3 milyon kamu çalışanı ve 1.825 bin emeklisini ilgilendiren Toplu Sözleşme Görüşmelerinin beklentileri karşılamadığını belirterek yazılı basın açıklaması yapan Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, Memur-Sen, başarısızlığını büyük kazanım olarak göstermeye çalışıyor. Hâlbuki memur ve emeklilerinin beklentileri fiyaskoyla sonuçlandı, dedi.
Kamu çalışanlarına ve emeklilerine ihanettir:
Şenocak, yazılı açıklamasında şunları söyledi: “Hatırlanacağı gibi 2014 ve 2015 yıllarında gerçekleşen enflasyon nedeniyle memur ve emekli maaşlarında ciddi kayıplar olmuş ve maaşlar enflasyon karşısında gerilemişti. Memur ve emeklilerinin maaşlarındaki bu kayıplar telafi edilmemiştir. Buna rağmen Toplu Sözleşmeye imza atmak memur ve emeklilerine ihanettir.
Memur-Sen, ne talep etmişti?
Kamu çalışanları gibi emeklilerimize de bankalar tarafından promosyon verilmesi unutulmuştur. Kamu çalışanlarına ve emeklilerine kalkınmadan pay verilmesi başta olmak üzere, 2016 yılı için seyyanen 150 lira zam isteyen Memur-Sen’in diğer taleplerini de sizlere hatırlatmak istiyorum: 2016 yılı için %8+8, yan ödeme puanlarının %50 artırılması, kıdem aylığı gösterge rakamının 20’den 100’e çıkarılması, 2017 yılı için seyyanen 100 lira ve %7+7 zam ve kalkınmadan pay verilmesi, ek gösterge rakamlarının artırılmasını istemişti.
Kandırıyorlar:
Taleplerini unutan Memur-Sen, başarısızlığını her zaman ki gibi yine büyük bir başarı ve kazanım olarak göstermeye çalışıyor. Kamu çalışanlarını ve emeklileri kandırmaya çalışıyorlar.
Memur-Sen, Hükümete karşı koyamayarak boyun eğdi:
Daha önce yaptığımız açıklamalarımızda, Memur-Sen’in hükümete boyun eğeceğini ve hükümetin seçim öncesi vereceğine razı olacağını söyleyerek, hükümet ilk teklifinden sonra belki bir puan daha artış yapabilir, ama kesinlikle Memur-Sen’in talepleri olmayacak demiştik. Keşke haklı çıkmasaydık da kamu çalışanlarımızı ve perişan haldeki emeklilerimiz kazanmış olsalardı. Ama maalesef öngörümüz gerçekleşmiştir. Memur-Sen, hükümet tarafından büyütülen, beslenen bir konfederasyondur. Bu nedenle hükümete karşı koyamaz. Kamu çalışanlarının ve emeklilerinin haklarını koruyamaz. Nitekim böyle olmuştur. Toplu Sözleşme Görüşmeleri sırasında Sayın Bakan’ın tavrı da manidardır. Diğer konfederasyon temsilcilerini dinlemeden kaçan Sayın Bakan ve yetkili sendika temsilcilerinin yazılan bir senaryoyu uygulamaya koydukları açıkça görülmüştür.
İşçiye kesenin ağzını açan Hükümet, memura cimrilik yapıyor:
2015 yılında işçi sendikalarına kesenin ağzını açan hükümet, kamu çalışanlarına ve emeklilere gelince cimrileşiyor. Kamu çalışanlarına köle gözüyle bakan, emeklileri devletin sırtında kambur olarak gören bir anlayışı kabul etmiyor ve kınıyoruz. Hükümet, 2015 yılında işçi sendikalarıyla yaptığı toplu sözleşme görüşmelerinde bir defada ödenmek üzere 500 lira vermiş, 2150 liranın altında maaş alanlara ise 50 ile 100 lira arasında iyileştirme yapmıştır. Her şey ortada iken tarafların çıkıp ‘tarihi başarı’ olarak açıklama yapmaları, kamu çalışanları ve emeklileri ile bunların ailelerinin zekasıyla dalga geçmektir. Ayıptır! Böyle bir fiyaskoyu başarı olarak nitelemek aymazlıktır. Biraz utanın!
