Her zaman söylüyoruz; Diyanet İşleri Başkanlığı’nda adaletsizlik yapılırsa, diğer kurumlarda yapılacak adaletsizlikler için söylenecek söz kalmamıştır. Diyanet, adil olması gereken, hakkı ve hukuku gözetmesi gereken bir kurumdur, diyen Şenocak açıklamasında şunları söyledi: “Bugüne kadar Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili pek çok şikâyet geldi. Bir kurumda bütün personelin memnun olmadığı, haksızlık yapıldığı, hakkaniyetten uzak uygulamalar yapıldığı personeli tarafından iddia edilirse o kurumun yeniden dizayn edilmesi gerekir. Çünkü bir yerlerde bir eksiklik var, eksiklikler giderilmiyor veya eksiklik ve aksaklıkları düzeltecek nitelikte personel yok demektir. Bu çok acıdır. Türkiye gibi büyük ve güçlü bir ülkenin din hizmetlerini yürüten bir kuruluşun bu durumda olması bizleri üzüyor. Önerilerimizin dikkate alınmaması bizi şaşırtıyor.
Son olarak sendikamıza Kur’an Kursu Öğreticiliği mülakatlarında haksızlık yapıldığına dair şikâyetler gelmeye başladı. Bu şikâyetlerin artması üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı yetkililerinin dikkatini konuya çekerken, özellikle Sayın Başkan Görmez’i bu konuda bilgilendirmeyi hedefliyoruz. Sendikamıza gelen şikâyetlerden yoğun olarak dile getirilen iki konuyu dikkatinize sunuyoruz:
Birincisi; DHBT puanı 85.99 olan bir aday geçici Kur’an kursu öğreticiliği için mülakata giriyor, tüm soruları cevapladığı halde 70 puan alıyor. 85,99 olan DHBT puanının hiçbir katkısı olmuyor. Mülakata hafızlarla birlikte girdiği için şansı azalıyor.
İkinci husus; Kur’an Kursu öğreticisi seçmek için yapılan mülakatlarda hafız seçilecekse sınavdan önce bunu niye duyurmuyorsunuz? Kur’an Kursu öğreticisini atamak için hafız olanlarla hafız olmayanların aynı sınavlarda yarıştırılması adil mi? Bu mülakatlarda şöyle bir haksızlık yaşanıyor; Hafız olmayan öğreticinin DHBT puanı kaç olursa olsun, hafız olan bir öğreticinin en düşük DHBT puanı ile mülakatı kazanması şansı var. Mesela DHBT puanı 90 olan bir öğretici mülakatta 60 alsa sınavı kazanamıyor, ama DHBT puanı 60 olan bir öğretici mülakattan 60 alsa sınavı kazanıyor. Dolayısıyla hafız olanlarla hafız olmayanların aynı sınavda yarıştırılmasında hakkaniyet yoktur. Bu sınavlarda sadece İhlâs suresini okuyup geçenler olduğu gibi, hiç ezber sorulmayıp 85 puanı alıp geçenler olması, hafız olmayan kurs öğreticilerini moral olarak çöküntüye sokuyor ve yıl boyunca yapmış oldukları çalışmalar heba edilmiş oluyor. Bu emeğe ve söndürülen umutlara yazık değil mi?
Din-Bir-Sen olarak, bu mülakatlarda hafız olmayanlara yapılan adaletsizliğin giderilmesinden yanayız. Hafızların kendi aralarında yarıştırılarak bu adaletsizliğin giderilmesi gerekir. Geçici Kur’an kursu öğreticisi olmak için mülakatlara giren öğreticilere yapılan bu haksızlık acil olarak giderilmelidir. Bu kardeşlerimize ikinci sınıf insan muamelesi yapılmasına razı olamayız. Dinen de caiz değildir. Açık ve net bir şekilde ortada bir haksızlık vardır. Ve bu haksızlığın giderilmesi gerekmektedir. Bu kardeşlerimizi sözleşmeli işe almıyorsunuz, fahri olarak çalışmak istiyorlar buna da haksızlık yaparak dur diyorsunuz. Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan bu haksızlığın giderilmesini bekliyoruz.”