Desk ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Diva-Sen’in davetlisi olarak, Ankara Çalışma Bakanlığı Sosyal Tesislerinde yapılan Diva-Sen 3. Olağan Kongresine katıldı.
Diva-Sen’in kongresine Din-Bir-Sen Ankara İl Başkanı Talip Saçmaözü ve Ankara İl Yönetim Kurulu Üyesi Yüksel Demir’de hazır bulundu.
Şenocak Diva-Sen 3. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada şunlara değindi; Sendikacıların ve hatta tüm insanlığın temel ilkesi; Efendimiz (s.a.v. )’ın ““Hakkı söylemeyen haksızlık karşısında suskun kalan dilsiz şeytandır” sözü, aslında haksızlık karşısında bizlere hak aramada yol gösteren bir kandil olmalıdır”. Sendikacılık; sabır, gayret ve emek isteyen, özverili; yeri geldiğinde, aile bireylerini sendikanın ardına bırakan, insanlık adına cefalı bir görevdir, dedi.
Şenocak, Din-Bir-Sen’in misyonunu da anlatarak şunlara değindi; “Sorunun değil çözümün parçası olmak; kurumsallığa, ekip ve organizasyon ruhuna inanmak; kavgadan yana değil diyalogdan yana olmak; baskıyla değil ikna yoluyla hareket etmek; uzak görüş yeteneğini bireyselliğe dönüştürmemek; istişareye açık olup biz ruhuyla davranmak ve ekip çalışmasını üstün tutmaktır.” Sendikal ayrıştırmayı değil bütünleştirmeyi prensip edinen sendikamız, çalışanların gür sesi olacaktır. Hal böyle olunca Diva-Sen ile birlikte aynı çizgide yürüyor olacağız. Farklı görüşlerin tek bir amaca hizmet edip, birlik ve beraberliğin adresi bizler olacağız, dedi.
Daha sonra Şenocak Din-Bir-Sen’in yapmış olduğu ve imzasını attığı çalışmalara değinerek şunları ifade etti; Din-Bir-Sen olarak, birçok güzel ve hayırlı işe imzamızı attık. Fahri Kuran Kursu Öğreticilerinin kadroya geçirilmesi, Mellelerin kadroya alınma yolunun açılması ve bu bağlamda Güney Doğu projesi çalışmalarımızdır. Bizlerin hassasiyetle üzerinde durduğu diğer bir imzamız ise, “kürsü dokunulmazlığı” oldu. Yıllardır Din Görevlilerimize dayatılan ve Din Görevlilerimizi “namaz kıldırma memuru“ haline getiren bu sistemin kaldırılması adına çok mücadele verdik ve vereceğiz. Bizler Din Görevlilerimizin özgür, araştırmacı, kendini cemaati ile bütünleştiren, bilgi ve donanım adına kendini yetiştiren ve verecekleri vaaz ve hutbelerin heyecanını yüreklerinde taşıyan özgür gönül erleri olmasını istiyoruz. “Din görevlileri yeni bir medeniyetin inşasının mimarlarıdır” felsefesi ile çıktığımız bu yolda sesimizi duyurmak, yürekler arasında ki sevgi köprülerini sağlamlaştırmak adına, Din Görevlileri ve Camiler Haftasında “Sevgi ve Kardeşlik Yürüyüşü” düzenledik. İstiklal Caddesinden başlayıp Taksim’e kadar devam eden ve Taksim Meydanı’nda basın açıklaması ile son bulan bu yürüyüşümüzle, gönülleri ile bakabilen, insana ve insanlığa dair güzel hasletlerin harmanlandığı ve her an, her saat ve her anımızda yanımızda olan din Görevlileri ve vatandaşlar arasında bir sevgi ve muhabbet köprüsü oluşturduğumuza inanıyoruz. Çünkü bizler, İslam gibi sağlam bir kaynağı, Hz. Peygamber (sav) gibi mükemmel bir rehberi bulunan ve çok büyük bir mirasa sahip olan din görevlileri, Selçuklu, Osmanlı ve kurulduğu günden bu tarafa Türkiye Cumhuriyeti’nin karşılaştığı her türlü duruma çözüm üretmiş gönül erleriyiz, dedi.
Şenocak, Sendikacılığın asıl amacı hitap ettiği kesimin, yani Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarının özlük haklarını sonuna kadar savunmaktır. Maalesef iktidarın getirmek istediği bu yasa tasarısına çanak tutanlar, düne kadar gözümüz yollarda kaldı diyerek taslağın yasalaşması için çığırtkanlık yapanlar, adeta kendini 5.grup başkanvekili sananlar bugün ne oldu da yasa tasarısını protesto ediyorlar anlamak mümkün değildir. Bu sendikaların kapalı kapılar ardında diğer sendikalara %2,5 gibi kota getirilmesini bu yasa taslağına sokmak için hükümete baskı yaparken demokratikleşmede ne kadar samimi olduklarını ortaya koymaktadırlar. Kendilerinden farklı düşünen sendikaların kapatılmasını dahi hükümetten isteyecek kadar gözleri dönmüş yetkili sendikaların bu ülkede ilk defa 2012 yılına ait toplu görüşmeyi dahi yapamamalarının hesabını vermek durumdadırlar. Arazide hükümetin sendikasıyız diye insanlara onur kırıcı baskı yapanların elde ettiği güçle hak arama gibi bir dertlerinin olmadığı kendilerine bir istikbal arayışı içine girdikleri açıkça ortaya çıkmıştır. Bir kez daha Türkiye’de demokratikleşmenin sendikalardan başlanması gerektiği bariz bir şekilde anlaşılmıştır, diyen Şenocak, Din-Bir-Sen olarak bizler; toplu görüşmeler de, özellikle çalışanların hakları korunması noktasında sadece yetkili sendikaların değil bu konuda etkili sendikalarında fikrinin alınmasını, hatta görüşmelere katılımlarının sağlanmasını talep ediyoruz. Çünkü yetkili olmak demek bu konuda son merci anlamına gelmez etkili olmak yetkili olmanın önüne geçer, dedi.
Şenocak Toplantıda yaptığı konuşmasını şöyle tamamladı; Hamurunda incelik ve ileri görüşlülük olan sendikalar elbet çıkmış oldukları her yolculuğun durağında birbirlerine nefes ve yoldaş olacaklardır. Güçlerin birleşmesi, hizmetin kalite ve anlayışını güçlendirecektir. Diva-Sen de Din-Bir-Sen gibi hiçbir zaman haksızlığa boyun eğmemiş hep hak yolda hakkın mücadelesini vermiştir. Nokta uğruna, virgül gibi asla eğilmemiştir. Bu vesile ile Diva-Sen’in 3. Olağan Genel Kurulunu kutluyor, çıkacak sonucun hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Mevla’m yar ve yardımcınız olsun. Burada bulunan ve emeği geçen herkesi de saygı ve muhabbetle selamlıyorum, dedi.
