Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, iki imama yapılan saldırıyı kınadı. Yazılı basın açıklaması yapan Şenocak, edinilen bilgiye göre Siirt’in Kurtalan ilçesinde sabah namazı vaktinde meydana gelen olay nedeniyle imamlarımızın can güvenliği sorunu yeniden gündeme gelmiştir, dedi.
Şenocak, yazılı açıklamasında şunları söyledi: “Edindiğimiz bilgilere göre, sabah namazı için ezan okumaya giden bir imamımız silahlı kişilerce kovalanmış, bir imamımızda darp edilmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in mirasını devralarak topluma rehberlik görevi yapan imamlarımıza yapılan saldırılar endişe vericidir. Özellikle doğu bölgelerimizde imamlarımız dini görevlerinin yanı sıra toplumu irşat görevini de yapmaktadırlar. Toplumun aydınlatılmasında büyük rolü ve emeği olan din görevlilerinin bu çalışmaları nedeniyle birileri rahatsız olmuş olabilir. Eline silah alıp din görevlisini kovalayacak, hatta darp edecek kadar gözü dönmüş olan bu canilerin kimlere ve hangi emele hizmet ettiğini bilemiyoruz. Saldırı olayının çok ciddi araştırılmasını istiyoruz. Bu hain saldırı aydınlatılarak, gece gündüz, bayram ve hafta sonu demeden görevini yapmaya çalışan din görevlilerine yapılan bu saldırının cezasız bırakılmaması gerektiğini bütün yetkililere duyuruyoruz.
Din-Bir-Sen olarak daha önce yaptığımız basın açıklamalarında ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na da bildirdiğimiz endişelerimiz arasında özellikle sabah namazı ve yatsı namazları için doğu bölgelerinde ve büyük kentlerde din görevlilerinin can güvenliğinin bulunmadığını söylemiştik. Bugüne kadar bütün endişelerimizde haklı çıktık. Din görevlilerimiz hem görev alanında hem görev yaptığı çevrede korumasızdır. Canı sıkılan, imamdan hoşlanmayan, imamın irşat görevini yanlış anlayan, imamın söylediklerinden rahatsız olan herkes eline silah alır imamı öldürmeye kalkarsa, karanlık, ıssız yerlerde imamı darp etmeye kalkarsa bunun sonu gelmez. Burada ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Bunun önlemi alınmalıdır. Din görevlilerinin can güvenliği sağlanmalıdır.
Bu çirkin saldırı ilk değil, son da olmayacağı açıkça ortada iken, yetkililerin sessizliğini anlamakta zorlanıyoruz. Buna benzer çirkin saldırılar, toplum nazarında din görevlilerimizi rencide eder. Toplum olarak, bu tür çirkin saldırılar sadece kınamakla geçiştirilmemelidir. Devlet erkânını ve Sivil Toplum Kuruluşlarını bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz. Bu saldırı sadece din görevlilerine yapılan bir saldırı değildir, aynı zamanda dini görevlerini yerine getirme ve aydınlanma hakkının engellenmesi nedeniyle topluma karşı yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırının amacı ne olursa olsun küçümsenemez. Bütün din görevlilerine karşı yapılmıştır. Bu saldırıyı yapanları, yaptıranları şiddetle kınıyoruz. Bu tür saldırıların son bulması en büyük dileğimizdir. Bu tür saldırılara karşı din görevlilerimizin ve toplumumuzun uyanık olmaları gerektiğini hatırlatıyoruz.”