Desk ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi ŞENOCAK’ın bu seferki durağı Aydın ili oldu. Din-Bir-Sen Aydın İl Başkanı Hüseyin Abağa, Din-Bir-Sen İl ve İlçe Yönetimi ve Din-Bir-Sen üyelerinin katılımları ile gerçekleşen teşkilat toplantısı yapıldı.
Aydın’da yapılan toplantıda Desk ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi ŞENOCAK bir konuşma yaptı. Şenocak, konuşmasında, özellikle din görevlilerinin toplum içindeki vazifeleri, hakları ve olması gereken din görevlisi profili, sendikal manada din görevlisi ve sendikal çalışmalar üzerinde durdu.
Şenocak; Din-Bir-Sen olarak bakış açısı derin, geniş ve gelecek zaman odaklı bir sendikal anlayışın temsilcileri olarak, ziyaret ettiğimiz her coğrafi mekanın sözde değil, icraatta temsilcisi olduk ve olmaya devam edeceğiz, dedi.
Şenocak, masa başı sendikacılıktan uzak, telefonla problem çözen değil, yerinde, din görevlileri ile bire bir halleşerek çözüm üreten bir sendikal anlayışın temsilcileriyiz. Bugün 5000 küsur üyesi ile Türkiye’nin hemen hemen bütün illerinde ve ilçelerinde temsilcilikleri olan, sözü ve özü ile dimdik duran ve Diyanet İşleri Başkanlığında saygın bir konumu olan bir sendikanın temsilcileriyiz. Sizlerin de bu güzel hanemizde bizlerle olmanızı ister ve kapılarımızın her daim sizlere açık olduğunu ifade ederiz, dedi.
Şenocak konuşmasında şunlara da değindi; “Anadolu’yu ilmik ilmik dokuyoruz. Her yerde. Hakkâri’den Edirne’ye kadar İslami değerleri anlatmak, Diyanet İşleri Başkanlığının yapısında proje bazında hizmet yapısını geliştirmek için gayret sarf etmekteyiz. Bizim işimiz arı misali her çiçekten bal almaktır. Asla hiçbir zaman fücur çiçekleri ekmek değildir. Bizim işimiz hiçbir zaman hiç kimseyi ötekileştirmeden, şucu bucu demeden, ayırmadan, camiayı bir bütün olarak görüp, kardeşler topluluğunun zincir halkalarını pekiştirmektir”, dedi.
Şenocak konuşmasında Diyanet İşleri Başkanlığına Din-Bir-Sen olarak sundukları projelerden biri olan “Kürsü Dokunulmazlığını” anlatarak şöyle devam etti; “Nasıl ki milletin meclisinde, milletin kürsüsünde milletin vekilleri özgürce milletin meselelerini anlatabiliyorsa; benim müftüm, benim din görevlim, benim vaizim de o kürsüden özgürce İslami değerleri kaynağına bağlı olmak kaydı ile özgürce anlatabilmeli. Çünkü Din Görevlileri memurun muhakemat yasası içinde değerlendirilmiyor. dedi.
Şenocak konuşmasında Merkezi Vaaz Sisteminin kaldırılmasına da değinerek; “Küllenmiş olan hanenizin, yeniden alevlenmesi için, herkes yüz yüze vaaz projesi ile artık cemaati ile göz göze gelmeye başladı. Ve böylece Din Görevlisi sadece namaz vakitlerinde değil, her an camide cemaati ile bütünleşen, bilgisi ile her daim bir adım önde olmanın verdiği huzur ile değer kazanan bir konuma gelmiştir, dedi.
Şenocak konuşmasını şöyle üstat Necip Fazıl Kısakürek’in bir dörtlüğü ile tamamladı;
“Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!,” dedi.
Şenocak Aydın’da Din Görevlileri ve Din-bir-Sen üyeleri ile yapmış olduğu toplantının sonunda katılımcılara teşekkürlerini sunarak, bu tür toplantıların sendikal manada verimli olduğunu ifade etti. Toplantıya katılanlarda Şenocak’a teveccühlerini sunarak, toplantı karşılıklı iyi niyet temenniler ile son buldu.