Diyanet İşleri Başkanlığı’nca Haziran ayında başlayan rotasyonla ilgili Din Bir-Sen’e ulaşan şikâyetler ve rotasyona tabii tutulacak din görevlilerinin endişeli bekleyişleri üzerine yazılı bir basın açıklaması yapan Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Yönetmelikte yaptığı düzenleme ile yaklaşık 110 bin din görevlisi zorunlu görev yeri değişikliğiyle karşı karşıya kaldı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, uzun süre aynı yerde çalışmanın hizmet etmeyi olumsuz etkilediği, heyecanı düşürdüğü, bu nedenle düzenli yer değişikliğinin hizmetin kalitesini artıracağı düşüncesiyle uygulamaya koyduğu rotasyon korku ve endişeye neden olmuştur, dedi.
Rotasyon için 657 Sayılı D.M.K. ne diyor?
Şenocak, açıklamasında şunları söyledi: “657 Sayılı D.M.K. 72’nci maddesinde; ‘Kurumlarda yer değiştirme suretiyle atanmalar; hizmetlerin gereklerine, özelliklerine, Türkiye’nin ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik ve yakınlık gösteren iller gruplandırılarak tespit edilen bölgeler arasında adil ve dengeli bir sistem içinde yapılır.’ Der.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nca yapılacak rotasyonun, bu kanunun özüne uygun olması gerekir. Adil ve hakkaniyetle yapılmayan rotasyon kuruma karşı güveni azaltır, din görevlilerinde korku ve endişeye neden olur. Diyanet İşleri Başkanlığı’nca başlatılan rotasyon uygulamasının bugünkü geldiği noktada budur.
C Grubu camiden A Grubu camiye tayin yapıldı iddiası!
Din Bir-Sen’e gelen şikâyetler arasında A Grubu camiden C Grubu camiye, C Grubu camiden A Grubu camiye tayin yapıldığı iddialar arasındadır. Rotasyonun, kamu yararı amacına ve hizmet gereklerine uygun olması zorunludur. Ancak bugün gelinen noktada sendika olarak endişelerimiz vardır. Şikâyetleri değerlendirdiğimiz zaman rotasyonun cezalandırma ve sindirme şeklinde bir araç olarak kullanıldığı gerçeği ile yüz yüze kalıyoruz. Rotasyonun, aynı zamanda emekliliğe zorlama aracı olarakta kullanılması endişelerimiz arasındadır.
Din Bir-Sen olarak daha önce uyarmıştık.
Din Bir-Sen olarak daha önce yaptığımız basın açıklamalarında; ‘Rotasyon beklentisi din görevlilerinde endişeye neden olmaktadır. Diyanet, din görevlilerini huzursuz ederek görevlerini yapamaz hâle getirmiştir. Bu durumda din görevlileri verimli olamayacaktır. Din görevlilerinin okuyan çocukları uyum problemi yaşayacaktır. Eğitimlerinde başarısız olacaklardır. Ev bulma telaşı, yeni yerinde kendisini neyin beklediğini bilememe endişesi din görevlisini verimsiz yapacaktır. İşe motivasyonu bozulacak, uyum sağlamakta sıkıntı yaşayacaktır,’ diyerek endişelerimizi dile getirmiştik. Rotasyon uygulamasında kurulacak komisyonlarda görev alacak olan görevlilerle ilgili olarakta Diyanet İşleri Başkanlığı’nı uyararak, ‘rotasyon yetkisi il ve ilçe Müftülüklerine verilmektedir. Müftülüklerin bu yetkiyi mutlak yetki gibi kullanmaları endişesini taşıyoruz. Müftülükler bu yetki ile kayırmacılık yapacaktır. Bundan sonra din görevlileri rotasyonu yapacak olan Müftülere tabii olacaktır. Bu endişe vericidir. Son derece yanlıştır. Böyle bir düzenleme aynı zamanda Müftü ile emri altında çalışan din görevlileri arasında bazı sıkıntılara yol açacaktır. Bu yetki Müftülüklere bırakılmamalıdır,’ demiştik. Diyanet İşleri Başkanlığı her zaman ‘yaptığım doğrudur’ zihniyetinde olduğu için bu uyarılarımızı dikkate almadı. Uyarılarımızda haklı olduğumuz şikâyetlerden anlaşılmaktadır.
Sendikaların görüş ve önerileri alınmalıydı.
Rotasyon uygulamasının nasıl uygulanacağı, kimleri kapsayacağı konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı sendikaların görüş ve önerilerini almadı. Rotasyon, sendikalardan alınacak görüş ve öneriler doğrultusunda uygulanmış olsaydı bugün yaşanan sıkıntıların hiç biri yaşanmayacaktı.
Diyanet İşleri Başkanlığı, rotasyon uygulamalarını mercek altına almalı ve denetlemelidir. Rotasyon uygulamasının adil olup olmadığı, bazı görevlilerin mevzuata aykırı bir şekilde rotasyona tabii tutulup tutulmadığı, rotasyonda aranan kriterlerin aranıp aranmadığı gibi hususların araştırılması ve mevzuata aykırı uygulama yapan görevlilerin cezalandırılmasını istiyoruz. Aksi halde adil olmayan bu uygulama nedeniyle Diyanet İşleri Başkanlığı vicdanlarda mahkûm olacaktır.”