Din-Bir-Sen Genişletilmiş 8. Başkanlar Kurulu toplantısı geçtiğimiz günlerde Antalya’nın Alanya ilçesinde yapılmıştı. Yoğun katılımın olduğu toplantı oldukça coşkulu geçmiş ve çeşitli illerden toplantıya katılan İl ve İlçe Başkanlarının talep ve önerileri dikkatle takip edilerek istişarede bulunulmuştu.
Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı merkez ve taşra teşkilatlarında çalışan personelin özlük haklarının iyileştirilmesini istiyoruz, diyerek konuyla ilgili yazılı basın açıklaması yaptı. Şenocak açıklamasında şunları söyledi: “8. Başkanlar Kurulu toplantısında çeşitli konular gündeme geldi. Genel Merkez yönetimi olarak talep ve önerileri titizlikle inceleyerek maddeler halinde kamuoyuna açıklıyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı’na da yazacağız. Ayrıca bu taleplerin yeni hazırlanmakta olan Torba Yasa Tasarısı’nda çözülmesini bekliyoruz. Personelin özlük haklarıyla birlikte çözüm bekleyen pek çok sorun var. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bunları dikkate alacağını umuyoruz. Bu sorunlar çözülmediği müddetçe işe uyumun, motivasyonun ve personel memnuniyetinin sağlanması mümkün değil. Vatandaşlarımıza daha kaliteli bir hizmet sunulması için bu sorunların çözülmesi gerekiyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışan başta din görevlileri olmak üzer en alt tabandan en üst tabakaya kadar bütün çalışanlarda büyük bir memnuniyetsizlik var. Diyanet İşleri Başkanlığı yükselen sesleri duymalı ve önerilerimizi de dikkate almalıdır. Dünyada yönetim anlayışı değişti. Çalışan memnuniyeti ve hizmet kalitesi eksenli yeni oluşumlar dünyada benimsendi ve başarı bu şekilde elde ediliyor.”
8. BAŞKANLAR KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ
1- Sivil toplum kuruluşları demokrasinin olmazsa olmazıdır. Demokratikleşme sürecinde sivil toplum kuruluşları mutlaka olmalıdır. Toplumsal sorunların çözümünde STK’lara büyük görev düşüyor. Bunun anlaşılması ve devletin STK’lara önem vermesi gerekiyor. Bu anlamda Diyanet İşleri Başkanlığı, sendikaların şikâyet, ihbar, talep ve önerilerini dikkate almalıdır.
2- Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sendikaların eleştirilerine kulak tıkaması yanlıştır. Bu nedenle bütün eleştiriler dikkate alınmalı ve çözüm yolları aranırken sendikaların görüşlerine başvurulmalıdır.
3- Doğu ile batı birbirini tanımalı ve anlamalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı, doğu ile batı kültürünün birbiriyle kaynaşması ve kardeşlik duyguları içinde yaşamaları için ‘Kardeş Şehir Uygulaması’ başlatmalıdır.
4- 28 Şubat tarihinde görevden alınan din görevlilerinin kayıtsız şartsız göreve dönmeleri sağlanmalıdır.
5- Çözüm sürecinde din görevlilerine aktif görev verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Din görevlileri, toplumun şiddetten kurtulmasını ve kardeşlik duygularının gelişmesini sağlayabilirler.
6- Din-Bir-Sen, diyanet camiasının sesi olmuştur. Bundan sonra da diyanet camiasında çalışan bütün görevlilerin sorunları bir bir tespit edilerek ilgili makamlara sunulacaktır. Bu anlamda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptığı/yapacağı hayırlı hizmetler ile topluma yönelik hizmetleri takdir edilerek desteklenecek, ancak din görevlilerinin mağduriyetine neden olabilecek çalışmalarda eleştirilecektir.
7- Hac ve Umre hizmetlerinde görev alacak din görevlilerinin MBSTS sınavlarında aldıkları puanların Türkiye genel ortalamasının değerlendirmeye alınması gerekir. Ayrıca mülakatın kaldırılmasından yanayız. Emekliliği gelmiş, ancak hiç hac görevlendirmesi yapılmamış personelin öncelikli olarak sınavsız hacda görevlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
8- Öğretmen evleri kamu evlerine dönüştürülmeli ve din görevlilerinin de öğretmen evlerinden yararlanmaları sağlanmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda çalışma başlatmalıdır. Bunun mümkün olmaması halinde her ilde öğretmen evleri gibi Diyanet veya İlahiyat Evleri adı altında dinlenme ve barınma evleri açılmalıdır.
