Kısa adı Din-Bir-Sen olan Türkiye Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası 1. Olağan Genel Kurulu 12-13 Aralık 2009 tarihinde ÇASGEM Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Genel kurulun ilk gününe AK Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni, SP Yüksek İdare Kurulu Üyesi Yaşar Canbey ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.
Din-Bir-Sen’in 1. Olağan Genel Kurul’unun açılış konuşmasını yapan Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, din görevlileri ve vakıf çalışanları adına huzurlu ve insan onuruna yaraşır bir yaşam talep ettiklerini söyledi.
Şenocak, sendikanın 1. olağan genel kurulunda yaptığı konuşmada, YÖK’ün katsayıyı eşitleyen kararına ilişkin Danıştay'ın verdiği yürütmenin durdurulması kararının 28 Şubat ve önceki müdahalelerde eğitimle ne denli oynandığını bir kez daha gözler önüne serdiğini söyleyerek, “Adaletsizlik hukukçular eliyle katlanarak bir kısır döngü halinde sorun olmaya devam etmektedir” dedi. Anayasa’nın 'eşitlik' ilkesine aykırı olan katsayı uygulamasında diretilmesinin bir hukuk katliamı olduğunu belirten Şenocak, “Danıştay meslek lisesinde okuyan öğrencileri katletmektedir. Bugün meslek liselerine mensup on birlerce öğrencimiz var. 'İmam hatip liselerinde okuyan yüzde 8 öğrenciyi engelleyeceğiz' diye yüzde 92’i katledilmektedir “ şeklinde konuştu. Şenocak, sözlerine şöyle devam etti: “Eğitimle ilericilik adına farklılıkların bu denli dışlandığı yasa ve yasaklarla yok sayıldığı ideolojilerin eğitime bu denli karıştığı bir başka ülke daha yoktur. Din-Bir-Sen olarak bu adaletsizliğin sona ermesi için, toplumun sesi olmaya, mağdurların sesi olmaya devam edeceğiz.”
‘Açılım’da din unutulmasın
Açılış konuşmasında demokratik açılım tartışmalarına da değinen Şenocak, Demokratik açılım çalışmalarını, Alevi açılımı, Roman açılımı gibi geç kalınmış fakat olumlu bir adım olarak gördüklerini ifade etti. Demokratik açılım tartışmaları ile birlikte, Türkiye’nin toplumsal dokusunun inşasında Din’in rolü yeniden gündeme geldiğini kaydeden Şenocak, “Dinin toplumsal problemleri çözmede oynayabileceği sosyal rolü görmezden gelmek son derece yanlıştır. Ülkemizi gerçek huzura, barışa ve kardeşliğe götürecek asıl unsurlardan biri de dindir, din âlimleridir, din görevlileridir. Din görevlileri, bu toplumun birleştirici unsurudur. Burada Diyanet İşleri Başkanlığı’na da önemli görevler düşmektedir. Toplumda oluşan mutabakatın yayılması için öncelikli olarak Kur'an'ı Kerim, ilmihal ve temel İslam eserlerinin her dilde basımının yapılmasını ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın din görevlileri atamasını yaparken, bölgenin demografik ve kültürel özelliklerini dikkate alarak görevlendirme yapmasının halkla devlet arasında bir köprü oluşturacağını düşünüyoruz.
Önce inanç ve inancını inandığı gibi yaşamak hak ve özgürlüğü sağlanmalı, Sünni Müslümanlara sağlanan kamu desteği ve yardımı Alevi-Bektaşi ve Şii-Caferi ve diğer Müslümanlara da sağlanmalı, inancının gereğince giyinmek isteyenlerin üzerindeki her türlü baskı kaldırılmalı, başını ve bedenini inandığı gibi örtmek isteyenlerin okumak ve çalışmak hakları engellenmemeli, inancını yaşamak özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalı, farklı dil ve kültürler üzerindeki baskı kaldırılmalı, insanlarımızın düşündüklerini serbestçe ifade etmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bütün bu düzenlemeleri birlikte yapmak, yapılacak işe gerçekten "Demokratik açılım" niteliği kazandıracaktır. Toplum bu açılıma hazırlanmalı ve demokrasi kültürü geliştirilmelidir. Din-Bir-Sen olarak ısrarla söylüyoruz ki bütün bu düzenlemeler bir yasa içinde ve topluca yapılmalıdır“ diye konuştu.
Konuşmasında din görevlileri ve vakıf çalışanlarının en önemli sorunlarına değinen Şenocak, yıllardır, din görevlilerinin temel sorunlarına yönelik bir çözüm geliştirilmediğini, ücret ve haklarda iyileşme, sendikalaşma, grev ve toplu sözleşme haklarına sahip olmaları noktasında geçen yıldan bugüne kadar herhangi bir iyileşme olmadığını dile getirdi. Hiçbir özlük hakkı yokken de görevini en iyi şekilde yerine getiren din görevlisinin artık hak ettiği yeri alması, normal memurlarla aynı haklara sahip olması gerektiğini vurgulayan Şenocak, Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat Yasası’nın bir an önce çıkarılması gerektiğini kaydetti.
