Desk ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, 28 Şubat sürecinde, özellikle dini hassasiyetler, eğitim ve sağlık noktasında, bazı devlet yöneticileri, askeri komutanlar, sivil toplum örgütü mensupları, görsel ve yazılı basın mensuplarının dikte etmek için uğraştıkları,  anti demokratik uygulamaların mağduru olarak yazılı bir basın açıklaması yaptı.

Şenocak yazılı basın açıklamasında; Türk milleti olarak tarihimize dönüp baktığımızda değişik zaman ve mekânlarda iktidar kavgaları, güç savaşları karşımıza çıkacaktır.  28 Şubat olarak adlandırılan post modern darbe ile Türk milleti tarihinin kara günlerini yaşamıştır. “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir.”  bağlayıcı anayasal hükmüne rağmen aziz milletimize gizli ve kanlı oyunlar oynanmış ve aziz milletimiz sırtından hançerlenmiştir, dedi.

Şenocak, gücünü kaostan alan ve Millete rağmen bir şeyler yapmaya uğraşan kişiler bu süreçte başarılı olmuş ve marifetleriyle övünerek “1000 yıl süreceğini” iddia etmişlerdir.  Gelinen bu noktada milletimiz, yaptıkları eylem ve fiillerinden dolayı kanlı emel ve hırs sahibi insanları yargılamakta ve hukuki olarak cezalandırılmasını talep etmektedir, dedi.

Şenocak, bu bağlamda silahlı kuvvetler bünyesinde görev yapan kamu görevlilerinin hükümeti düşürmeye, istifaya zorlamaya ya da iş göremez duruma getirmeye kalkışmaları açıkça ceza kanununda düzenlenen suçları oluşturmaktadır. 28 Şubat 1997 tarihinde gerçekleşen Milli Güvenlik Kurulu Toplantısında alınan ve ilan edilen kararlar ve sonrasında hukuk dışı yapılanmalar tarafından, kurumlara ve sivil siyasete müdahale edilmiştir. "28 Şubat süreci" olarak nitelendirilen bu süreçte bazı subay ve askerlerin tasarlayıcısı oldukları bir plan ve program dahilinde, meşru siyasal zeminin dışında, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve medya organlarının da desteği ile hükümet karşıtı bir kampanya başlatılmış ve sonunda meşru hükümet cebren istifaya zorlanırken bu süreçte açıkça ve defalarca ceza kanununun suç saydığı fiiller işlenmiştir, dedi.

Şenocak, Türk Silahlı Kuvvetlerini kullanarak Refah-Yol olarak bilinen TBMM'de güvenoyu alarak Anayasaya uygun bir şekilde Prof. Dr. Necmettin Erbakan Başbakanlığında kurulan 54. Cumhuriyet Hükümetini cebren, iskat etmeye teşebbüs ederek ve kısmen dahi olsa çalışamaz duruma getirmeye çalıştılar. Başta yargı mensuplarını olmak üzere Genel Kurmay Karargâhı’nda brifinglere tabi tutarak yargıyı etkileyerek meşru hükümete karşı kullandılar. "Demokrasiye Balans Ayarı Yapıyoruz" diyerek açıkça görevleri dışına çıkarak siyaset yaptıklarını ve hükümeti düşürmeye çalıştıklarını; Basın, medya, iş dünyası ve akademik çevrelerle gizli ve açık iletişime girerek meşru hükümet aleyhine kampanya yaptıkları ve hükümeti itibarsızlaştırarak istifa etmeye ve iş göremez duruma düşürmeye gayret gösterdiler, dedi.

Şenocak, Eğitim sisteminde köklü değişiklikler yaparak zorunlu eğitimin kesintisiz yapılmak suretiyle İmam-Hatip Liselerinin ve tüm meslek liselerinin ortaokul kısımlarının kapatıldığı, Kuran-ı Kerim eğitimi alacak çocuklara yaş sınırı getirildiği, Hafızlık kurslarının kapatıldığı, Dini cemaat ve derneklerin markaja alındığı, akabinde üniversiteye giriş sınavında değişiklikler yapılmak suretiyle imam-hatip liseleri ve diğer tüm meslek liselerinin alanları dışında başka bölümlere yerleşmelerinin imkânsız hale getirildiği ve o dönemde meslek liselerinde okuyan on binlerce öğrencinin haksız rekabetle karşı karşıya bırakılarak mağdur edildiğini bizzat yaşadık. Ve bu bağlamda Bazı meslek kuruluşları, bazı sendikal kuruluşların başkan ve yetkilileri bu güçlerini kullanırken bazı medya kuruluşları ve gazeteciler de ellerindeki kamuoyu oluşturma ve yönlendirme güçlerini kullanmışlardır, dedi.

