Kurban Bayramına sayılı günler kala yazılı bir basın açıklaması yapan Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Kurban Bayramı, Müslümanlar arasında yardımlaşmayı öne çıkaran bir bayramdır. Kimsesizlere ve fakirlere karşı temiz duygularla yaklaşacağımız, yardım elini uzatacağımız bir bayram olacaktır, dedi.
Şenocak, açıklamasında şunları söyledi: “Kurban Bayramı, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in de buyurduğu gibi, akrabaların ziyaretlerle birbirlerini sevindirdikleri, hastaların, yaşlıların, kimsesizlerin ve yoksulların ziyaret edilerek yalnız olmadıklarını hissettirilecekleri bir bayramdır. Bu bayram da Müslümanlar, birbirleriyle olan ilişkilerini daha kuvvetli hale getirirler. Küsler, dargınlar barışır. Ortadaki kin, nefret, kıskançlık duyguları kaldırılır. Kurban Bayramı sevinci hep birlikte yaşanır.
Müslümanların, uzaktaki ve yakınlarındaki tanıdık ve akrabalarıyla kardeş olduklarını, aynı düşünceye sahip olmasalar bile, birbirlerine sevgi, saygı ve hoşgörü ile yaklaştıkları takdirde aynı duyguları paylaşabilecekleri mübarek vakit ve günlerdir.
Kurban Bayramında, Hac da ifa edilen kurban ve bayramlaşmanın, dili, rengi ne olursa olsun Müslümanların aynı duygu ve ruh ile birbirlerine kardeşçe duygular içinde sarılmalarını, devletlerarası kinin, nefretin, düşmanlığın unutulduğu vakit ve günlerdir. Hac da ifa edilen bayramın birleştirici, bütünleştirici bu görüntüsü, ümmet’in kalbinde vahdet’in vücut bulmasıdır.
Arafe günü Arafat’a çıkacak olan Müslümanlar burada Hacı olmanın hazzını yaşayacaklar. Çünkü Resul-ü Ekrem Efendimiz (s.a.v.), “Hac, Arafat’tır” demiştir. Çeşitli coğrafyadan gelen Müslümanların birbirleriyle tanışmaları, kaynaşmaları ve Allah(c.c)’tan af ve mağfiret dilemeleri, hiç şüphesiz ki, Arafat’ın anlam ve önemini ortaya koyar. Bu nedenle Kurban Bayramı coşkusu ile bütün Müslümanlar rengine ve diline bakmadan kardeşçe duygularla birbirlerini selamlayacaklar. Arafe günü Arafat’a çıkan Müslümanlar, kariyeri, makamı ve mevkisi ne olursa olsun aynı kıyafetlerle, Allah’ın huzurunda eşit olduklarını bilecek ve anlayacaklardır. Burada teslimiyetin coşkusunu yaşayacaklardır.
Kurban, Allah (c.c)’a teslimiyetin bir göstergesidir. Allah’a ruhuyla teslim olan Müslüman, şüphesiz O’nun emirlerinden sapamaz. Ne yazık ki, bugün İslam coğrafyasında yaşanan acı olaylar Allah yolundan sapılmasının sonucudur.
Kurban, sadece Allah’a teslimiyetin değil, aynı zamanda nefsin terbiye edilmesinde de bir semboldür. Öyleyse kurban, hem manevi iklimimizin kurtuluşuna nail olacak bir vesile bir araç bir yol, hem de Sırat-ı Müstakim de bizleri Allah’a kavuşturacak bir araçtır.
Allah’a teslimiyetin ruhumuzu ve aynı zamanda bedenimizi her türlü fenalıktan kurtaracağını unutmayalım. Bu çerçevede kavgadan, kargaşadan, şiddetten kaçacağımızın bilincinde olmalıyız. Bu bilinç içindeki Müslümanlar birbirlerine düşman olamazlar. Birbirinin canını acıtamaz, kanını akıtamazlar. Fitneden kaçar. Müslümanları birbirinden ayırarak huzursuzluğa, anarşiye ve felaketlere neden olacak her türlü ayrımcılıktan uzak durur. Kendini bu tür fitnelerden korur. Basiretle karşı çıkar. Bu nedenle kurbanın anlam ve önemi Müslümanların kendisine gelmesi, aklını başına toplaması için manevi bir araçtır.
Bir Kurban Bayramını daha idrak edecek olmanın mutluluğunu ve hazzını yaşıyoruz. Yurt içinde ve yurt dışındaki Müslümanların Kurban Bayramını kutluyorum. Ülkemize ve bütün dünya da yaşayan Müslümanlara ve tüm insanlığa barış ve huzur getirmesini, bütün insanlığın mutluluğuna vesile olmasını Yüce Allah (c.c.)’tan temenni ediyorum.”