Teşkilat çalışmalarına hız kesmeden devam eden Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi ŞENOCAK, Din-Bir-Sen Genel Araştırma ve Dış İlişkiler Sekreteri Hasan Türüt, Din-Bir-Sen İl ve İlçe Yönetimi ve Din-Bir-Sen üyelerinin katılımı ile Rize’de kahvaltılı teşkilat toplantısı yapıldı.
Rize’de yapılan kahvaltılı toplantıda ilk olarak Din-Bir-Sen Genel Araştırma ve Dış İlişkiler Sekreteri Hasan Türüt bir konuşma yaptı. Türüt konuşmasında, özellikle sendikacılık ve sendikal çalışmalar üzerinde durdu.
Türüt konuşmalarında şunları ifade etti; Yolumuz uzun ince bir yoldur. Başarımızın desturu İnşirah süresinde saklıdır. Yani hayırlı işler yapmak istiyorsak, istikrar, itidal, adalet, merhamet, tebessüm ve huzur diyorsak; sanırım bu kelimeleri hasretle ve özlemle tatmak ve yaşamak istiyoruz. Haklısınız, hakkınızdır. Ancak yol çok açık ve nettir. Dikkat; aynen Allah’ın sesine kulak verelim. Zorluktan sonra kolaylık” yani zahmet çekmeden, fedakârlık yapmadan, bedel ödemeden yukarıda tatmak istediğimiz muhteşem ifadeleri elde etme imkânımız olmayacaktır. İşte Din-Bir-Sen in yol haritası ve pusulası budur.
Daha sonra Desk ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi ŞENOCAK konuşmasını yaptı. Farklı birçok konuya değinen Şenocak özellikle yeni anayasa çalışmaları ve Din-Bir-Sen olarak hazırlayıp Meclis’e sundukları önerileri anlattı.
Şenocak konuşmasına şöyle devam etti; 12 Eylül 1980 darbesinin ürünü olan ve sözde demokratik düzen üzerine oturtulmuş 1982 Anayasası dayatma ile Türk halkına kabul ettirilmiştir diyen Şenocak, yani Halka bu anayasayı ya kabul edeceksin yada bu despot düzen devam edecek diyerek kabul ettirilen bu anayasanın demokratik bir anayasa olduğu iddia dahi edilemez. Bundan dolayıdır ki Türk toplumunun otuz yılı aşkın sivil bir anaysa isteği süre gelmektedir. Her ne kadar bir takım pansuman niteliği taşıyan belli başlı konularda, değişikliğe, yeniliğe gidilse de bu durum yeterli ve dirayetli olmamıştır. Bu istek yıllar boyu süre gelmektedir. Bunun için Türk toplumunun bunu istediğine dair bir anket ve toplum araştırmasına girilmesi abesle iştigal anlamına gelir ki buda zaman kaybıdır, dedi.
Şenocak, bunun için bir anaysa da şu esasların olması gerekir:
1- Önce anayasa, ilmi olmalı ve gerçeklere uygun olmalıdır.
2- Anayasada çelişki olmamalıdır.
3- Anayasa bir baskı ve zorlama içermemelidir.
4- Anayasanın içinde samimiyet ve dürüstlük olmalıdır. ( Anayasada bağımsızlık deyip sonra memur katsayısını IMF’ye bırakamayız. Demokrasi söyleyip, gerçekten bunun dürüst bir şekilde yapılması gerekiyorsa, halkın istediğine razı olunması gerekir. ) Anayasa da öncelikle demokrasinin temel unsurlarına inanılmalı, yani millet bilgisiz kişi yerine konulmamalıdır, millete saygı duymalıyız.
5-Anayasa ile bu vatanı bize bırakmış olan şehitlere saygı duyulması gerekmektedir, dedi.
Şenocak, Anayasanın temel vasıflarını da değinerek, bunları şu şekilde ifade etti;
1-Anayasa kuvvetli değil hakkı üstün tutan bir anayasa olmalıdır.(Bakanlar kuruluna, KDV.’yi artırma oranlaması verilmemelidir.) siyasi gücün hudutları sınırlandırılmalıdır. Siyasi güç kendi beceriksizliklerini KDV ile para ceza ile milletten almamalıdır. Darphane karşılıksız para basmamalı, bunu anayasa ile tespit etmeliyiz.
2-Anayasa millete uygun olmalı, barış getirmeli, huzur getirmeli ve saadet getirmelidir. Her insan kendisi için istediği hakları başkasının da sahip olmasına razı olmalıdır, dedi.
Şenocak Din-bir-Sen üyeleri ile yapmış olduğu kahvaltılı toplantının sonunda katılımcılara teşekkürlerini sunarak, bu tür toplantıların sendikal manada verimli olduğunu ifade etti. Toplantıya katılanlarda Şenocak’a teveccühlerini sunarak, toplantı karşılıklı iyi niyet temenniler ile son buldu.