Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, sona eren KPDK toplantısının ardından bir açıklama yaptı. KPDK danışma kuruludur ve hükümete sadece tavsiyelerde bulunabilir. Burada alınan kararlar ciddiye alınıp uygulanmıyor. O halde KPDK ne işe yarar? Dedi.
Şenocak yazılı açıklamasında şunları söyledi: “Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu her zaman önemsedik. Yapılan toplantıları dikkatle takip ettik. Alınan kararların uygulanıp uygulanmadığını takip ettik. Gördük ki, hükümet alınan kararları ciddiye almıyor. Geçmiş yıllarda alınan kararlardan pek çoğu uygulanmadı. O halde KPDK bir daha toplanmasın.
KPDK toplantılarında alınan kararların uygulanması noktasında sıkıntılar yaşandığına şahit oluyoruz. Yetkililer bu noktada sıkıntı çıkarıyor. Bunları yakından izliyoruz. Örnek vermek gerekirse, geçen toplantıda 4/C’lilere kadro verilmesi kararı alındı, ancak uygulanmadı. Konfederasyonumuzun yakından takip ettiği konulardan biriydi. Bu konuda Başbakanlık Makamına ve Meclis’e yazarak talebimizi iletmiştik.
Konfederasyon olarak, kamuda farklı statülerde personel istihdamını doğru bulmuyoruz. Memurlar ekonomik sıkıntı içerisindeler. Zorunlu ihtiyaçlarını karşılamakta sıkıntı yaşıyorlar. Üniversite de çocuk okutmakta zorlanıyorlar. Daha öncede açıkladığımız gibi, memurun üzerinden üniversite giderlerini alınsın. Üniversitede okuyan çocukların giderlerini devlet karşılasın.
Vatandaşlarımızın sosyal güvenceleri Anayasa ile teminat altına alınmıştır. Memur baskı altındadır. Ekonomik sıkıntı yaşamaktadır. Bu sorunlar çözüm beklerken yeni sorunların çıkartıldığı görülmektedir. Memurun iş güvencesine yönelik düzenlemeler yapılacağını duyuyoruz. Memurun iş güvencesiyle oynamayın. Hükümet, kamu çalışanlarının haklarını elinden almak için her yola başvuruyoruz. Bu son derece yanlıştır. Devlet Memurları Kanunu’nda düzenleme yapılsın karşı değiliz. Ancak iş güvencesine dokunulmasını kabul edemeyiz. Hükümetin bu konudaki sessizliğini de anlayabilmiş değiliz.
Daha önce yaptığımız basın açıklamalarında belirttiğimiz gibi, memura disiplin affı ve bir derece verilmesinden yanayız. Üniversite mezunu kamu işçileri memur kadrosuna alınmalıdır. Ancak bu düzenleme yapılırken maaş ve tazminatlarında zarara yol açacak düzenlemelerden kaçınılmalıdır. Bir taraftan hak verirken, diğer yandan mağdur etmek sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmaz. Sağlık Bakanlığı’nda olduğu gibi diğer kurumlarda da döner sermaye ek kâr payı alan personelin bu konudaki mağduriyeti de giderilmelidir. Döner sermaye payları maaşlara ve emekliliğe yansıtılmalıdır. Askere, polise, gazeteciye ve yer altında çalışan madencilere yıpranma payı verilirken, sağlık çalışanlarına verilmemesi hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmıyor. Sağlık çalışanlarına yıpranma payı verilmesi için gerekli düzenlemelerin acil olarak yapılması gerekmektedir.
Bütün resmi kurumlarda mülakat sınavları ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ter dökerek yazılı sınavları geçen adaylar, mülakat denen sözlü sınavlarda elenmektedir. Torpil ve kayırmacığın yaşandığı mülakat sınavlarının üzerinden şaibelerin kaldırılması zorunludur. Bunun için gerekli önlemler bir an önce alınmalıdır. Bu tür sınavların kamera ile şeffaf hale getirilmesi yaşanan sıkıntıları ortadan kaldıracağı gibi, sınav yapan kurumları da şaibeden kurtaracaktır.
Kamuda bütün hizmet kollarında ciddi sıkıntı var. Kamu barışı adına bu sıkıntıların görülmesi ve çözüm bulunması gerekir. KPDK’da hizmet kollarına ait sorunların çözülmesi için kararlar alınmalıdır. Ancak alınan kararlar bu toplantılarda kalmamalı ve Hükümet yetkilileri bu kararlara dikkate alarak uygulamalıdır.”