Müslümanların yaşadığı her yerde kan aktığını söyleyen Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, yazılı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamasında; Doğu Türkistan, Gazze, Suriye, Irak, Arakan’da Müslüman kanı akıyor. Burada yaşanan zulümler tesadüf olabilir mi? Bu topraklarda akan Müslüman kanının her gramında Sam Amca’nın parmağı var, diyen Şenocak şunları söyledi: “Doğu Türkistan’da bir yıl önce başlayan olaylarda dünyadan çok fazla tepki çıkmadı. Hatta Türkiye’de bile ses getirecek protestolar yapılmadı. Bir yıl önceki olayları hatırlayalım: Uygurlar sokak ortasında ve bisikletle işine giderken öldürülüyordu. Han Çinlileri ellerindeki çivili sopalarla Uygurları linç ederek, Çin askerleri de kaçan Uygurları vurarak, hatta kimlik kontrolü bahanesiyle evlere girip boğazlarını keserek öldürüyorlardı.
Çin’in Doğu Türkistan’da başlattığı katliam devam ediyor. Uygurlar, acımasızca işkenceye tabii tutularak öldürülüyor. Çocukların elleri arkalarından bağlanarak suya atılıp boğularak ölmeleri izleniyor. Bu insanlık dışı katliam sürerken dünyadan tık yok!
Uygurlar ne yaptı? Kendi vatanlarında yıllardır baskı rejimi altında yaşayan Uygurlar, topraklarına Han Çinlilerinin yerleştirilmesine karşı çıkıyor. Han Çinlileri, kendilerini Uygurlardan üstün görüyor, devlet nezdinde en iyi işleri kapıyorlar, ekonomik ve sosyal kalkınmadan en çok payı Han Çinlileri alıyor. Uygurlar ise hor görülüyor, itilip kakılıyor. Kendi topraklarında üçüncü sınıf insan muamelesine maruz kalıyorlar.
Onurlarını korumak için mücadele eden Uygurlar, ne yazık ki, Çin askerlerinin yanında yer alan Han Çinlilerinin hışmına uğruyorlar ve onların katliamına maruz kalıyorlar. Bugün Doğu Türkistan’da soykırım yaşanmaktadır. Ancak bir yıl önce yaşanan katliam ve acıların dünyaya duyurulması nasıl engellenmişse bugünde aynı şekilde Çin tarafından kontrol edilen medya, öldürülenlerin Han Çinlileri olduğunu duyuruyor. Acımasız, gaddar ve zalim Han Çinlileri bir anda dünya gözünde masum ve mazlum kılığına bürünüyor.”
Çin’de demokrasi adına hiçbir şey olmadığını söyleyen Şenocak, açıklamasına şöyle devam etti: “Çin devletinde insan hakları ve demokratik hak ve hukuk yoktur. Çin’de diğer etnik gruplara yaşama hakkı verilmemiştir. Çin devleti, çeşitli isimlerle de anılsa Çin soyundan olan etnik gruplara insan gözüyle bakıyor. Bugün Çin’de insan hakları ihlal edilmekte, demokrasi ayıbı yaşanmaktadır. Çin’in demokrasi anlayışı zulümden ibarettir.
Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar Türk soyundan gelmekte ve aynı zamanda Müslüman’dırlar. Bu bölgedeki Müslüman kardeşlerimizin acılarını görmeliyiz. Doğu Türkistan’da Uygur Müslümanlarının camiye gitmesi, namaz kılması, oruç tutması, diğer ibadetleri ve kendi dillerinde konuşmaları yasaklanmıştır. Bu bölgedeki Müslüman Türkler asimile edilmeye, yurtlarından atılmaya çalışılmaktadır. Dış dünyaya karşı şirin gözüken Çin, içerde korkunç bir zalime dönüşmektedir. Buna son verilmelidir. Zalim, gaddar, katil Çin devletine karşı yaptırım uygulanmalıdır. Çin malları boykot edilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti biran önce Doğu Türkistan’da Müslüman Uygurların yaşadığı acıyı, mezalimi dünyaya duyurmalıdır.
Çin’in soy ve din kardeşliğimiz bulunan Uygurlara karşı yaptığı insanlık dışı uygulamaları şiddetle kınıyorum. Türkiye, bu zulmün sona ermesi için ne gerekiyorsa yapmalıdır.”