Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Diyanet işleri Başkanlığı’nın yalnızlık konusunu ele alan “Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın” konulu projesi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Şenocak yaptığı yazılı basın açıklamasında; Ramazan ayı sadece ülkemizde değil, dünya Müslümanlarını birbirine yaklaştıran, hoşgörülü olmayı, barış, huzur, şefkat ve merhamet duygularını ön plana çıkaran önemli etkenlerdir, dedi. Şenocak açıklamasında şunları söyledi: “Diyanet İşleri Başkanlığı, son zamanlarda sosyal konularla ilgili önemli çıkışlar yapmaktadır. Özellikle ülkemizde vatandaşların umutsuzluğa düştüğü, çaresizlik içinde kaldığı, kimi zaman kafasında soru işaretleri oluşturan konularda önemli bir duyarlılık göstermekte, konuları hassasiyetle incelemekte ve vatandaşların sağduyusuna hitap eden önemli açıklamalarda ve hizmetlerde bulunmaktadır. Bu sevindiricidir. Çeşitli vesilelerle yaptığımız basın açıklamalarında belirttiğimiz gibi, Diyanet İşleri Başkanlığını doğru düşünce, söylem ve hizmetlerinde destekliyoruz. Yapılan hizmetlerin her zaman yanında olacağız.”
Son zamanlarda özellikle Suriye’de Mısır’da ve Irak’ta meydana gelen olaylar İslam âlemini olumsuz etkilemiştir. Allah (c.c)’ın iyi kulu ve Peygamber (s.a.v.)’in izinden giden Müslüman olmanın özelliklerini yitirdiğimiz ortaya çıkmıştır, diyen Şenocak İslam âlemine seslenerek şunları söyledi: “Ey âlem-i İslam! Size neler oluyor böyle? Yardımlaşmayı, dayanışmayı, öksüzü yetimi, çaresiz ve hasta insanı korumayı ve kollamayı, yedirip giydirmeyi unuttunuz. Ey âlem-i İslam! Barış, huzur, adalet, şefkat ve merhamet duygularını unuttunuz!
Ramazan ayı af ve mağfiret ayıdır. İnsani olarak vicdanlarımızın sızlamasına vesile olacak, Müslüman olarak unuttuğumuz değerlerimizi bizlere hatırlatacak yegâne şey Ramazan-ı Şeriftir. Bizi öz benliğimizle buluşturan bu ayda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2014 yılı ‘Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın’ projesi anlamlıdır. Bu proje kapsamında unuttuğumuz değer yargılarımızı yeniden hatırlayabiliriz. Vicdanlarımızı harekete geçirebilir, Müslümanlığımızı sorgulayabiliriz. Biz ne yapıyoruz, sorusuna verilebilecek en iyi cevap bu projenin özünde mevcuttur.
Diyanet İşleri Başkanlığı, toplumda farkındalık oluşturmak için çalışmalar yapıyor. Bu çalışmalar kapsamında her sene bir tema belirleniyor. 2014 yılı için ‘Hiç kimse kimsesiz kalmasın’ teması işlenecek. Bu tema kapsamında; modern yalnızlık, yetimler, mülteciler, sokak çocukları ve yaşlıların yanında yer alınacak ve yalnız olmadıkları gösterilecektir.
Projenin alt konuları, aslında insanoğlunun bencilliğinin sonucunda ortaya çıkan toplumsal meselelerimizdir. Sanayileşmenin gereği olarak toplumumuz bencilleşiyor. Yakınlarının varlığını unutuyor. Ana-baba, kardeş, hasta, öksüz-yetim, çaresiz, kimsesiz insanlarımız unutuluyor. Bu insanların yaşayıp yaşamadıkları bile araştırılmıyor. Düğünlerde, cenazelerde, bayramlarda akrabalarımızı görür hale geldik. Niçin yaşadığımızı, yaşamamızın gayesini unutmuş gibiyiz. Adeta robotlaştırılmış makinelere benziyoruz. Her şeyin anlamını yitirmişiz. Biz Müslümanlar bu anlam kargaşasından ve anlamını yitirdiğimiz değerlerimizin kısır ve ruhsuz benliğinden biran önce kurtulmalıyız. Aksi halde sonumuz felaket olacaktır.
Bugün aynı apartmanda yaşayıp birbirini tanımayan insanlar var. Komşusunu tanımayan insanlar var. Komşusunun aç mı, tok mu, hasta mı, olduğunu bilmeden yaşayanlar var. Bunlar yalnızlığımızın izleridir. Bizim bu yalnızlığımıza Suriyeli mültecilerde ortak oldu. İçimizdeki Müslüman’ı anlamaktan kopmuşuz, Suriyeli mülteciyi nasıl anlayacağız? Biz kendi içimizde şefkat ve merhamet duygularını sindirmişken onlara nasıl yaklaşacağız ve merhamet edeceğiz?
Öksüzlere, yetimlere ve sokak çocuklarına sahip çıkacağız. Onlarında bizler gibi insan olduklarını hatırlayacağız ve tüm Müslümanlara göstereceğiz. Bugüne kadar fark edilmeyen bu mazlum kardeşlerimize, yine Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu anlamlı sosyal projesi ile kavuşacağız. Bu iyilik hareketi, onları bizlere fark ettirecek. Onları kucaklayacağız, onların dertlerini dinleyeceğiz ve yaralarını saracağız. Herkes apartmanında yaşayan insanlarla tanışsın. Sokağa çıktığında güler yüz göstersin ve merhaba, selamünaleyküm, selam, nasılsın diyerek unutulmuş olan o değerleri göstersin. Geleceğimizi bu şekilde kurtarabiliriz. Bu vesile ile Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez’e teşekkür ediyor, bu anlamlı sosyal projeden dolayı hem şahsını hem projeye destek verenleri hem emeği geçenleri kutluyorum.”