Şenocak’tan Âlem-i İslam’a Mektup!

Sosyal ve beşeri hayatta yaşanan ikiyüzlülük, İslam’dan uzaklaşan Müslümanlar ve İslam dininin yaşandığı topraklardaki son gelişmeler nedeniyle İslam âlemine yönelik mektup niteliğinde bir yazı kaleme alan Şenocak, fenalığın karşısında dilsiz olmaktan, ikiyüzlülükten ve İslam’dan uzaklaşanlardan olmaktan Allah (c.c.) bizi korusun, dedi.

Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, mektubunda âlem-i İslam’a şu mesajları verdi: “İkiyüzlülük bir hastalıktır. Hangi makam ve mevkide olursa olsun ikiyüzlü insanlar ahlakı yozlaştırırlar. İkiyüzlülük insanın ruhunu yavaş yavaş öldürür. İnsandaki kişilik ve karakteri yok edip o kişiyi zelil edene kadar sürdürür. Makam, mevki ve diğer menfaatleri için bu hastalığın pençesine düşen insanlar, nefsi arzu ve isteklerine ulaştıkça azar, bu istekler her geçen gün artar, bunların hatırına bu hastalığın vücuda yayılmasına göz yumarlar. Nitekim günümüzde bürokratların ve diğer idarecilerin düştüğü bir hastalıktır. Haksızlıklara göz yumulduğu gibi, nüfuzu olan ancak hiçbir yeteneği bulunmayan solucan ruhlu insanların haksız yere nemalanmasına, ilerlemesine ve bir makamı işgal etmesine göz yumarlar.

Toplum hayatının her alanında hastalık derecesinde yayılan ikiyüzlülük, münafıklığın göstergesidir. Çağın hastalığıdır. Günümüzde hızla ilerlemekte ve toplumu bozmaktadır. Devletin veya bir grup insan tarafından kendisine verilen yetkiyi kendi çıkarı doğrultusunda kullanan bir bürokrat ya da başka bir idarecinin makamı küçültmesi, devletin, milletin veya herhangi bir sivil toplum kuruluşunun hak ve menfaatlerini unutarak, bile bile ihmal ederek, küçümseyerek veya yine çıkarları doğrultusunda satarak başka bir gücün gözüne girme, o gücün imkânlarıyla yükselebilme, popülerite ve medyatik olma düşüncesiyle ikiyüzlü hareket etmek olağan sayılmaya başlanmıştır. Böyle bir insan kendisine yöneltilen eleştirileri; kendisini kıskanma, başarısını çekememe, önünü kesme girişimleri olarak adlandırarak münafıklık yapar. Bu tür insanların, ikiyüzlülüklerini normal bir davranış olarak gördükleri, kişisel çıkarlarını korumak için toplum tarafından kabul görmesini bekledikleri gözlenir. Hem insani hem dini açıdan uygun olmayan ve kabul görmeyen bu davranışlarını ahlaki açıdan sağlıklı bir davranış gibi göstermeye çalışırken, kandırdığı insanları da bu pis döngüye çeker.

İkiyüzlülük; karakter ve kişilik meselesini ortaya çıkarır ki, toplumu kurt gibi kemiren münafıklık bu döngünün içindedir. En büyük tehlike, bireylerde ortaya çıkan bu hastalığın toplumu oluşturan omurganın temelini sarmasıdır. İşte o zaman o toplum bozulur. Ahlâki açıdan zayıflar, hiçbir özelliği kalmaz ve dışarıdan bir üflemeyle o toplum dağılır.

Bu nedenle onurlu olmalıyız. Bunu sağlamanın yolu hiç şüphesiz kendi kültürüyle yoğrulmuş neslin yetişmesini sağlamaktan geçer. İçinde yaşadığımız sosyal ve beşeri hayatın en büyük problemi öz benliğine yabancı bir nesil yetişmesidir. Millet ve devlet olarak zehirlenmesine göz yumduğumuz o nesil, gözlerimizin önünde soluyor, o fidanlar bir bir kuruyor.

Akla hitap eden ilim ve bilim kitabı Kur’an’ı Kerim’i anlamamız gerekiyor. Müslümanların en büyük handikabı bunu başaramamalarıdır. Kur’an, ‘Müslümanlar kardeştir,’ diyor.  Irk, dil, mezhep unsurları bu kardeşliği bozmamalıdır. Demek ki, Kur’an’ı anlamış olsak birbirimize düşmeyeceğiz, birbirimizi aşağılamayacağız. Kardeş kardeşi üzer mi, üzmez. O halde dünyadaki Müslüman fotoğrafından ahlâken erozyona uğramış olduğumuz anlaşılıyor. Haksızlığı, hukuksuzluğu, yolsuzluğu, ikiyüzlülüğü, insanları kandırmayı, dinen caiz olmayan davranışların din adına yapılıyormuş gibi gösterilmeye çalışılması, insanları ayrıştırmak, bölmek, birbirine düşman etmek, fuhuş, cinayet gibi dini ve ahlaki her türlü değerlerden yoksun davranışları meşru göstermeye çalışmak, karşı çıkanları düşman ilan etmek, İslam’dan uzaklaşan Müslümanların Kur’an’ı anlamadıklarını, Kur’an ahlakından koptuklarını sergileyen görüntülerdir. Müslümanlar arasındaki ihtilaf ve çatışmalar bugünkü haliyle endişe verici boyuttadır.