Sendikalar haklar AB’ye girdikçe artar
Genel Kurula katılan AK Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni ise, sendikaların çalışanların haklarını aradığı örgütlü topluluklar olduğunu söyleyerek, “Sendikaların çoğalması ve üyelerinin artmasına, demokrasi ve çok sesliliğin artması dolayısıyla önem veriyor ve çalışmalarını destekliyoruz. Ülkenin ekonomik şartları iyileştikçe çalışanların hakları daha da düzelecektir. Sendikal haklarda AB yolunda daha çok ilerledikçe kendiliğinden gelişme sağlanacaktır. Ama biz AB istiyor diye değil, kendimiz için sendikal hakları geliştirmek istiyoruz” dedi.
Konuşmasında demokratik açılımın bir devlet projesi olduğunu dile getiren Yeni, “Biz insanları kucaklaştırarak, birlik ve beraberlik içinde yaşamak istiyoruz. 72 milyon evladımızı kucaklamak zorundayız. Çanakkale’de, Azerbaycan’da, Afrika’da her yerde beraber olmuşuz, ama maalesef Türkiye’de fitne çıkartılarak bu birlik bozulmaya çalışılıyor. Onun için bu çalışmaları destekliyoruz” diye konuştu.
“Katsayı sorunu bizim meselemizdir” diye sözlerine devam eden Yeni, “YÖK Başkanı gerekli açıklamaları yaptı. Bize bu sorunu yasa çıkararak çözün diyorlar, ama daha önce Meclis’e getirdiğimizde 411 el kalktı ama geri döndü. Meclis’e gelmeden önce her yolu denemeliyiz. YÖK’ün çalışmaları sonuç verecektir diye inanıyoruz” şeklinde konuştu.
AK Parti olarak söz verdikleri her projeyi gerçekleştirmeye çalıştıklarını söyleyen Yeni, demokratik açılım, Alevi açılımı, Roman açılımı gibi açılımların aslında mevcut sorunların hepsini dile getirilerek, çözme arayışlarını olduğunu, bu çalışmalardan ortak bir yere varılacağını belirtti.
Toplumun kimyası bozuldu
SP GİK Üyesi Yaşar Canbey ise din görevlisinin toplumun önderi olduğunu söyleyerek, toplumdaki bir yanlışın düzeltilmesinde en önemli görevin din görevlisine düştüğünü ifade etti. “Demokratik açılımda üzülerek söylüyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri karşılaştığı en önemli sorunun çözümü için yakalanan en önemli fırsat üslupsuzluk yüzünden kaçmıştır. Siyasi tarihimizde hiç iyi olmayan bir süreçtir. Toplumun kimyası bozuldu. Süreç hem iktidar, hem muhalefet tarafından üslupsuzlukla götürülmüştür. TBMM’deki görüşme adeta görüşmemeye dönüştürüldü. Bugüne kadar olmayan şekilde toplumda kutuplaşma arttı, tansiyon arttı” diye konuştu.
Genel kurula Özerk Diyanet-Sen Genel Başkanı Mustafa Altunkaya, Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Teşkilat Sekreteri Ahmet Gümüş, Tüm Sağlık-Sen Genel Başkanı Okay Erözgün, Diyanet İşleri Baş Müfettişi Mehmet Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanlığı şube müdürleri, uzmanlar, Çevre ve Orman Bakanlığı daire başkanı Kadir Kılıç, Gençlik Spor Genel Müdürlüğü Sağlık İşleri Daire Başkanı Sultan Seyhan da katıldı.
Din-Bir-Sen Yeni Yönetim Kurulu
Lütfi Şenocak’ın yeniden genel başkan seçildiği kongrede Genel Sekreterliğe Süleyman Çalışkan, Genel Teşkilat Sekreterliğine Mehmet Peker, Genel İdari ve Mali Sekreterliğe Mehmet Çelik, Genel Eğitim ve Sosyal İşler Sekreterliğe Mevlüt Yıldız seçildiler.
Din-Bir-Sen Genel Başkanlığı’na yeniden seçilen Şenocak, Din-Bir-Sen’in bir aile olduğunu, din görevlilerinin ve vakıf çalışanlarının sorunlarının çözümü için çalışacaklarını, etkin hizmet ve üretim sendikacılığını yapacaklarını kaydetti.
Genel Denetleme Kurulu’na Osman Yurteri, Nuri Yağmur, Şerif Ali Uyumaz seçilirken, Genel Disiplin Kurulu’na da İsmail Sert, İlhan Demir, Abdurrahman Akyol seçildiler.
Genel Yönetim yedek üyeliklerine; Mesut Çakıroğlu, Hasan Türüt, Salih Çil, Ömer Çatık, Yüksel Demir seçildiler. Denetleme Kurulu yedek üyeliklerine; Hamit Kiraz, Yusuf Kuru, Ömer Bilici seçildi. Disiplin Kurulu Yedek Üyeliklerine ise; Mustafa Altunbulak, Vehbi Cansız, İsmail Güldüren seçildiler.
Kongrede ayrıca tüzük değişikliğiyle Türk Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası olan Din-Bir-Sen’in açılımı, Diyanet ve Vakıf Çalışanları Birliği Sendikası olarak değiştirildi.
