Desk ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi ŞENOCAK, BM açıkladığı her iki raporda çelişki olduğunu, BM görevi masum ve mazlum insanları korumak olmasına rağmen, hala daha zalim ve diktatörlerin yanında olduğunu üzülerek görmekteyiz. Bunun en bariz örneği Mavi Marmara raporunda yaşamış olduğu çelişkilerdir. Şöyle ki BM İnsan Hakları Konseyi Uluslar Arası Vaka İnceleme Heyeti 27 Eylül 2010 tarihinde hazırladığı raporda İsrail'in yaptığı saldırıyı açık bir şekilde hukuksuz bulurken, Gazze'ye uygulanan ambargoyu da masum insanların cezalandırıldığı kanunsuz ve hukuk açısından sürdürülemez bir durum olarak ifade etmişti. Ancak, BM'nin açıkladığı yeni rapor ise hem ilk raporla hem de BM'nin amaç ve ilkeleriyle ciddi anlamda çelişmekte ve insanlık vicdanında kabul edilmesi mümkün olmayan bir hukuksuzluk taşımaktadır. Dedi.
ŞENOCAK, yapmış olduğu yazılı açıklamasında, yüreğimizi dağlayan ve Allah yolunda mazlum Filistinliler için mücadele ederken can veren, dokuz şehidimize mal olan Mavi Marmara Gemisi’nin vurulmasına değinerek; İsrail’in ne kadar insanlık dışı hareketlerde bulunduğunu, masum ve savunmasız insanlara keyfiyetle kurşun atacak kadar “Dünyanın en aşağılık korkaklar sürüsü” nitelendirmesine yakışan bir millet olduklarını söyledi. ŞENOCAK, amaçları sadece mağdur ve yardıma muhtaç insanlara bir nebze de olsa ilaç ve gıda yardımı yapmak olan Mavi Marmara ekibinin, insanı değerlerden yoksun, lanetlenmiş bir milletin, masum canlara gözünü kırpmadan kurşun sıkan ve bu yardımların o ihtiyaç sahibi Filistinlilere ulaşmasını engelleyen, İsrail’i bir kez daha lanetle ve esefle kınıyoruz ve tekrar Müslüman Türk Milletinden özür dilemeye çağırıyoruz dedi.
Desk ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi ŞENOCAK, bu vesile ile Hükümetin Mavi Marmara olayına karşı duruşunu destekliyor ve çalışmalarını takdirle karşılıyoruz dedi. ŞENOCAK, fakat bu çalışmaların yetersiz olduğunu masaya yumruk vurulduktan sonra hakkının tam manası ile verilmesi gerektiğini, duruşumuzun ve tepkimizin bütün orta doğuya ve insanlığa örnek olması gerektiğini ifade etti. ŞENOCAK, bu konuda Diş İşleri Bakanı Sayın Ahmet DAVUDOĞLU’nun sözlerini hatırlatarak; “Türkiye'nin İsrail'le diplomatik ilişkilerini Pazartesi gününden itibaren geçerli olmak üzere ikinci katip düzeyine indirdiğini duyurması ve Türkiye'nin Gazze ablukasını tanımadığını, ablukayı Uluslararası Adalet Divanı'na götüreceklerini en kısa süre içinde BM nezdinde girişimlere başlanacağını ifade etti”.”Silahsız kişileri ensesinden defalarca ateş edip onları öldürmek insanlık suçudur. İsrail Türkiye' den özür dilemek zorunda. Taleplerimiz yerine getirilmediği sürece ilişkilerimiz normalleşmeyecektir. İsrail'in bir bedel ödemesinin vakti gelmiştir. Bu bedel her şeyden önce Türkiye'nin dostluğundan mahrum kalmasıdır" dedi.
ŞENOCAK, Başkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın 12 Eylül’de Mısır’a yapacağı ve oradan Refah Kapısı’ndan Gazze’ye gideceği ziyareti hatırlatarak, yapılacak bu ziyaretin hem Filistin açısından, hem de Orta doğu barışı açısından somut bir adım olacağını ve kesinlikle bu ziyaretin gerçekleşmesi gerektiğini ifade etti.
ŞENOCAK, açıklamasına şöyle devam etti; İsrail dünyanın dengesini bozmaktadır. İsrail tabiatı tahrif etmektedir. İsrail bu tavırlarından vazgeçmelidir, dedi. ŞENOCAK, bizler İsrail'e İsrail olduğu için değil zulüm, kan ve terörden beslendiği için karşı çıkıyoruz. İsrail artık anlamalıdır ki bu vahşetlerinin hiçbiri gizli kalmamaktadır, dedi. ŞENOCAK, İsrail vicdanında insanlık onuru taşıyan tüm dünya milletleri tarafından yalnız bırakılmalıdır. Dünya insanlık hukuku artık İsrail içinde işlemelidir, dedi.
Desk ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi ŞENOCAK, açıklamasını şöyle tamamladı; “Yüreğinde insani onur taşıyan tüm insanlığı Mavi Marmara gerçeğini ve Filistin intifadasını anlamaya ve tepkiye çağırıyoruz." Dedi.
