Hatay İdare Mahkemesi emsal oluşturacak bir davaya imza attı.
Din-Bir-Sen Hatay İl Temsilcisi Abbas Göçmez’in sendikal faaliyetleri nedeniyle il dışına tayin eden Diyanet İşleri Başkanlığına karşı açılan davada, Hatay İdare Mahkemesi Esas No: 2014/54, Karar No: 2014/ 1300 ile kararın iptaline karar verdi.
Açılan davada, Hatay İli Kumlu İlçesi Hz Mevlana Camii İmam Hatibi olarak görev yapan Abbas Göçmez, Adana Karatas İlçesi Tuzla Kasabası Ugurkaya Camii İmam Hatipliğine naklen atanmasına ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün 23.08.2013 tarih ve 5730 sayılı işleminin, hukuka aykırı olduğu, il dışına atanmasını gerektirecek bir durumun oluşmadığı, sendikal faaliyetlerin Anayasal hak olduğu, kendisinin başkalarını baskı altına alması gibi bir durumun olamayacağı, kendisinin sadece imam olduğu, okula giden çocuğunun olduğu, eşinin ciddi sağlık sorunlarının bulunduğu ileri sürülerek iptali istenmişti.
Açılan davada Diyanet İşleri Başkanlığı Hukuk Müşavirliğinin, davacının yapılan sorusturma sonucu kusurlu bulunarak kınama cezası ile cezalandırıldığı, soruşturmaya konu olan personelin sendika değiştirmesi konusunda baskı yaptığı ve İlçe Müftüsününde bu konuda davacıya destek olduğu bu suretle Din Bir-Sen sendikasının kısa sürede 16 üyeye ulaştığı iddiasının sabit görülmesi sonucunda, davacının görev yaptığı yerde yıprandığı, sağlıklı görev yapamaz hale geldiği, atama işleminde bu yönden kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı, işlemin hukuka uygun olduğu, davanın reddinin gerektiği savunulmuş ise de İdare Mahkemesi bu hukuksuzluğa dur diyerek iptal etti.
Hatay İdare Mahkemesi, Türk Milleti Adına verdiği kararda şunları belirtti: Karar veren Hatay İdare Mahkemesi'nce durumsa için önceden belirlenen 25.11.2014 günü saat 09:30 da İdare Mahkemesi Duruşma Salonunda açılan duruşmaya davacı Abbas Göçmez'in geldiği, davalı idareyi temsilen gelen olmadığı görülmekle gelen davacıya usulünce söz verilip dinlenildikten sonra duruşmaya son verilerek işin gereği görüşüldü: Dava; Hatay İli Kumlu İlçesi Hz Mevlana Camii İmam Hatibi olarak görev yapan davacının Adana İli Karataş İlçesi Tuzla Kasabası Uğurkaya Camii İmam Hatipliğine naklen
atanmasına ilişkin Diyanet İsleri Başkanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün 23.08.2013 tarih ve 5730 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76.maddesinin 1.fıkrasında; "Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68.maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolarına naklen atanabilirler" hükmüne yer verilmiştir.
Bu madde ile kamu görevlilerinin görev ve görev yerlerini değiştirme konusunda idarelere tanınan takdir yetkisinin kamu yararı ve amacına ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılması zorunlu olup, bu hususun sağlanması için idarenin takdir yetkisi içinde tesis ettiği işlemlerin de hukuken geçerli nedenlere dayanması gerekli olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde dava konusu idari işlemin sebep ve maksat yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Diyanet İsleri Başkanlığı Atama Ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 18. Maddesinde "... (2) a) İlk defa atamaları veya bu Yönetmeliğin 19 uncu maddesindeki hizmet gereği yer değiştirme sebeplerine binaen görev yaptıkları il dışına nakilleri ilgili Atama Daire Başkanının teklifi üzerine İnsan Kaynakları Genel Müdürünün onayı ile,...(7) İkinci ve üçüncü fıkralarda zikredilen kadrolardaki personelin bu Yönetmeliğin 20’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki mazeretleri sebebiyle görev veya görev yeri değişikliğinin gerekli görülmesi halinde, il içi veya il dışı nakilleri Başkanlıkça her zaman yapılabilir."
