8 Mart 1857 yılında 40 bin emekçinin haksızlıklara karşı yürüttükleri mücadelede yanarak can veren 129 kadın emekçiyi 8 Mart Dünya Kadınlar günü vesilesiyle bir kere daha saygıyla anıyoruz. Bu onurlu mücadele, insanlık tarihi boyunca kadınların sosyal ve siyasal alanda karşılaştıkları yasaklara ve haksızlıklara karşı yürüttükleri kimi zaman ölüm cezalarına kimi zaman ağır işkencelere maruz kaldıkları, kadınların bugün sahip oldukları görece özgürlük ortamına temel oluşturan zorlu mücadelelerin sembolü olmuştur bu minvalde
Tarihi gelişim sürecinde kadın genel olarak kocasına bağımlı, iş gücü üreme gibi bir takım dar kalıplarla sınırlandırılmış, temel nitelikleri bastırılarak toplumdan soyutlanmış, kimliksizleştirilmiş ya da varoluş mücadelesi dâhilinde hak etmediği bir kimliği kabul etmek zorunda bırakılmıştır.
Günümüzde kadınlarımız temel demokratik haklara kavuşmuş olsalar da modernizm ve geleneksellik arasında bir kimlik bunalımı ve rol karmaşası yaşadıkları bir gerçektir. Ayrıca son yıllarda kadına şiddet olaylarının artması ve bu canice işlenen cinayetlerde hukuki yaptırımların yetersiz oluşu da son derece vahim bir durum sergilemektedir. Bu önemli problemin hem dini ve kültürel, hem sosyal ve psikolojik hem de küresel boyutta ele alınması ise elzemdir.
Asrımızda kadına özgürlük sloganı ile kadının tarih boyunca ezilmişliğini tümüyle dine ve geleneklere yıkan, feminist grupların dünya kadınlarına herhangi bir özgürlük ve varoluş gayesi vermediği görülmüştür. Aynı zamanda tahrif olmuş dini gelenek ve topluma yerleşmiş hurafelerin kadına hiçbir zaman olması gereken konumu kazandırmadığı da bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. O halde arzulanan özgürlük, bireysel ve sosyal alanlarda ( kadın-erkek) özellikler ve görevlerin dengelendiği ve insanı, insani yönüyle buluşturan özgürlük olmalıdır.
İslam, insanı başıboşluğa ve kendi özüne yabancılaşmaya sürükleyen her şeye karşıdır ve bunlarla mücadele eder. İslam, kadının bir meta ve eşya olarak algılanmasına karşı çıkmış ve kadının kendisinden çalınan onur ve iffetini ona geri vermiştir. Asr-ı saadet devri, bunun örnekleri ile doludur. Onun içindirki Biz Müslümanlar biliyoruz ki Kadına en büyük Değeri İslam vermiştir ve Cenneti dahi Anaların ayağı altına sermiştir.
Her yıl 8 Mart dünya kadınlar günü olarak kutlanan bu anlamlı günde Din-Bir-Sen Trabzon Kadın Kolu Başkanı ve Camia Olarak tüm dünya kadınlarının kadınlar gününü kutluyor sağlıklı ve temiz bir toplumun oluşabilmesi ve dünyada barışın hâkim olabilmesi için kadınlarımızın hak ettikleri konumda yer almalarını ümit ediyoruz.
Din Bir Sen Trabzon Kadın Kol. Bşk
Semra HACIOĞLU