Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, son zamanlarda Avrupa’da yaygınlaşan Müslümanlara yönelik saldırıların İslamofobi’nin sonucu olduğunu söyledi.
Şenocak, konuyla ilgili yazılı basın açıklamasında şunları söyledi: “İslamofobi’nin oluşmasında Avrupa medyasının büyük payı var. Avrupa medyası, bütün Müslümanları terörist ilan ediyor ve bunu da Avrupa’ya zorla kabul ettirmeye çalışıyor. Medya tarafından açıkça algı operasyonu yapılıyor. Dolayısıyla bunun sıkıntısını sadece Türkiye’de yaşayan Müslümanlar değil, Avrupa’da yaşayan bütün Müslümanlar çekiyor.
Avrupa medyası Haçlı zihniyetiyle yayın yapıyor. Tarafsız yayın yaptıklarını her fırsatta belirten Avrupa medyası, konu İslam dini ve Müslümanlar olduğu zaman, yayıncılık etiğini unutuyor. İslam dininin insana bakışını, hoş görüyü, iyilik ve yardımseverlik, paylaşma ve komşuluk ilişkilerine verdiği önemi görmezlikten geliyor. Belirli bir amaca hizmet için Haçlı zihniyetiyle yayın yapıyor ve Hıristiyan âlemini İslam’a ve Müslümanlara karşı adeta kışkırtıyor. Hem Avrupa hem de ülkemizdeki bazı yayın organları İslam dininin, insanların diline ve rengine değil, takvadaki üstünlüğüne baktığını unutuyor. İslam dininin Hayra yönelten, şerden koruyan din olduğunu göz ardı ediyorlar. Dinimizin güzelliklerini göstermek için bir yol ve araç olabilecekken şerden yana saf tutuyorlar. Böyle bir yayın anlayışı kabul edilebilir mi?
Avrupa, yayıncılığıyla sınıfta kalmıştır. Sosyal hayatın akışını sağlayan İslam dininin, tüm unsurlarıyla reddine yönelik yayın içindeler. Avrupa’da yaşayan Müslümanların sosyal düzenini bozmak, birbirleriyle olan birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını zedeleyerek Avrupa’da yaşamalarını zorlaştırmaya çalışıyorlar.
Uluslararası medyayı önemsiyoruz. Uluslararası ilişkilerimizin iletişim ayağı olan medyanın ilkeli ve tarafsız yayıncılık yaparak bütün milletleri doğru ve gerçekçi habercilik anlayışı içinde bilgilendirmesi gerekir. Yalan ve iftiraların sorgusuz sualsiz gerçekmiş gibi bir algı oluşturularak zorla kabul ettirilmeye çalışılmasını kesinlikle doğru bulmuyoruz.
Bütün dünya milletlerinin doğru ve güvenilir bilgiye her zaman ihtiyacı vardır. Bölgemizin yakın tarihine baktığımız zaman, medyanın Irak’ın işgali için önemli bir zemin hazırladığı görülecektir. Ülkemizde de yalan ve iftiralardan oluşan haberlerin kişileri zora soktuğu, kurumları yıprattığı görülmüştür. Haber hazırlanırken, belli bir kişinin, grubun, kurumun ve devletin çıkarlarını hedef alacak şekilde manipülatif çabayla üretilmemelidir. Maalesef Avrupa medyası bunu yapıyor. İslam’a ve Müslümanlara yönelik haberlerin değerlendirmeye, müzakereye, eleştiriye ve itiraza kapalı bir şekilde düzenlenmesi İslamofobi oluşturuyor. Bu tür yayınlar sadece Avrupa insanını değil, aynı zamanda Müslümanları da kuşkuya düşürüyor. Kafa kesen, köle pazarında kadın satan Müslüman imajı oluşturuluyor. Son derece ürpertici, Müslümanları rencide edici, İslam’ı yıpratıcı bu yayınlara karşı topyekûn mücadele edilmesi gerekiyor.
Din-Bir-Sen olarak, İslam’a ve Müslümanlara karşı olumsuz düşünce oluşturan, İslamofobi oluşmasına destek veren, katkı sağlayan, yazan, yayınlayan ve karikatüre edenleri, ister ülke içinden olsun, ister Avrupa’dan olsun şiddetle kınıyoruz. Toplumsal birliğimizi, dirliğimizi, beraberliğimizi, huzurumuzu ve kardeşliğimizi bozmaya yönelik manipülatif haberleri, İslam’ı yıpratmaya ve Müslümanları karalamaya yönelik yayınları kınıyoruz. Bu tür düşüncelerle hiçbir yere varılamayacağının anlaşılması gerekir. Yayıncılık etiğini bir kez daha hatırlatırken, dürüst ve ilkeli yayıncılığın her zaman üstün tutulacağını ifade etmek istiyoruz. Doğru ve güvenilir bilgi sunmayı ilke edinen bütün yayıncıları muhabbetle selamlıyoruz.”