hükümlerine 19. Maddesinde "Hizmet gereği görev veya görev yeri değişikliği, aşağıdaki hallerde yapılır: a) Hizmet için gerekli sayı ve nitelikte eleman ihtiyacının karşılanması, b) İhtiyaç fazlası eleman bulunduğunun tespit edilmesi, c) Teftiş veya soruşturma sonucu, ç) Başkanlıkça veya mahalli mülki amir tarafından görülecek idarî lüzum ve zaruretler bulunması, d) Bulunduğu yer ve görevde başarılı olamayanlara başka yer ve görevlerde denenme imkânı verilmesi, e) Çeşitli sebeplerle görevinin veya görev yerinin ortadan kalkması f) Hizmetlerin daha etkin ve verimli yürütülmesi için il müftülerinin yerlerinin değiştirilmesine ihtiyaç duyulması hallerinde (3) Kur'an kursu öğreticisi, imam-hatip, müezzin-kayyım, memur, mutemet, veri hazırlama ve kontrol işletmeni, daktilograf,
teknisyen, şoför ve yardımcı hizmetler sınıfındaki personelin, bu maddede belirtilen sebeplerle görevlerinin veya görev yerlerinin değiştirilmesi gereken hallerde, Valiliklerce yapılacak görev veya görev yeri değiştirme işleminden önce, ilgili müftülüklerce, Diyanet İşleri Başkanlığı Sınav Yönetmeliğinde belirtilen Değerlendirme ve Sınav Kurulunun görüşü Türk hukukunda kamu görevlilerinin sendika kurma ve sendikalara üye olma haklarının Anayasa ve Kanunlarla güvence altına alındığı, nitekim kamu görevlilerinin sendikal haklarını düzenlemek amacıyla özel kanun niteliğinde 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun çıkarıldığı, bu bağlamda kamu görevlilerinin sendikal örgütlenme haklarının var olduğu ve bu kapsamda faaliyette bulunabilecekleri tartışmasızdır.
Dava dosyasının ve Mahkememizin 2013/2228 sayılı dava dosyasına gönderilen Soruşturma raporunun incelenmesinden, Hatay İli Kumlu İlçesi Hz Mevlana Camii imam Hatibi olarak görev yapan davacı hakkında, düzenlenen soruşturma raporunda özetle; 2007- 2012 tarihleri arasında Diyanet-Sen üyesi ve Kumlu İlçe temsilcisi olduğu, bu sendikadan istifa ederek, Din-Bir Sen Sendikasına geçtiği ve yaptığı çalımsalar sonucunda bu sendikanın 1 olan üye sayısının Türk -Diyanet Vakıf- Sen ve Diyanet- Sen'den istifa eden üyeler ve ilçede yeni göreve başlayan personelinde üye yapılmasıyla 10 aylık kısa bir dönemde 16 üyeye ulaştığı, bu süreçte personele sendika değiştirmeleri konusunda baskı yaptığından bahisle, disiplin yönünden "Hizmet dışında memurun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak" fiilini islediğinden bahisle kınama cezası ile cezalandırılmasının, idari yönden ise, eylemleriyle görev yaptığı Kumlu'da yıprandığı, artık verimli bir hizmet yapma imkanı ve aynı yerde göreve devam etmesinde kamu yararı kalmadığından bahisle İl dışında durumuna uygun bir yere atanmasının teklif edildiği, anılan teklif uyarınca davacının kınama cezası ile cezalandırıldığı, davacının bu cezaya karsı dava açmadığı, idari teklif uyarınca yapılan Adana İli Karataş İlçesi Tuzla Kasabası Uğurkaya Camii İmam Hatipliğine naklen atanmasına ilişkin Diyanet İsleri Başkanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün 23.08.2013 tarih ve 5730 sayılı işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacı hakkında yapılan soruşturma raporu ve ekleri birlikte incelendiğinde, davacının yapmış olduğu eylemlerin; bir sendikadan istifa edip diğerine geçmesi ve bu sendikaya diğer çalımsa arkadaşlarını üye yapmaya çalışmasının sendikal faaliyetler çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, bu faaliyetlerinde yukarıda yer verildiği üzere Anayasa ve Kanunlarla güvence altına alındığı, bunların dışında davacının personele sendika değişikliği konusunda baskı yaptığının açıkça ortaya konulamadığı gibi görevinde yetersiz veya başarısız olduğu yolunda yapılmış herhangi bir tespit bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, davalı idarece davacının görev yerinin değiştirilmesini gerektirecek herhangi bir tespit bulunmadığı, görevinde başarısızlığı veya yetersizliği ileri sürülmeyen davacının, yukarıda belirtilen eylemi nedeniyle kınama cezası ile cezalandırılması ve söz konusu disiplin cezasının görev yerinin değiştirilmesini gerektiren nitelikte ve ağırlıkta olmaması karsısında, eylemi nedeniyle il dışına yapılan atama işleminin ikinci kez cezalandırma amacıyla gerçekleştirildiği sonucuna varıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere 25/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”