunların çözümü için cemaatle birlik ve beraberlik içinde davranmaya devam edeceğiz” diye konuştu.