Açıklamasında, Türkiye’de yaşayan insanların soğukkanlı ve sağduyulu davranışlarının inançlarıyla paralellik gösterdiğine dikkat çeken Şenocak şunları söyledi: “Ülkemizde yaşanan son olaylar din ve dindarlık düşüncesine, bunun algılanış biçimine zarar vermiştir. Dolayısıyla bunun algılanış biçiminin doğru şekilde onarılması gerekiyor. Bu konuda Diyanet’in göstermiş olduğu yaklaşım takdir edilmelidir. Diyanet’in geleneğinde sevgi, yardımlaşma, dayanışma, hoşgörü ve rehberlik vardır. Varoluş gerekçesi de budur. Müslüman ve gayrimüslim topluluklar arasında birliğin tesis edilmesinde Diyanet bir köprü vazifesi görür. İnsanların diline, dinine, mezhebine bakmadan yol gösterir. Diyanet toplumsal birliğin, beraberliğin sağlanmasında rehberlik yapar. Bunu da başarmıştır.”

Diyanet teşkilatı kuruluşundan itibaren dinin temel kaidelerini muhafaza etmiştir. Dinin hurafelerden kurtarılarak gelecek nesle gerçek yönüyle ulaşmasını sağlamıştır, diyen Şenocak şöyle devam etti: “ Dinin devamı sağlanırken milli ve manevi değerlerin korunarak aktarılmasını sağlamıştır. Kimi zaman siyasi ve politik değerlendirilmeye çalışılmış olsa da aslında her türlü siyasi ve politik çekişmenin üstünde kalmasını bilmiştir.

Diyanet teşkilatı her zaman milletin yanında yer almıştır. Milli ve manevi değerlerin korunması noktasında topluma rehberlik yapmıştır. Dine gölge düşürecek her türlü söylemden uzak durmuştur.

Bugün hızla büyüyen, kendisini geliştiren, topluma ışık olan bir Diyanet teşkilatı ile karşı karşıyayız. Din hizmetlerinin geliştirilmesi ve daha iyi seviyelere çıkarılarak halkın istediği, beklediği din hizmetlerinin verilmesini sağlayan bir organik yapı mevcuttur.

PERSONEL BEKLENTİLERİ, ADALET, HAKKANİYET VE HUKUK ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMELİDİR

Türk toplumu nazarında Diyanet her zaman en güvenilir kurumların başında gelmiştir. Bu nedenle Başkanlığa bağlı amir konumundaki birimlerin görevlerini hakkaniyet içerisinde yapmaları beklenmektedir.

Daha önce Başkanlığa yazdığımız ve basın açıklaması ile kamuoyuyla da paylaştığımız konuların akıl, mantık, vicdan, adalet, hakkaniyet ve hukuk çerçevesinde değerlendirilerek bir an önce çözüme kavuşturulması beklenmektedir. Diyanet teşkilatının üst birimlerinden hak ve adaletin tesis edilmesinin beklenilmesi kaçınılmazdır. Talep edilen konuların dayandığı somut bilgi ve belgelerin, ön yargısız vicdani kanaatlerini harekete geçirerek tarafsız bir şekilde değerlendirecekleri düşünülmektedir.

Diyanet, adalet ve hakkaniyet dengesini kurmak zorunda olan bir kurumdur. Bu düşüncelerimizin ana kaynağı; Diyanet teşkilatının ahlaki ve manevi değerleri ayakta tutan, birlik, beraberlik ve huzur ortamını sağlayan, topluma sevgi, yardımlaşma, dayanışma, kardeşlik, hoşgörü kültürünü aşılayan, İslam âlemine yakışır bir üslup ve dil ile toplumla sağlıklı iletişim kurulmasına aracılık eden bir teşkilat olarak düşünülmesidir. Diyanet teşkilatı, siyasi görüş, düşünce, din ve mezhep ayrımcılığından uzak, toplumun tüm katmanlarını kucaklayan bir yapı olarak görülmektedir. Bu nedenle ülkemizin bugün içinde bulunduğu huzur, emniyet ve kurumlarına güvenirlilik noktasında Diyanet teşkilatının şüphesiz büyük katkısı vardır. Diyanet teşkilatının çalışmalarını takdir etmek zorundayız.”