Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi şenocak, 29 Mayıs’ta yapılan İstanbul’un fethi kutlamaları ve 31 Mayıs günü Anadolu Gençlik Derneği’nce düzenlenen Ayasofya’da namaz kılma münasebeti nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, yeni dönemin başlangıcı olan 29 Mayıs 1453 tarihin en anlamlı dönemlerinden biridir. Dünya, hâlâ bu dönemi her yıl dönümünde konuşmakta ve ilgiyle takip etmektedir, dedi.
Şenocak, yazılı açıklamasında şunları söyledi: “Müslümanların Hıristiyanlığa vurduğu en ağır darbe bu dönemin anlamıyla ilgilidir. 29 Mayıs 1453 siyasi, dini ve milli olarak Müslümanlığın güçlü devlet ve millet olma ruhunu dünyaya gösterdiği bir tarihtir. Mukaddes diye adlandırılan Doğu Roma İmparatorluğu’nun İslam dini karşısındaki acziyeti burada ortaya çıkmıştır. Hıristiyan âlemi büyük bir şaşkınlık yaşamıştır. Onlara göre mukaddes İmparatorluklarına kimse zarar veremezdi. Ancak Müslüman Osmanlı Ordusu’nun iman gücü, zafere olan inancı ve azmi karşısında bu güçlü İmparatorluğun gücü ve azameti adeta kül olmuştur.
İslam âleminin yüzyıllar boyunca Ayasofya’da namaz kılma hayali 29 Mayıs 1453 günü gerçekleşmiştir. Ders kitaplarına, romanlara ve filmlere konu olan efsanevi Konstantaniye’yi fethetmek ve Roma İmparatorluğunun topraklarını Müslüman topraklarına katmak 1000 yıllık idealimizdi. Bu ideali gerçekleştirmek, aynı zamanda Müslüman’ın gayrimüslimlere gösterdiği engin hoşgörü, adil ve hakkaniyet içindeki yönetimi tüm dünyaya örnek olmuştur. İşte Fatih Sultan Mehmet Han, Müslüman milletimizi bu özellikleriyle dünyaya göstermiş ve tanıtmıştır.
İstanbul'un fethi, doğu ile batıyı kucaklaştırmış, rengine, diline bakmadan tüm insanları fetih ruhu ile birleştirmiştir. Fetih, doğulu ile batılının birbirini sevebileceğini, farklı kültürlerin birbirlerine zenginlik katabileceğini, rahat, huzurlu ve birbirlerine saygılı, hoşgörülü bir şekilde yaşayabileceklerini göstermiştir.”
Voltaire, fetih için, “Beşeriyetin manevi kültürel gelişiminde son safhanın başlangıcıdır,” der. Fetih, yenilikçi düşüncenin başlangıcı olmuştur. Avrupa’yı aydınlık çağa sürüklemiştir, diyen Şenocak açıklamasını şöyle sürdürdü: “XVI. yüzyılda Avrupa medeniyetinin oluşmasına yol açmıştır. Her yönüyle harp zaferidir. İlme açılan kapıdır. Ortaçağın karanlık zihniyetinin yok olmasıdır. Fetih, karanlık zihniyetin hâkimiyetini kırarak Orta Avrupa’da Müslümanların aydınlattığı yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur.
Yönetim biçimi ve uygulamalarıyla dünyaya örnek olan Fatih, İstanbul’u Orta Doğu’ya kazandırmış, ticaret merkezi haline getirmiştir. Fetihle birlikte İslam âlemi edebi eserlere kavuşmuş, yeni eserlerin ortaya koyduğu ilmi bilgilerle donanan Müslümanlar, büyük bir donanım ile yaşamaya başlamışlardır. Bu hâl, İstanbul’un ticarette ilerlemesine yol açmıştır. Fetih, İstanbul’u dünyanın iktisadi ve kültürel alanda merkezi hâline getirmiştir.
Fethin 550. Yılı kutlanırken, Müslümanların fetih ruhunu anlamaları gerekir. Fetih ruhuyla yaşayan Müslüman gençlerinin başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Bu vesileyle, ülkemiz genelinde yapılan fetih kutlamalarının bu ruhu anlatacak bu ruh ile gençliğimizi coşturacak anlam ve fikir çerçevesinde yapılması gerekir.
Anadolu Gençlik Derneği’nin "Seccadeni al da gel" sloganıyla "Sabah Namazında Ayasofya Camii'nde buluşuyoruz" etkinliği düzenlemesi bu anlamda çok önemlidir. Müslüman gençlerimizin fethin anlam ve şuuruna uygun bu etkinliğini gönülden kutluyoruz. Sabah namazını kılmak üzere bu etkinliğe katılan üniversitelerden ilim adamları ve hafızlarımızın Kur’an-ı Kerim tilaveti okuyarak fetih şuurunu şahlandırmaları sevindiricidir. Ayasofya’da sabah namazı kılmak üzere toplanan gençlerimizin de haykırdığı gibi “Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın” diyoruz.”