Şenocak basın açıklamasında; 1 milyon 800 bin emekli, 2 milyon 400 bin memur ve yüz binlerce dul ve yetimin umutları suya düştü. “Türkiye, 2010 yılında %9,2; 2011’de %8,5 büyüdü; dünyanın yükselen yıldızıyız” diyenler, Memur-Sen’in “Külfeti, dar ve sabit gelirlinin omuzlarına yüklediğiniz gibi, nimeti de adil paylaşalım” tekliflerine yanaşmayıp yetkili konfederasyonun bir kez daha etkisiz olduğunu ortaya koymuşlardır, dedi.
Şenocak, tutarsız ve amaçsız tavırları neticesinde çıkmaza giren görüşmelerin olumsuz sonuçlanması, yetkili konfederasyonun Hak arama üslubunu bilmemesi, masa başı sendikacılık anlayışının bariz bir göstergesi olmuştur, dedi.
Şenocak Hükümete seslenerek şunları söyledi; 450-500 ayrıcalıklı iş adamı için, teşvik adı altında bir çırpıda 2 milyar lira kaynak aktaran bu zihniyet, 4,5 milyon kişi için 5,5 milyar lirayı memuruna çok görmüştür. Sizler vekillerinize ve üst düzey bürokratlarınıza bir gecede çok yüksek oranda zam verirken ve geçinmek için zaruri olan ihtiyaçlara hiç düşünmeden zam yaparken, şimdi memurun sizden talep etmiş olduğu zam oranına neden bahane uyduruyorsunuz? Bugün dünyada ekonomisi büyüyen sayılı ülkelerinden biri olan Türkiye’de siz memura gerekli zammı farklı bahanelerle çok görüyorsanız, burada bir yanlışın olduğu bariz bir şekilde ortadadır, dedi.
Şenocak, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’ya da seslenerek “Sizler hükümete dersini iyi çalışmadı, diyerek serzenişte bulunurken, kendinizin tembelliğini görmezden geliyorsunuz. Ders çalışmayan hükümet diye nitelendirdiğiniz kişiler önerdikleri zam oranını %3+3’den %4+4’e çıkararak ders çalıştıklarını ispat etmişken, siz %16’dan başlayan talebinizi hükümetin %4+4 seviyesinde bile tutturamadınız. Sizler sendikacılığın alanlarda değil masada yapılacağını söylerken bugün ne oldu da masada hak aramaktan aciz kaldınız? Bürokratların ve memurların ataması bizden sorulur diyecek kadar cüretkâr olan sizler, şimdi ne oldu da, %4+4 kararıyla takınmış olduğunuz maskeleri acziyetinizin kılıfı yaptınız? Hani masada sendikacılıkla memurun, emeklinin, dul ve yetimin hakkı söke söke alınacaktı. Ne oldu da şimdi kuzuların sessizliği gibi Hakem Kurulunun karşısında sessiz kaldınız? Hani toplu görüşme öncesi yüzdelerin tavan yaptığı söylemler, ne oldu da yerin dibine inmeye mahkûm oldu? Sayın Gündoğ’du şimdi bu durumda sizce kim dersine iyi çalışmış bariz açık değil mi? Masa başında sendikacılık yaparak hükümet dersine çalışmadı, diye ithamda bulunmak sizin tembelliğinizin kılıfı olmamalı”, dedi.
Şenocak; adı bile zikredilmeyen, toplu sözleşmelerde sivil toplum örgütü olarak söz hakkı verilmeyen, ama her defasında haklılıklarını etkili sendika ve konfederasyon olarak gösteren sivil toplum örgütleri de var. Bu konfederasyon ve sendikalar mücadelelerini her platformda göstererek, kendilerine güvenerek üye olan, imza atan herkesin hakkını sonuna kadar koruyarak mücadelelerini vermektedirler, dedi.
Şenocak, Sayın Gündoğdu’ya ve onun gibi sendikacılık anlayışına sahip kişilere seslenerek “Sizler yetkili konfederasyon ve sendika olarak sınıfta kaldınız. Mesai harcayıp ders çalışmak yerine masada ucuz kahramanlık yaparak, hedef koyduğunuz yüzdenin altında ezildiniz” dedi.
Şenocak; vicdanı muhasebe yapacak kadar akli selim insanlara sesleniyoruz; Eğer gerçekten “Hak” için mücadele veriyoruz, söyleminde samimi iseniz, gıdaya, elektriğe, benzine ve mazota % 20-24 arası verilen zammı nasıl sineye çekip, masada “Hak” arama mücadelesinde bulunmadınız? Dedi.
Şenocak, yazılı basın açıklamasını şöyle tamamladı; Bizler yetkili sendikaların, etkili sendikası durumundayız. Yani dün Hükümete yandaşlık yapmayı “dik duruş” olarak tarif edenler bugün “Hak” arama noktasında yetkisiz ve etkisiz sendika olduklarını bir kez daha göstermiş oldular. Hakem Kurulunun karşısında da yetersiz kalan yetkili konfederasyon, bundan sonraki yol haritasında çatılarının altında topladıkları evlatlarına üvey evlat muamelesini gözden geçirmeleri gerekir. “Yetkili sendikadır, her hakkımızı korur, sonuna kadar arkamızda destekçimiz olur” diye umut bağladığınız bu sendikaların performansını bir kez daha düşünerek üyeliklerinizi gözden geçiriniz, dedi.
Şenocak, artık ülkede ve dünyada postallı sivil toplum örgütleri devri kapanmıştır. Gücünü üyelerinden alan sendika ancak üyelerinin özgürlük ve adalet isteklerine cevap verir. Sendikacılık köşe kapma oyunları oynanacak yer değildir. Devekuşu misali: “devekuşuna uç demişler, ben deveyim uçamam demiş, yük taşı demişler ben kuşum taşıyamam; ” kararsızlığı içerisinde; biz farklıyız, manevi, milli değerler, ilkeler gibi miras kalan hedeflerden bahsederek saflarınıza kattığınız insanların hayallerini çalmayın, dedi.
Şenocak; Demokratik Sendikalar Konfederasyonu olarak, Türkiye’nin Demokratikleşmesi için temsil ettiklerinin haklarının korunması doğrultusunda mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz. Bu vesile ile bütün kamu görevlilerine ve üyelerimize sesleniyoruz: “Bu mücadelemizde etkili konfederasyon olmanın sorumluluğu ve bilinci ile yanımızda olmanızı talep ediyoruz”, dedi.