Müslümanlar, dini ve ahlaki olarak birliği sağlamak zorundadır. Kur’an’ı anlamak bu birliğin sağlanmasında en büyük yoldur. Bu yolda buluşmak; Müslümanların iyiliği, kardeşliği ve kurtuluşu adına ortak hareket etmek ve ittifak edebilmek için İslam ahlakında bütünleşmek demektir.

Müslümanların bölünmesi ve parçalanması demek; Müslüman kanı akması, dünyada yaşayan tüm Müslümanların zulüm görmesi demektir. Âlem-i İslam’ın huzuru, iyiliği ve güç odaklarına karşı koyabilmesi için birlik ve beraberlik ruhu ile hareket etmesi elzemdir. Bunun için Kur’an’ın İslam dünyasında iyi anlaşılması ve gerçek İslam’ın yeryüzüne hâkim olması gerekiyor. Dünya Müslümanları gerçek İslam’ı yaşamak ve yaşatmak zorundadır. Aksi halde Müslümanların bugünkü fotoğrafı daha kötü görüntü sergileyecektir.

Dünya Müslümanları gerçek İslam’ın çatısı altında birleşmek, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal birliktelik kurmak zorundadır. Müslümanları bölen, kendi içinde parçalara ayıran mezhep çatışmaları toplumu bölerken, Müslümanlar arasında kin ve nefret duygularının oluşmasına ve gelişmesine neden olmaktadır.

Müslümanların, birbirlerine yönelik şiddet, zulüm, haksız ve hukuksuz uygulamaları şiddetini artırırken, bunun nedenlerinin Müslümanların bölünmüş ve parçalanmış olmasından kaynaklandığı unutulmamalıdır. Desti çatlamış su sızdırmaktadır. Öyleyse Müslümanların bu çatlağı onarması gerekiyor. Batılı devletlerin haçlı zihniyetinde oldukları zaten biliniyor. Bu nedenle her olayda batıyı suçlamak gerçeklerden kaçmaktır. İslam dünyası önce kendi içindeki ihtilafı çözmelidir. Yüce Allah (c.c)’ın “Bölünmeyiniz, parçalanmayınız.” Ayet-i Müslüman’ın ölçüsü olmalı. Yolumuz Kur’an yolu olmalı. O zaman gittiğimiz yol, bizleri sapkınların ve azmışların yolundan korur.

Biraz aklı olan ve düşünerek yol bulmaya çalışan Müslümanlara sesleniyorum: Kur’an’ın yolu Allah(c.c.)’ın en gerçekçi hükümlerinin bir araya geldiği yoldur. Bu yolu Allah indindeki temizliği ve tüm kutsiyeti ile korumak ve kollamak Müslümanların kurtuluşu demektir.

İslam’dan uzaklaşan ve Allah’ın hükümlerine aykırı hareket eden Müslümanların iktidar kavgalarıyla bölünmeleri ve parçalanmaları ümmetin bağrına hançer gibi saplanıyor. Kur’an yolu, bu hançerin yaralarını iyileştirecek yegâne çaredir. Bize bu hançeri saplayan emperyalizmin sapkın emelleridir. O emeli kökünden kurutmalıyız.

Son zamanlarda din adına yapıldığı iddia edilen görüntüler insanın kanını dondurmaktadır. Kesik kafalarla top oynamak, yaşlı, kadın, çocuk, hasta demeden öldürmek, insaf ve merhamet duygularını aşmış haber, görüntü v.s. şeylerin dinimizi karalamaya, kötülemeye, İslam’a karşı düşmanlık oluşturmaya, Müslümanlara karşı korku ve şüphe oluşturmaya yönelik her türlü şiddete karşı çıkmak İslam dininin gereğidir. Müslüman’ın Müslüman’a eziyet etmesi dinimizde yoktur. Emperyalist ve Siyonist devletler tarafından beslenen eli kanlı bazı terör örgütleri ki, devlet terörünü de göz ardı etmemek gerekiyor, âlem-i İslam’ı tiksindiriyor. Dünyada islamofobi oluşturuyor.

Müslümanları erdemli hareket etmeye çağırmak, Kur’an yolunu tercih edenlerin hem dünyada hem ahrette kurtuluşa ereceklerini tebliğ etmek görevimizdir. Müslümanların huzurunu bozan, bölmeye ve parçalamaya yönelik, kötü idare ve insanın içini acıtan her türlü olumsuzluklara karşı yüksek sesle konuşmak insan olarak görevimizdir. Din Bir-Sen olarak bu görevimizi yerine getirmek bizi manen mutlu ve huzurlu etmektedir.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Menü
 
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
İletişim
Bize Ulaşın
0312 232 70 20
[email protected]
Din-Bir-Sen | Özerk Diyanet Vakıf Çalışanları Birliği Sendikası

Gazi Mustafa Kemal Bulvarı (GMK Bulvarı) No:39 / 20-21
Maltepe Çankaya / Ankara
Tel :+90 312 232 70 20
Fax :+90 312 232 70 21
Gsm:+90 530 505 63 36

[email protected]

 

Vergi Dairesi : Mithatpaşa V.D.        Vergi Numarası : 879 062 1718
IBAN NO : TR56 0001 0004 7152 5286 9150 01


 

© 2012 Tüm Hakları Saklıdır
Tasarım & Yazılım :
Networkbil.net