AR-GE çalışmaları kapsamında sorunların tespit edilerek ileriye dönük plan ve programların daha gerçekçi yapılması ve çözüm yollarının tespiti amacıyla yapılan çalışmadan elde edilen bilgiler Diyanet İşleri Başkanlığı’na sunulacak.
Diyanet teşkilatı personeline baskı yapılıyor.
Çeşitli konularda yazılı basın açıklaması yapan Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Diyanet teşkilatında çalışan personelin iradesine baskı yapılıyor. Personel, sendikal faaliyetlerin daha aktif bir şekilde yapılmasından yana. Teşkilat, sendikacılığa sıcak bakmakla birlikte, son zamanlarda sendikalardan soğumanın gözlendiği de bir gerçektir. Bunun nedeni yetkiyi elinde bulunduran sendikanın siyaset yapmasıdır. Nitekim 140 bin çalışanı bulunan bir kurumda 13 sendikanın bulunması düşündürücüdür, dedi.
Sendikal faaliyetler kapsamında din görevlileri bilinçlendi.
Şenocak yazılı açıklamasında şunları söyledi: “Diyanet personeli sendikalaşmanın önemini kavradı. Bu nedenle sendikaların çalışmalarını yakından takip ediyorlar. Hangi sendika çalışıyor, hangi sendika sorunlara nasıl bakıyor, hangi sendika çözüm üretiyor. Netice itibariyle içinde bulunduğumuz sistem de din görevlileri bilinçlendi ve sendikaların her şeyiyle ilgilenmeye başladılar.
Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları kısıtlanan ya da elde edemedikleri haklarının nasıl alınacağını araştırıyor ve inceliyor. 1950’lerin sendikal anlayışı yok artık. Karşımızda bilinçli bir kitle var. Bütün sendikalar üyelerini şu veya bu şekilde memnun etmek zorundadır. Aksi halde sendikal faaliyette bulunamaz. Sendikal faaliyet insan için yapılır. Dolayısıyla insanın anlayabileceği, görebileceği somut bilgi ve çalışmaların ortaya konması gerekir. Sendikacılık, bireysel olarak değil, kitlesel olarak yapılır. Toplumsal hakların elde edilmesi için mücadele aracıdır.
Din görevlilerinin sorunlarını araştırıyoruz
Dolayısıyla büyüyüp gelişmek ve yetkiyi alarak diyanet teşkilatının tüm sorunlarının çözümünde söz sahibi olabilmek için hedef kitlemizi iyi tanımak zorundayız. Bunun için diyanet teşkilatının sorunlarını çok yakından takip etmemiz ve bilmemiz gerekiyor. Bu nedenle din görevlilerinin mesleki sorunlarını tespit etmek üzere ciddi bir araştırma içerisine girdik. Elde ettiğimiz sonuçları kamuoyu ile paylaşacağız.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tüm personeli potansiyel üyemizdir.
Birlik olur güçlenirsek hem bireysel anlamda hem de toplumsal olarak daha mutlu ve huzurlu oluruz. Sendika olarak faaliyetlerimizi insan odaklı yürütüyoruz. Önce insan sonra sendikacılık düşüncesiyle hareket ediyoruz ve üyelerimizle bir aile olduğumuzu düşünüyoruz.
Sendikacılık anlayışımız, en ücra köydeki insanın ayağına kadar gitmemizi gerektiriyor. Hiç kimseyi ötekileştirmiyoruz. Bizden değilsin demiyoruz. Her insan potansiyel üyemizdir. Her insan bizim kardeşimizdir, ailemizin parçasıdır. Hangi siyasi ve felsefi düşünceye, etnik kökene ve dile mensup olursa olsun bizim kardeşimizdir. Sendika olarak hak ve hakkaniyetten yanayız.
Din Bir-Sen olarak, Diyanet personelinin haklarını elde etmesi için hukuki zeminde çalışıyoruz. Bizim sendikacılık anlayışımızda kamuya zarar vermek gibi bir düşünce asla olamaz. Bizim anlayışımızda kırmak, yıkmak ve yakmak olamaz. Vesayetçi sarı sendikacılık yaparak büyümeyi ve gelişmeyi asla düşünmedik. Sendikamızın misyonu ve vizyonunu düşünerek hareket ettik. Üyelerimizin haklarını meşru ve hukuki zeminde arıyoruz. Toplumun tüm kesimlerine hizmeti şiar edinmiş, siyasetin değil, bize inananların gönülden bağlı olduğu, insanca ve onurlu yaşamak için mücadelenin verildiği bir sendikayız. ”