Din eğitiminin temel bir hak olduğunu belirten Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Kur’an eğitimine yaş sınırlaması getirilmesinin Anayasa’nın 24. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine açıkça aykırı olduğunu söyledi. Kur’an Kurslarının, İHL ve İlahiyat Fakülteleri gibi yok edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Şenocak, din eğitimine getirilen yasaklamaların toplumdaki sosyal tahribatı artırdığını vurguladı.

Konuyla ilgili yazılı bir basın açıklaması yapan Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, “Yeni kuşakların yeterli derecede din eğitimi almamaları toplumda ki suç işleme oranlarının artmasında etkili olmuştur. Öyle ki günümüzde işlenen adi vakaların temelinde yetersiz din eğitimi yatmaktadır. Manzara toplumsal dokuyu ve ahlaki yapıyı tehdit eder bir boyuta ulaşmıştır. Bu durumun giderilebilmesi için tarihi birikimimizden de yararlanarak daha düzenli, bilimsel, demokratik esaslara bağlı, pedagojik gerçekleri dikkate alan bir eğitim anlayışının geliştirilmesi kaçınılmazdır. Aksi bir yaklaşım toplumu içinden çıkılmaz buhranlara sürükleyecektir” diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Mehmet GÖRMEZ’in Manisa’da Kur’an Kurslarında Yaş sınırının kaldırılmasına ilişkin yaptığı açıklamayı değerlendiren Din Bir Sen Genel Başkanı Lütfi ŞENOCAK; “Sayın Diyanet İşleri Başkanımız Milletin Hissiyatına tercüman olmuştur. Anadolu’da Çocuklarına Kur’an öğretmek isteyen binlerce vatandaşımız Camilerin kapısından çocuklarıyla geri dönmektedir bu yaş sınırlaması dolayısıyla, Vatandaş Çocuğu ile beraber giderken Din Görevlisi Kan ağlamaktadır.” dedi

Anayasaya göre, din eğitiminin herkes için bir temel hak olduğunu belirten Şenocak, din eğitime getirilen sınırlamaların Anayasa’nın 24. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine açıkça aykırı olduğunu ve bir an önce bu yasağın kaldırılması gerektiğini ifade etti.

Açıklamasında, 12 yaş altında Kur’an öğreten din görevlilerinin soruşturma geçirdiğini dile getiren Şenocak, “Yetkililer tarafından din görevlilerimize ve Kuran Kursu öğretmenlerimize ‘12 yaş altı çocukları da camilerin bir köşesine alın ve onlara da ders verin’ denilmekte, sonrada gerek başkanlık gerekse Milli Eğitim müfettişleri tarafından sık sık denetimlere tabi tutulup haklarında soruşturmalar açılarak çaresizliğe ve hukuksuzluğa itilmektedir. Hükümetimiz tarafından derhal bu hukuksuzluğun giderilmesi gerekmektedir. Bunun için İlköğretim dördüncü sınıfa geçen öğrencilerin en azından yaz kurslarında kayıtlı olması sağlanmalıdır.Ayrıca Yaz Kur’an Kurslarında kurum dışı müfettişlerin denetimleri de kaldırılmalıdır” şeklinde konuştu.

Çocuğa Kaç Yaşında Kur’an Öğretileceği Dayatılamaz

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1. Nolu Ek Protokolünün 2. maddesinin, “Devlet din eğitimi ve öğretimi sahasında üstleneceği vazifelerin ifasında bulunmalı ve bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi akidelerine göre temin etmek hakkına riayet etmeli” dediğini hatırlatan Şenocak, “AB’ye girme mücadelesinin yapıldığı bir dönemde hak ve özgürlükler artırılacağına daha da daraltılmaktadır. Anayasamızın 24. maddesinde ‘din eğitim ve öğretimi ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin talebine bağlıdır’ denilirken, devlet, vatandaşın çocuğuna kaç yaşında Kur’an öğreteceğini dayatmaya çalışıyor.

Peki, daha 5 yaşından itibaren çocuklar velileri tarafından talep ettikleri her türlü kurslara yasaksız ve çekinmeden götürürken (bale, dans müzik vs) başka veli çocuğunu Kuran Kursuna niçin getiremez? Bu inat, bu çifte standart neden? Devlet bunu dayatamaz. Dayatırsa Anayasaya aykırı davranmış olur” dedi.

Yaz Kur’an Kursları Yeniden Yapılandırılmalı

Ülkemizde 0–15 yaş arası çocuklarımıza din eğitimi veren bir örgün eğitim kurumu bulunmadığına dikkat çeken Şenocak, “sadece bu açıdan bakıldığında bile Yaz Kur’an Kurslarına ne denli ihtiyaç olduğunun ortada olduğunu, Yaz Kur’an Kurslarının toplumun her kesimine din eğitim ve öğretiminin götürebileceği en yaygın yapılanma olduğunu dile getirdi. 1.5 milyon çocuğun katıldığı bu kursların yeni neslin sağlıklı dini bilgilerle tanıştığı yerler olduğunu ve din eğitimi ve öğretiminin Yaz Kur’an Kurslarından bağımsız düşünülemeyeceğini ifade Şenocak, “0–15 yaş çocuklarına Kur’an öğretimiyle beraber din eğitimi verecek başka bir müessesenin bulunmaması nedeniyle Yaz Kur’an Kurslarına yoğun bir talep olmaktadır. Bu yoğun talebi karşılayamayan camilerimiz bu konuda yetersiz kalmaktadır. Bunun için yeni düzenlemelere ihtiyaç vardır. Diyanet İşleri Başkanlığı bazı çalışmalarla örneğin Yaz Kur’an Kursları için hazırlanan müfredat ve Kur’an kursu öğreticilerine ek ders ücreti verilmesi çok önemli gelişmeler sağlamış olsa da bunlar yeniden yapılanma için yeterli adımlar değildir. Din görevlilerine verilen ek ders ücreti yaz kurslarında sözleşmeli olarak görev yapan Kur’an kursu öğreticilerine de verilmeli, kurs açmak için gerekli olan 15 öğrenci sınırlaması da kaldırılmalıdır” şeklinde konuştu.