9- Camii sınıflandırmasında usulen hata yapılıyor. Din görevlisi, D grubu camiden C grubu camiye, C grubu camiden D gurubu camiye geçebilmelidir.
10- Müezzin Kayyımlara her yıl cübbe ve sarık verilmeli veya parası verilmelidir.
11- Camilerimizdeki elektrik gideri sorunlarının çözülmesi gerekir. Camilerimizde sadece aydınlatma değil, aynı zamanda ısıtma sistemi gibi giderlerin devlet tarafından karşılanmasından yanayız.
12- Din görevlileri olarak, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda haksız ve gayri hukuki uygulamaları görmek bizleri üzmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in mirasçısı bir kurumda her işin adil olması gerekir. Bakan, Milletvekili, Vali, Kaymakam ve hatırı sayılır insanların torpil müdahalesinin önüne geçilmelidir. Bu görevli ve kişilerden gelecek emir ve ricaların etkisiz hale getirilmesi gerekir. Diyanet bununla ilgili önlem almak zorundadır.
13- Diyanet dergilerinin satışının zorunlu olmadığı resmi bir belge ile müftülüklere bildirilmelidir. Personele zorla takvim, kitap, dergi v.b. yayınların satışının yapılmaması ve/veya yaptırılmaması doğru olacaktır.
14- Müftülüklerde çalışan personelin rotasyona tabii tutulması gerekir.
15- Denetim ve idari hizmetlerdeki Murakıp, Şef v.b. eş değer unvanlarda çalışan personelin sendikalara üye olması ve sendikaların yönetimlerinde yer almaları engellenmelidir.
16- Okul ve diğer kurumlarda olduğu gibi camilerde de internet, bilgisayar ve donanımlarının diyanet tarafından karşılanması gerekir. Din görevlilerinin sosyal ve kültürel olarak daha gelişmiş ve zengin bir kültüre sahip olmalarını sağlamak için diz üstü bilgisayar verilmelidir.
17- 20 – 30 yıl arası hizmeti olan din görevlilerinin Hizmet İçi Eğitim Kurslarına alınmamaları gerekir. Ancak göreve yeni atanan ve hizmeti 15 yıla kadar olan din görevlilerinin mesleki bilgi ve tecrübelerinin artırılması için bu tür kurslara alınmaları daha doğru olacaktır.
18- Camilerde Kur’an öğretiminin 100 saat ile sınırlı tutulmasını doğru bulmuyoruz. Bu sınırlama kaldırılmalıdır. Asli görevlerinin yanı sıra Kur’an öğretimini de aksatmadan yapabilecek durumda olan din görevlileri planlarını yapıp Müftülüklerden onayını aldıktan sonra hizmeti verebilmelidir.
19- İl dışında kurslara çağrılan din görevlilerine harcırah verilmelidir.
20- Kur’an Kursları ek öğretim programlarının genişletilmesi gerekir.
21- Personele 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu hakkında seminer verilerek yetiştirilmesi sağlanmalıdır.
22- Diyanet İşleri Başkanlığı doğruluk ve hakkaniyete önem vermelidir. İnsanlar için en büyük hediye basit bir gülümsemedir. Toplumun bir kesimini değil, herkesi kucaklamalıdır.
23- Din görevlileri sosyal aktivitelerde aktif olmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı bu konularda gerekli çalışmaları yapmalıdır.
24- EHYS, DHYS ve İKYS sistemlerine ulaşmak için bir siteden giriş yapılmalıdır. Böylece zaman kaybı önlenmiş olacaktır.
25- 4 yıllık fakülte mezunlarının durumu ilahiyat fakülteleri İle denkleştirilmelidir. Diğer fakülte mezunlarının mağduriyetleri önlenmelidir.
26- Vaizlere murakıplık verilmemelidir.
27- İLİTAM’ın hayata geçirilmesi ve yalnız Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışan görevlilerin faydalanabilmesi için çalışmalar hızlandırılmalıdır.
