Desk ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’nun basında yer alan, “Türkiye demokratikleşecekse askerler de polisler de hakimler de savcılar da örgütlenebilmeli ve sendika kurabilmelidir” “Emniyet Genel Müdürleri de Diyanet İşleri Başkanları da itaat eden kullardan zevk alabiliyor. En despot kararlar Diyanet, Emniyet ve Genelkurmay'da alınır”diyerek bu kuruluşları ve yöneticileri zalimlik ve despotlukla suçlayan açıklamaları üzerine yazılı bir basın açıklaması yaptı.
Şenocak açıklamasında; Din ve Diyanet çalışanlarının bir çatı altında düzenli ve sistematik bir düzen içerisinde, kurallara uygun bir şekilde, hak ve hukuk gözeterek kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı’na karşı talihsiz ve bilinçsiz bir şekilde yapılan açıklamayı esefle kınıyoruz, dedi.
Şenocak, Gündoğdu’nun “Diyanet İşleri Başkanları da itaat eden kullardan zevk alabiliyor” ifadesini “itaat”kelimesinin manasını bilmeden itaatin sadece Allah (c.c.)olacağını hatırlatarak yapılan açıklamanın çok talihsiz ve gündemde kalma çabasının sancılı bir ifadesi olarak görüyoruz, dedi.
Şenocak, Biz Diyanet mensuplarının haklarının korunması noktasında sendikal mücadele verdik ve öncülük yaptık diye bir ifade kullanan Gündoğdu’nun kalkıp Diyanet ve Diyanet Yönetimini despotlukla suçlaması abesle iştigalden den başka bir şey değildir. Eğer bugün Diyanet İşleri Başkanlığı’nda birden çok sendika hak mücadelesi verebiliyorsa bu demektir ki demokratik bir işleyiş mevcuttur. Aksi olsa idi sendikal çalışmalar yasak olup tek düzey bir yönetim olurdu, dedi.
Şenocak Sayın Gündoğdu’ya seslenerek “sizler masa başında birkaç kelamın hesabını kendi doğrularınızın süzgecinden geçirip kurumlara mal ederek basın gündeminde hayat bulmaya çalışırken, ülkenin en ücra köşesinde görev aşkı ile can ve mal güvenliği olmayan bir din görevlisinin gayretini anlamanız mümkün değildir. Zira siz! Size sunulan duvarların ve makamların arkasında itaat ve despot kelimelerini analiz edemeyecek kadar bi haber yaşıyorsunuz”, dedi.
Şenocak, günümüz gündeminde var olan bir kargaşa ortamına Emniyet teşkilatı için sendikal bir yapının oluşturulmasını ve bunun dillendirilmesini yerine ve zamanına göre ders ve gereksiz bir açıklama olarak görüyoruz. Çünkü yaşadığımız çağda ve Ülkemizde son zamanlarda dünya gündemi ile oluşan ve sıkıntılı anların yaşanır olduğu bugünlerde bu tür açıklamaların çözüme değil çözümsüzlüğe imza atmanın ötesine geçmez, dedi.
Şenocak yazılı basın açıklamasını şöyle tamamladı; eğer bir ülkede sivil toplum örgütleri birilerinin hak ve hukuk mücadelesini yapıyorsa, bunu birilerine çamur atarak değil “hakkı hak edene tevdi ederek”yapmalıdır. Bugün Diyanet İşleri Başkanlığını ve Yönetimini despotlukla ve itaat edilen bir kurum nitelendirmesi ile suçlama yaparken, acaba kendi duruşlarını ve davranışlarını hiç sorgulayıp muhasebesini yapabildiler mi? Hal böyle olunca, bu kadar rahatsızlık duyup, birilerine ithamda bulunarak pirim yapmaya çalışırlarken sendikacılığın ve sendikal amacın gündemini kendi vicdan muhasebelerinde tefekkür edip, kendilerini yargılayabiliyorlar mı? Dedi.
Şenocak, geçmişten günümüze kadar gelmiş olan Diyanet İşleri Başkanları içerisinde şeffaf, dürüst, işinin ehli ve kurumuna bu kadar hakim bir başkana bu şekilde yakışıksız ithamda bulunan Sayın Gündoğdu’yu özür dilemeye davet ediyoruz, dedi.