Din Görevlileri Sosyal Hayatın Önemli Bir Parçasıdır

Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak,Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırlamış olduğu afişte ‘Din Görevlileri’ ibaresinin çıkarılmasına sert tepki gösterdi.

Toplumu oluşturan her ferdin, cinsiyetine bakılmaksınız sağlam kişilik ve karakterde yetiştirilmeleri, o toplumun fikren ve ahlaken sağlam, huzurlu, mutlu, hoşgörülü ve yardımlaşma duygularıyla gelişmesini sağlayan din görevlilerimizdir, diyen Şenocak yazılı bir açıklama yaparak şunları söyledi: “Sosyal hayatın önemli bir parçası olan camilerimizin en önemli kolu da İmam-Hatipler ve Müezzin-Kayyımlardır. Dolayısıyla din görevlilerini sadece namaz kıldıran görevli gibi görmek son derece yanlıştır. Din görevlileri, halkın geçmişi, geleceği ve bütün kültürünü içine alan geniş bir yelpazede bilgi aktarımı yapan görevlidir. Din görevlileri adeta bir kütüphanedir. Bu kütüphanelerin feyzinden ışık alan kişi, sadece kendini değil, gelecek neslini de kurtarır. Din görevlileri, birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının gelişmesine yardımcı olur.

Din görevlilerinin varlığı Müslüman toplumları için çok önemlidir. Ancak son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığı, din görevlilerinin varlığını, hatta önemini tamamen unutmuş gözüküyor! Diyanet İşleri Başkanlığı’nca, din görevlilerinin sorunları gündeme getirilmediği gibi, din görevlilerinin sorunlarını tespit etmeye yönelik çalışma yapılmıyor. Eğer ki, yapılıyor ise de kamuoyuna açıklanmıyor.

Diyanet’in din görevlilerini unuttuğunu, varlığının gereksiz ve hatta önemsiz görev şeklinde algıya yol açacak uygulamalar içine girdiğini görüyoruz: Camilere denetime giden Murakıpların, camii cemaatine, “İmamınızdan memnun musunuz?” diye sorarak İmamı aşağılaması ve cemaati imamın denetçisi konumuna getirmesi, C gurubu camilerin D grubuna indirilmesi, yanlış uygulanan rotasyon neticesinde binlerce din görevlisinin mağdur edilmesi, rotasyon nedeniyle intihar eden, bir başka din görevlisinin de kendini yakmaya teşebbüs etmesi buna birer örnektir.

Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda, din görevlileri ibaresinin afişten çıkarılması da bardağı taşırmıştır. Bunun bir hata olmadığı, sehven yapılan bir yanlışlık olmadığı da edindiğimiz bilgiler arasındadır. Bilerek yapılan bu hatadan dönülmediği gibi, din görevlilerinden özür dilenmemekte, bu hataya sivil toplum kuruluşları, camii dernekleri ve sendikalar da sessiz kalmaktadır. Son derece üzücü ve düşündürücüdür. Diyanet İşleri Başkanlığı, din görevlilerinin saygınlığını korumak zorundadır.

Din Görevlileri ibaresinin hazırlanan afişten çıkarılmasının toplumda yanlış algıya yol açacağı açıktır. Bunu hazırlayanların, buna olur verenlerin, din görevlilerini sadece cemaatlerine karşı değil, aynı zamanda bunun aile boyutunu da düşünmeleri gerekir. Üzülerek ifade etmemiz gerekir ki, kendileri için düzenlenen kutlama haftasında din görevlileri bu kutlamalardan dışlanmıştır.

Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda, başarılı din görevlilerine ödüller verilerek teşvik edilmeleri gerekirdi. Diyanet İşleri Başkanlığı’na şunu sormamız gerekiyor; camiler ve din görevlilerimiz adına düzenlenen haftadan siz ne anlıyorsunuz?”