MAZLUMDER’in başlatmış olduğu ve 20 Ağustos ta( bugün) 20 ilde eş zamanlı olarak Kur’an eğitiminde yaş sınırının kaldırılması için yapılan eyleme Din Bir Sen olarak bizlerde desteklerimizi veriyor biran önce bu yasağın kaldırılmasını hükümetten siyasi iradeden talep ediyoruz. Bu vesile ile Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak yaptığı açıklamada; Kur’an eğitimine yaş sınırlaması getirilmesinin Anayasa’nın 24. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine açıkça aykırı olduğunu söyledi. Kur’an Kurslarının, İHL ve İlahiyat Fakülteleri gibi yok edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Şenocak, din eğitimine getirilen yasaklamaların toplumdaki sosyal tahribatı artırdığını vurguladı.
Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Kur'an öğretiminin önüne konulan engelin ibadet ve eğitim hakkı gibi temel hakların çiğnenmesi olduğunu, yapılan uygulamanın pedagojik anlamda erken yaşta başlanan eğitiminin kalıcı olması ve öğrenmeyi kolaylaştırması açısından yanlış bir uygulama olduğunu ifade etti. ŞENOCAK sözlerine şöyle devam etti; Bizler birer yayız.Çocuklarımız ise geleceğe fırlattığımız oklardır.Okun hedefe isabet etmesi için, iyi bir eğitimciden ders yada iyi bir eğitimden geçmesi gerekir dedi.ŞENOCAK, Hedefimiz kamil bir insan yetiştirmek ise eğitimi küçük yaşta vermemiz gerekir, dedi.Nasıl ki cimlastik için 3 yaşında eğitime başlıyor ise, Kur’an eğitiminde de küçük yaşlarda başlamamız gerekir dedi. Bu yasağın çocuklarımızda ciddi manada yozlaşmaya ve psikolojik boşluğa neden olduğunu ifade eden ŞENOCAK, bu yasakların hala devam ettiğini ve bu yasakları koyan ve sürdürenlerin bu günahın vebali altında kalacaklarını sözlerine ekledi.
Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, sözlerini şöyle tamamladı; “Yeni kuşakların yeterli derecede din eğitimi almamaları toplumda ki suç işleme oranlarının artmasında etkili olmuştur. Öyle ki günümüzde işlenen adi vakaların temelinde yetersiz din eğitimi yatmaktadır. Manzara toplumsal dokuyu ve ahlaki yapıyı tehdit eder bir boyuta ulaşmıştır. Bu durumun giderilebilmesi için tarihi birikimimizden de yararlanarak daha düzenli, bilimsel, demokratik esaslara bağlı, pedagojik gerçekleri dikkate alan bir eğitim anlayışının geliştirilmesi kaçınılmazdır. Aksi bir yaklaşım toplumu içinden çıkılmaz buhranlara sürükleyecektir” diye konuştu.