Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı her zaman eleştirmiyoruz. Diyanet’i eleştiren bir sendika olarak ilan edilmekten rahatsız oluyoruz. Diyanet’in yaptığı doğru hizmetleri her zaman alkışlıyoruz ve destekliyoruz, dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nca düzenlenen ve ilkinin 1993 yılında yapıldığı“Günümüzde Yeni Dinî Anlayışlar; Dinî Bilgi, Eğitim ve Din Hizmetleri” konulu V. Din Şurası yapıldı. Şuranın açılış konuşmasını sendika olarak alkışlıyoruz ve destekliyoruz, diyen Şenocak, Şuranın konusuyla ilgili yazılı basın açıklaması yaptı. Açıklamasında, Sayın Başkan’ın özeleştiri yapması kurum adına bir erdemdir. Bugüne kadar beklide hiçbir Başkan’ın konuşmaya cesaret edemediği konuları gündeme getirerek açık açık özeleştiri yapmıştır. Kendisini kutluyoruz, dedi.
Şenocak, açıklamasında şunları söyledi: “Diyanet İşleri Başkanlığı, kurumsal kimliğiyle halkımızın güven ve saygı duyduğu bir kurumdur. Güven ve saygı duygusunu zedeleyecek hiçbir oluşuma izin verilmemeli ve müsamaha gösterilmemelidir. Diyanet’in son yıllarda halka yönelik olumlu çalışmaları var. Bu çalışmalar sendikamız ve gözlemlediğimiz kadarıyla vatandaşlarımız tarafından da takdir edilmektedir. Bu takdir, halkın, diyanet’e karşı göstermiş olduğu bir teveccühtür.
Sayın Başkan’ın konuşmasında yaptığı özeleştiri konuları bugüne kadar gündeme dahi getirilmemiştir. Yenilikten korkan, gerçek din öğretisinden bihaber yaşayan, hurafeleri din öğretisi olarak kabul eden, kulaktan duyma öğretilere itibar eden bazı din görevlileri, bırakınız şuurlu din gönüllüsü olabilmeyi, memuriyeti dahi kavrayamamıştır. Kendisinin, toplumun rehberi olduğunu anlayamamış, bu itibarla dünyevi hırslarını görevinin önüne çıkarmış ve dini, sadece ibadet, cenaze ve nikâh olarak algılayarak ideallerini unutmuştur. İşte Sayın Başkan’ın getirdiği özeleştiri bu anlamda çok önemlidir. Diyanet teşkilatını bütün kurumların önünde eleştirerek önemli bir mesaj vermiştir. Sayın Başkan’ın, ‘Din tanımımızı revize etmekle din hizmetimizi hayatın her anına ve her alanına ulaştırma idealimize yaklaşabildik mi?’ sorusu gerçek bir sorgulamadır. Diyanet çalışanlarının, emekli din görevlilerinin ve din adına hizmet veren herkesin bu soruyu kendisine sorması gerekir.
Din görevlisi katı kalpli olamaz. Hassas, hoşgörülü, yardımlaşma duygusu içinde, çocuğa, gence, yaşlıya, kadına, erkeğe saygı duyan, Kur’an şuuru ve Peygamber (s.a.v)’in güzel ahlakıyla yaşayan ve topluma bunu aşılayan din gönüllüsü olması gerekir. Halkın beklentisi de bu yöndedir. Açlara, açıklara yardım elini uzatarak onları koruyan ve kollayan insan olması beklenir.
Din görevlisi, doğruluk ve dürüstlüğünden aldığı güçle kimseden korkmamalı, bu özellikleri konuşmalarına yansımalıdır. Din görevlileri, dünyevi ihtiraslarından kurtulmayı bilmeli ve Allah yolunda yürüyen birer nefer olmalıdır. Bunu başarabildiği zaman gerçek din görevlisi olur.
Bu çerçevede Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez’in V. Din Şurasında yapmış olduğu konuşmayı önemsiyoruz. Çeşitli çekinceler nedeniyle bugüne kadar söylenmeyeni söyleyen ve hiç çekinmeden özeleştiri yapan Sayın Görmez’i kutluyoruz. Din-Bir-Sen olarak kendisini destekliyoruz, düşünce ve söylemlerine katılıyoruz. Ancak Sayın Görmez’e şunu da hatırlatmak istiyoruz: Din görevlilerinin dünyevi hırslarından kurtularak Allah (c.c) yolundan giden birer nefer, toplumu aydınlatma yolunda çaba ve emek harcayan, kendini yenilemekten çekinmeyen kişiler olarak yetişmelerini sağlayınız. Aksi halde bunun vebali sizin omuzlarınızda kalır.”