Şenocak yazılı basın açıklamasına şöyle devam etti; Hukuka aykırı bir oluşumun aldığı hukuksuz kararlar sonucu birçok kişi görevinden alınmış, öğrenciler eğitim haklarından yoksun bırakılmış, disiplin cezaları ile üniversitelerden ilişikleri kesilmiş, farklı görüş ve ideoloji sahipleri hürriyeti bağlayıcı cezalarla tecziye edilmiştir. Kendilerinden olmayan kamu çalışanlarını, vatandaşları, öğrencileri illegal kayıtlar tutup, dosyalar oluşturup, fişlemişlerdir. O tarihte fişlenenler arasında şu anda konfederasyonun genel başkanı olarak başta ben olmak üzere çok sayıda kamu görevlisi yer almıştır. Türkiye Cumhuriyeti Kanunları ile kurulan ve Anayasa tarafından da temin edilen Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde yasal olarak çalışan birçok din görevlisi, görevleri gereği yaptıkları fiillerden dolayı fişlenmişlerdir.  Bu husus sadece İmamlar için geçerli değildir. Çeşitli kurumlarda çalışan bir çok personel şu veya bu şekilde bu sindirme politikasının birer hedefi haline getirilmişlerdir. Fişlenen kamu görevlilerine disiplin cezaları verilmek, görev yerleri değiştirilmek suretiyle istifaya zorlanmışlar, zulüm görmüşlerdir, dedi.

Şenocak yazılı basın açıklamasını şöyle tamamladı; Sonuç olarak, gerek 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun gerekse de 5237 Sayılı Ceza Kanunun ilgili maddelerinde düzenlenen fiilleri 1996 yılından günümüze kadar defalarca ve kamuoyunca bilinen bir şekilde müştereken  işlemişlerdir. Böylelikle şüphelilerce gerçekleştirilen eylemler, 765 sayılı ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun yukarıda verilen maddelerine göre açıkça suç teşkil etmektedir. Bu haliyle kanunda öngörülen suçların tüm unsurları oluşturulmuştur, bu nedenle faillerin cezalandırılması gerektiğinden; ilgililer hakkında soruşturma yapılarak tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edilmelerini; kovuşturma yapılarak cezalandırılmalarını talep etmek üzere Cumhuriyet Savcılığına müracaat etmek zorunda kaldık.

Biz DESK ve Din-Bir-Sen olarak o dönemde aktif görev almış olan, milletine pusu kuran, ihanet edenlerin ve bunların değirmenine su taşımakla hizmet edenlerin yargılanması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Bu dönemin mağdurları olarak diğer mağdurların yanında olduğumuzu ve sonuna kadar gidilmesi gerektiğini savunuyor aşağıda isimleri yazılı şahısların süreç içerisindeki rollerinin sorgulanması ve incelenmesi için suç duyurusunda bulununduk, dedi.

1-       Süleyman DEMİREL (Dönemin Cumhurbaşkanı)

2-       İsmail Hakkı KARADAYI (Dönemin Genel Kurmay Başkanı)

3-       Çevik BİR (Dönemin Genel Kurmay İkinci Başkanı)

4-       Hikmet KÖKSAL (Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı)

5-       Ahmet ÇÖREKÇİ (Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı)

6-       Teoman KOMAN (Dönemin Jandarma Genel Komutanı)

7-       İlhan KILIÇ (Dönemin Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri)

8-       Doğu AKTULGA (Dönemin Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı)

9-       Erol ÖZKASNAK (Dönemin Genel Kurmay Genel Sekreteri)

10   -  Erdal CEYLANOĞLU (Dönemin Zırhlı Birlikler ve Eğitim Tümen Komutanı)

11   -  Osman ÖZBEK (Dönemin Erzurum Jandarma Komutanı)

12   -  Necdet SEÇKİNÖZ (Dönemin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri

13   -  Fahri ÖZTÜRK (Dönemin Devlet Denetleme Kurulu Başkanı)

14   -  Oğuz ÖZBİLGİN (Dönemin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı)

15   -  Özhan ÜZÜMCÜOĞLU (Dönemin Cumhurbaşkanı Danışmanı)

16   -  Kemalettin ALİKAŞİFOĞLU (Dönemin Cumhurbaşkanlığı Kanunlar Kararlar ve Hukuk İşleri Başkanı)

17  -  Batı Çalışma Grubu dâhilinde ismi geçen üst düzey ve diğer ordu mensupları ile Batı Çalışma Grubu dâhilinde hareket eden her türlü Kamu Görevlileri ve Bürokratlar

18   -  Dönemin Adalet ve İçişleri Bakanları

19   -  Kemal GÜRÜZ (Dönemin YÖK Başkanı)

20   -  Kemal ALEMDAROĞLU (Dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü)

21   -  Mehmet Nuri YILMAZ (Dönemin Diyanet İşleri Başkanı)

22   -  Oğuz KALELİOĞLU (Emekli Kurmay Albay - Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Danışmanı)

23  -  Vural SAVAŞ (Dönemin Yargıtay Başsavcısı)

24  -  Nuh Mete YÜKSEL (Dönemin Ankara DGM Başsavcısı)

25  -  Aydın DOĞAN (Doğan Medya Grubu Patronu)

26  -  Ertuğrul ÖZKÖK (Gazeteci – Genel Yayın Yönetmeni)

27  -  Reha MUHTAR(Gazeteci – Ana Haber Spikeri)

28  -  Fadime ŞAHİN

29  -  Müslüm GÜNDÜZ

30  -  Ali KALKANCI

31  -  Refik BAYDUR (Dönemim TİSK Başkanı)

32  -  Fuat MİRAS (Dönemin TOBB Başkanı)

33  -  Rıdvan BUDAK (Dönemin DİSK Başkanı)

34  -  Derviş GÜNDAY (Dönemin TESK Başkanı)

35  -  Bayram MERAL (Dönemin TÜRK-İŞ Başkanı)

36  -  Soruşturma neticesi tespit edilecek asli ve fer'i iştirak eden diğer şüpheliler