Sendikal çalışmalarını yürütmek üzere geldiği Siirt’ten kardeşlik çağrısında bulunan Şenocak, bizler, Ben-i Adem’in torunlarıyız. Dolayısıyla hepimiz kardeşiz. Kardeş kardeşin canını acıtmaz. Gelin hep birlikte barış içinde yaşayalım, dedi.

İl Müftü Vekili ile anlamlı bir görüşme gerçekleştirildi

Din-Bir-Sen Siirt İl Başkanı Selim Erdemir ile bir süre istişare toplantısı yaparak gündeme ve sendikal çalışmalara dair bilgiler alan Şenocak, beraberindeki heyetle birlikte ilk olarak Hac Şube Müdürü ve İl Müftü Vekili Ali Çelebi’yi makamında ziyaret ederek bir süre görüştü. Sendikal çalışmalar hakkında bilgi veren Genel Başkan Şenocak, 4688 Sayılı Yasa’nın amir hükümlerine göre çalıştıklarını ve yasal olmayan hiçbir işe girişmediklerinin altını çizerek, Din-Bir-Sen şeffaf, yasalara bağlı ve saygılı bir sendikadır, dedi.

Şenocak, Müftü Vekili Çelebi’yi ziyaretinde şunları söyledi: “Özellikle ülkemizin ve bölgenin içinde bulunduğu hassas bir zamanda Güneydoğu Anadolu ziyaretlerine çıkmamızın bir anlamı var. Güneydoğu Anadolu Bölgesi her ne kadar terör olaylarıyla anılarak gündeme gelse de Din-Bir-Sen olarak biz, bölge insanlarının geçmişiyle kültürüne bağlı, dostluk ve kardeşlik duygularıyla yaşadıklarını biliyoruz. Siirt’li kardeşlerimiz ülkesini seven insanlardır. Siirt ilimiz, mütevazı, hoşgörülü bir yerleşim merkezidir.

Bu topraklar barış, kardeşlik ve hoşgörünün merkezidir

Bu topraklarda barış, kardeşlik ve hoşgörü unsurlarını tartışmak bize garip geliyor. Çünkü bu topraklar, insanlığın barış, kardeşlik ve hoşgörü duygularını tartışmaya açmayacak kadar kutsaldır. Kin, nefret, düşmanlık ve hoşgörüsüzlüğün bu topraklarda barınamayacağını Din-Bir-Sen olarak biliyoruz. Çatışmalar hoşgörüsüzlüğün nedenidir. Bu topraklara nifak tohumları ekilmek isteniyor. Kardeşler arasında çatışma çıkarılmak isteniyor. Çatışma ve hoşgörüsüzlük Siirt’li kardeşlerimize zulümdür. Bu topraklar zulme reva görülemeyecek kadar değerlidir. Din-Bir-Sen olarak şuna kalben inanıyoruz; Kur’an-ı Kerim’in barış, kardeşlik ve hoşgörü mesajları anlaşılarak bu çatışmadan vazgeçilecektir. Bu topraklar ulvi değerlerle anlam kazanır. Ulvi değerler çerçevesinde de çare mutlaka bulunacaktır.

İnsanlar; farklı siyasi düşünce, farklı inançlarla da birlikte yaşayabilir

Müslümanlar, barış, kardeşlik ve hoşgörü ilkelerini özümseyerek ve bu ilkeleri kendilerine hedef seçerek birlikte yaşamalıdır. Bu ulvi topraklarda barış tartışılmamalıdır. Çünkü bu toprakların her zerresine barış duygusu hâkimdir. İnanıyoruz ki, kısa zamanda bu anlaşılacak ve tartışma ve çarpışma ortamı kaybolacaktır. Buna ülke olarak ihtiyacımız var. Hele bu toprakların daha fazla ihtiyacı var. Allah (c.c)’ın ipine sımsıkı sarılan Müslümanlar, farklı siyasi düşünce, farklı inançlarla da birlikte yaşayabilir. Çünkü İslam dini hoşgörü dinidir. Buradan anlaşılması gereken, bu topraklarda zulüm, işkence, çatışma ve çarpışmadan yana tavır almak, Kur’an-ı anlamamış olmak, siyonizme maşa olmak demektir. Bu nedenle Din-Bir-Sen olarak biz, buradan kardeşlik çağrısı yapıyoruz. Barış ve hoşgörüyle yaşayalım diyoruz. Çarpışmadan, çatışmadan yana değiliz. Konuşarak anlaşmadan yanayız. Hep birlikte bunu başarabiliriz. Sağduyulu davranalım ve Sivil Toplum Kuruluşları olarak üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle hareket ederek tarafları barışa davet edelim.

İl Müftü Vekili takdir etti

İl Müftü Vekili Çelebi’de, Şenocak’ı bu düşüncelerinden dolayı kutlarken, Şenocak’ın şahsında Din-Bir-Sen’i duruşundan dolayı takdir ettiğini belirtti.  

Medreselerin ziyaretinde duygu dolu anlar yaşandı

Şenocak’ın daha sonraki ziyaretlerinde duygu dolu anlar yaşandı. Tillo’da uzun yıllardır medresesinde molla yetiştiren ve ülkenin birçok yerinde yetiştirdiği Hocaefendilerin medreseler açarak hizmetlerine devam etmesini sağlayan Molla Burhanettin Hocefendi’nin medresesini ziyaret eden Şenocak, burada Hocaefendi’nin oğulları ile bir süre sohbet etti. Ziyaretin ardından Tillo’ya bağlı Fiskin Köyünde bulunan medreseyi gezen Şenocak ve beraberindeki heyet, Siirt’te bulunan diğer medreseleri ziyaret etti. Şenocak, medreselerin ilim yuvası olduğunu söyleyerek sahipsiz bırakılmaması gerektiğini belirtti. Güneydoğu Anadolu halkı medreselerin devlet tarafından korunmasını bekliyor. İslam kültürü ve mirasının bugünkü nesle aktarımasını sağlayan medreselerdir. Uzun yıllar bu görevi başarıyla yürüten medreseler, ne yazık ki bugün çeşitli sıkıntılarla can çekişmektedir.  Buna rağmen medrese kültürünün Güneydoğu Anadolu üzerinde önemli izleri var. Bölgedeki etkisini hâlâ koruyan medreselerin var oluş nedenlerinin bilinmesi ve devlet tarafından anlaşılması gerekir, dedi.

Foto için tıklayınız