28- MBSTS sınavlarında lise ve üniversite mezunlarının aynı kategoride olmaması gerekir. Bu sınavlar mezuniyet durumuna göre yapılmalıdır.
29- Müftülüklerde idari personel din görevlilerini azarlamaktadır. Buna hakları olmadığı anlatılmalıdır. Diyanet bu konuda bir genelge yayınlayarak bu tür olumsuz davranışların önüne geçmelidir. İl, ilçe müftülerinin ve idarecilerinin personele daha şefkatli davranmaları ve onları onure edecek davranışlarda bulunmalarının sağlanması doğru olacaktır.
30- Camilerde yardımların sık sık toplatılması engellenmelidir.
31- 1.Tek görevli olarak görev yapmak şartıyla Müezzin-Kayyım kadrosunda fiili olarak İmam-Hatiplik yapan Müezzin-Kayyımlar bir defaya mahsus olmak üzere İmam-Hatip kadrosuna geçirilmelidir.
32- 2.En az üç yıl Müezzin-Kayyım olarak çalışanlara, üçüncü yılın sonunda sınava tabii tutulmaksınız İmamlık müktesep hakkı verilmelidir.
33- 3. a) Üç yılını dolduran Müezzin-Kayyımlara D Grubu camilerde münhal bulunan İmam-Hatiplik sınavına,
b)Beş yılını dolduran Müezzin-Kayyımlara C Grubu camilerde münhal bulunan
İmam- Hatiplik Sınavına
c)Sekiz yılını dolduran Müezzin-Kayyımlara B Grubu camilerde münhal bulunan
İmam- Hatiplik Sınavın katılabilme hakkı verilmelidir.
34- Baş İmam-Hatiplik ve Baş Müezzinlikte, Baş İmam-Hatip olunması için İmam-Hatip lisesi veya 2 yıllık yüksekokul mezunu olmak yeterli iken, Baş Müezzinlikte dört yıllık İlahiyat Fakültesi mezunu olmak şartı aranmaktadır. Bu, eşitlik ilkesine aykırı olup, görevliler arasında verimliliğin düşmesine neden olmaktadır. Yönetmeliğin ilgili maddesinin yeniden düzenlenmesi hukukun gereğidir.
35- Vaiz, İmam, Kur’an Kursu Öğreticisi ve Müezzin gibi din görevlilerinin izinleri yasal çerçeveye oturtulmalı, Müftü inisiyatifinden çıkarılmalıdır.
36- Diyanet İşleri Başkanlığı, Mesleki Bilgiler Seviye Tespit Sınavlarının (MBSTS) tüm illerde yapılarak personelin mağdur olması önlenmelidir. Bu sınavlarda alınan 80 lira ücretin 30 liraya çekilmesi için gerekli görüşmeler yapılmalı, aksi halde sınavları diyanet’in kurumsal hizmeti olarak kendisinin yapması, sınav sorularının eğitim, bilgi ve becerilere göre düzenlenmesi, lise ve yüksekokul mezunlarının ayrı sınavlara alınması daha doğru olacaktır.
37- Sendika il başkan ve yönetim kurulu üyeleri ile ilçe başkanlarının tayin ve yer değiştirmelerinde sözlü sınav yapılmamalı, MTSBS puanı yeterli olmalıdır.
38- Diyanet teşkilatında görev yapan İlahiyat Fakültesi mezunu dışındaki diğer fakülte mezunlarının ek göstergelerinin 3000’e çıkartılması ve yurt dışı görevlerinde mağdur edilmemesi gerekir.
39- Yatılı Kur’an kurslarında pedagojik formasyon almış Hocaların görevlendirilmesi zorunludur. Böylece birçok olumsuzluklar giderilmiş olacaktır.
40- Yatılı Kur’an kurslarında Belletmen ihtiyacının karşılanması ve/veya öğrenci sayısının düşürülerek Belletmen ihtiyacının en aza indirgenmesi gerekir.
41- Eğitim merkezi öğretmenleri, vaizler, murakıp, uzman ve şeflerin özlük haklarının iyileştirilmesi gerekir.
42- İhtisas merkezlerinden mezun olan vaizlerin uzman vaiz statüsünde değerlendirilmesi gerekir.
43- Vekil imam-Hatip ve Fahri Kur’an Kursu Öğreticilerine kadro tahsisi yapılarak mağduriyetlerinin giderilmesi gerekir.
