Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen ve resmi rakamlara göre 301 madencinin hayatını kaybettiği, 80 yaralı ve 485 kişinin kurtarılmasıyla sonuçlanan maden faciasında ihmal tartışması yaşanırken ortaya çıkan gerçekler gözleri sendika temsilcilerine çevirdi.
Hatırlanacağı gibi facianın ardından yazılı ve görsel basına çıkarak ihmal zincirini açıklayan bazı madenciler şöyle demişlerdi: “Vardiya değişimleri yer altında yapılıyor, gaz maskeleri arızalı, trafo kabloları yetersiz olmasına ve elektrik teknisyeni tarafından yetkililere iletilmesine rağmen ilgilenilmedi, hava bacası yetersizdi, aşırı sıcak olmaya başlamıştı, sıcak kömür çıkmasına ve bunun yetkililere iletilmesine rağmen göz ardı edildi, üretimi artırmak için iş sağlığı ve güvenliği ihmal edildi, Mart ayında denetim yapıldığı yalan. Müfettişler ocağa inmediler bile.”
Düşük ücretle, sağlıksız koşullarda çalıştırılan işçilerin, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile teminat altına alınan hakları, buradaki olumsuz koşulları görmeyen ve/veya göremeyen Bakanlık Müfettişleri ve İşletme yetkililerinin ihmalkârlıkları açıkça ortadadır, diyen Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) Genel Başkanı Lütfi Şenocak, yazılı bir açıklama yaparak şunları söyledi: “Tüm boyutlarıyla korkunç bir cinayet olan bu faciada ihmali görülen sadece Bakanlık Müfettişleri ve İşletme yetkilileri değildir. Sendika temsilcilerine dikkatinizi çekmek istiyorum. Sendika temsilcileri tüzük gereği üyelerinin yasayla teminat altına alınan her türlü haklarını korumak, kollamak zorundadır. Sendika temsilcisi, sendikal faaliyetleri nedeniyle ilgili yasa, yönetmelik, tebliğ ve tüzük gibi tanımlayıcı, yönlendirici ve bağlayıcı her şeyi bilmek zorundadır. Bunları bilmeyen, öğrenmeyen, takip etmeyen sendikacılar Soma gerçeğiyle yüzleşirler.
Maden işletmesinde, işçilerin iş sağlığı ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olan işveren, riskin önlenmesi, işçilerin eğitilmesi v.b. tüm tedbirleri almak, her türlü donanımı sağlamak, mevcut şartların iyileştirilmesi için çalışmak zorundadır. İşveren bunları yaparken sendika temsilcilerinin de bunu takip etmesi gerekir. Sendika temsilcileri, işveren tarafından iş sağlığı ve güvenliği konusunda yapılması gereken iyileştirmelerin yapılmaması hususunda göz yummuş, ihmalkâr davranmış, bir şekilde ‘idareyle aram bozulmasın’ düşüncesiyle çeşitli ilişkiler içine girerek pasif davranmış ise burada sendikal görevin yapılmaması noktasında bir kusur vardır. Bu nedenle sendika temsilcilerinin sorumluluğu göz ardı edilmemelidir.
Akhisar ve Soma Başsavcılıklarına sesleniyorum: Kamuoyuna yansıyan risk ve ihmal iddialarını gerek işletme yetkililerine gerek genel merkezlerine veya doğrudan Cumhuriyet Başsavcılıklarına yazılı ihbarda bulunmayan sendika temsilcileri de görevlerini yapmayarak ihmalkâr davrandıkları için sorumludurlar. Bunlarında yargılanmaları gerekir.”