44- Görev süresi dolmuş olan Vekil imam-Hatip ve Müezzin-Kayyımlara kadro verilememesi halinde, “uzun süreli vekillik” görevi verilerek mağduriyetleri önlenmelidir.
45- Personel çocuklarının daha iyi eğitim görmeleri için her ilde ‘pansiyonlu din eğitim merkezleri’ açılmalıdır.
46- İl ve ilçelerde yetkili sendika tarafından amirlere, üyelerimize ve sendika yöneticilerimize yapılan baskı ve tehditlerin sona erdirilmesi ve engellenmesi için önlem alınması zorunludur.
47- Yetkili sendikanın il ve ilçe Müftülerini ve idarecilerini kendilerinin atattığını söyleyerek çıkar sağlama, diğer sendika üyelerine baskı yapma, korku ortamı yaratma ve bu tür girişim ve söylemlerle Diyanet İşleri Başkanlığı’nı töhmet altında bırakarak işlevsiz hâle getirmeleri engellenmeli ve bununla ilgili yasal düzenleme acil olarak yapılmalıdır.
48- Memur iken şef kadrosuna atananların yan ödeme puanı 700 iken, VHKİ kadrosundan şef kadrosuna atananların yan ödeme puanı 2.250’dir. Aynı işi yapan memurun yan ödemesindeki farklılık doğal olarak memnuniyetsizlik yaratır. Bu uygulama düzeltilmelidir.
49- İdare Amirleri gibi Şeflere de lojman tahsisi yapılmalıdır.
50- Bilindiği gibi Diyanet İşleri Başkanlığı 633 Sayılı Teşkilat Kanununda 6002 Sayılı kanunla değişiklik yapılarak Başkanlıkta 200 adet Diyanet İşleri Uzmanı 50 adette uzman yardımcılığı kadrosu ihdas edilmiş, bu kadroların 40’ına atama yapılmıştı. 6002 Sayılı kanunla yapılan değişiklikte, Başkanlık teşkilatında uzun süredir görev yapan APK, Eğitim ve Din Hizmetleri Uzmanları ile ilgili bir düzenleme yapılmaması Diyanet İşleri Uzmanları ile APK, Eğitim ve Din Hizmetleri Uzmanları arasındaki maaş farkını adeta uçurmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda uzun yıllardır görev yapan ¼ ‘ndeki 2 çocuklu bir APK Uzman 2.885 lira, Eğitim Uzmanı 2.895 lira, Din Hizmetleri Uzmanı ise 2.895 lira maaş alırken, 6002 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikle yeni göreve başlayan Diyanet İşleri Uzmanı 5.125 lira, Uzman Yardımcısı ise 3.650 lira alıyor. Bu örneklere göre D.İ.B. görev yapan söz konusu görevliler arasında ücret adaletsizliğinin giderilmesi gerekmektedir.
51- Diyanet İşleri Başkanlığı sınavlarında şeffaflık sağlanmalıdır. Sınavların adalet ve hakkaniyet ilkeleri gözetilerek kayırmacılığın önlenmesi gerekir.
52- Diğer kurumlarda resmi görevlendirmelerde ek ders kesintisi yapılmazken, aynı nedenlerle görevi başından ayrılan Kur’an Kursu Öğreticilerinin ek ders ücretlerinden kesinti yapılması adil değil. Yönetmeliğin "Ek ders birim ücreti ve görevin fiilen yapılması” başlıklı 11. Maddesinde yer alan “Bu Karar kapsamındaki personele ek ders ücreti ödenebilmesi için, ek ders görevinin fiilen yapılmış olması şarttır.” İbaresinin değiştirilerek “Ek dersin yapılmış sayılacağı haller”’in yeniden düzenlenerek resmi görev halinde dersin yapılamamış olmasının ‘yapılmış sayılması’ ile bu mağduriyet giderilecektir.
53- Görevini fiilen yerine getiremeyen kurs öğreticisinin ek dersinden kesinti yapılıyor. Fiilen görevini yerine getiremediği gerekçesiyle sigortası eksik yatıyor, hizmette ortaya çıkan eksiklikler nedeniyle geç emekli oluyor, bu doğrultuda hem emekli ikramiyesi hem de emekli maaşı eksik bağlanıyor. Bu konuların acil olarak çözüme kavuşturularak Kur’an Kursu öğreticilerinin mağduriyetleri giderilmelidir.
54- Şube Müdürlüğü atamalarındaki mağduriyet giderilmelidir. Bilindiği gibi sözlü sınavlar, yazılı sınavların tamamlayıcısı niteliğindedir. Dolayısıyla görevde yükselmesi gereken memur seçiminde tek belirleyici olamaz. Yazılı sınavdaki başarı kriterini değerlendirme dışı bırakarak sadece sözlü sınavın belirleyici olması hukuka aykırıdır. Nitekim Danıştay, hukuk devleti ilkeleriyle çelişkiye düşen bu maddeyi bu nedenle iptal ederek yürütmeyi durdurmuştur. Yapılması gereken, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına uyarak yazılı ve sözlü sınavların aritmetik ortalaması ile hesaplanacak başarı puanına göre Şube Müdürü atamaları yapılmalıdır.
55- Diyanet İşleri Başkanlığı, camilerin sadece ibadethane olarak değil, aynı zamanda kültürel ve manevi ilişkilerin sağlandığı yerler haline getirilmesi için çalışmalar yapmalıdır. Muhtaçların, kimsesizlerin ve sokak çocuklarının sadece kış günü hatırlanmasını, onların spor salonlarında ağırlanmalarını doğru bulmuyoruz. Onlara insan gibi yaşayacakları yerler temin edilmesi, iaşelerinin sağlanması hem dinimizin hem insanlığımızın gereğidir. Devlet, sosyal devlet ilkelerinin gereği olarak bu gibi yardıma muhtaç olanları bir araya getirerek hayatının sonuna kadar barınma, iaşe ve sağlık giderlerini karşılayarak yaşamalarına imkân sağlamak için camiler inşa edilirken bu tür müştemilatların yapılması gerekir.
56- Diyanet İşleri Başkanlığı taşra teşkilatında ağırlıklı olarak denetim, ön inceleme, inceleme ve soruşturma gibi uzmanlık gerektiren hizmetler murakıplar tarafından ifa edilmektedir. Aynı görevi yapan diğer kamu kurumlarındaki emsallerine göre maaş, tazminat ve katsayı uygulamaları ile özlük hakları bakımından farklı uygulamalara tabi tutulmaktadırlar. Murakıpların özlük haklarının iyileştirilmesi gerekir.
57- Günümüzde en çok aile birliği yara alıyor. Aile bireylerinin sağlıklı yetişmesi demek bu birliğin ayakta kalması demektir. Bu nedenle aile birliği içerisinde özellikle hanımların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Hanımlarımız eğitilmelidir. Bu nedenlerle her ilde Aile İrşat ve Dini Rehberlik Bürolarının açılması zorunludur. Bu bürolar vasıtayıysa hanımlara dini eğitimler verilmeli, aile birliğinin önemi anlatılmalı, aile hukuku hakkında bilinçlendirilerek aile kavramının önemi ve bu kavram içinde hanımların yeri anlatılmalıdır.
58- Din-Bir-Sen olarak, din görevlilerinin verimli ve etkin hizmet vermesinden yanayız. Rotasyona karşı çıkmadık, ancak rotasyonun Müftülüklere bırakılmasına karşı çıktık. Nitekim rotasyona tabii tutulacak din görevlileri endişeli ve korkulu bekleyiş içine girerken, rotasyon uygulanan pek çok Müftülükte daha önce dile getirdiğimiz endişelerimiz yaşanmıştır. Yetkili sendika temsilcilerinin baskıları neticesinde adil olmayan uygulamalar yapılmıştır. Sık sık dile getirdiğimiz gibi iddia edilen rotasyonların incelenmesi gerekiyor.
Din-Bir-Sen olarak teklifimiz şudur; her yıl bütün illerde din görevlileri açığı ile rotasyona tabii olacak personelin hizmet yılı puanı ve bitirdiği okul puanının toplamına göre il dışı ve il içi rotasyona tabii olacak personel tespit edilerek camilerin listesi ile birlikte Müftülüklerin ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın web sitelerinde yayınlansın. Personel görev yapacağı yeri kendisi belirlerse rotasyon sorunu tamamen ortadan kalkacaktır. Rotasyon şeffaf yapılırsa hiç kimse itiraz edemez.