İmzalanan Toplu Sözleşme ve gerçekler:
Basından takip ediyoruz. ‘Fiili hizmet zammında anlaştık,’ diye Memur-Sen yalan söylüyor. Böyle bir anlaşma yapılmadığı gibi, ayrıca Bilim Kurulu kurulması için de bir anlaşma yapılmamış.
Öğretmenlerin ve sağlık çalışanlarının nöbet ücretlerindeki artış çok komik. Nöbet ücretleri ödenmiyor. Hatta izin dahi verilmiyor. Bu konudaki ciddi sıkıntılar varken, çözülememiş olması esef vericidir.
Hizmet tahsisli kamu konutlarının kapsamı güya genişletilmiş. Köy ve kentlerin camii lojmanlarında oturan imamlardan lojman kirası alınıyor Sizin kapsamını genişlettiğiniz 15. Madde de imamlar niye yok? Köylülerin imece usulü yaptıkları lojmanlardan kira alınıyor. Diyanet-Sen’e sesleniyorum: Siz, imamların haklarını bu şekilde mi koruyorsunuz? İmamların da hizmet tahsisli konut kapsamına alınması gerekmiyor mu?
‘Madde 15- (1) Kurum ve kuruluşların belediye ve mücavir alan sınırları dışında olan baraj, termik santral, maden sahası ve ocakları, fabrika, işletme, şantiye, trafo, enerji dağıtım ve iletim merkezleri, gar ve istasyonlar gibi yerlerde bulunan kamu konutları, 2946 sayılı Kamu Konutları Kanununun 3 üncü maddesinin (d) bendi gereğince hizmet tahsisli konut kapsamında sayılır ve anılan Kanunun 5 inci maddesine göre bu konutlardan kira bedeli alınmaz.’
Bazı işçilerin kamu görevlisi ve geçici personelin sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesi,657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (C) fıkrası kapsamında tam zamanlı çalışan geçici personelin sözleşmeli personel pozisyonlarına geçirilebilmeleri, Refakat izninin kullanılmasına yönelik sorunların giderilmesi, kadro dereceleri, sivil memurların hukuki durumları ile işçilikte geçen sürelere ilişkin konularda, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı bünyesinde oluşturulacak komisyon tarafından kamu görevlilerinden kimlerin hangi şartlarda ve süreyle fiili hizmet süresi zammından yararlandırılacağı hususu yeniden değerlendirilmesi, KIT'lerde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında görev yapan sözleşmeli personel pozisyonlarına ilişkin temel ücret gruplarının 31/1/2016 tarihine kadar yeniden düzenlenmesi, Cuma günleri öğle tatilinin ibadet hürriyetini engellemeyecek şekilde düzenlenmesi, KIT'lerde sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilen personelin yıl içinde kullanamadıkları yıllık izinlerinin ertesi yıla devri konusunda, Türkiye İstatistik Kurumunda tam zamanlı olarak istihdam edilen geçici personelin de 29/12/2014 tarihli ve 2014/7140 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca istihdam edilen geçici personel gibi emekli oluncaya kadar çalışabilmeleri konularında düzenleme yapılması muğlak ifadelerle geçiştirilmiş. ‘Çalışma yapılacaktır’ gibi bir ifade kabul edilemez. Ne zaman ve nasıl başlayacağı, hangi tarihte nasıl sonuçlandırılacağı belli olmayan bir çalışmanın yapılmasından söz ediyorsunuz. Kesin ifade yok. Bunun adına başarı diyorsunuz.
‘Döner sermaye ödemelerinde, ayda 5 gün, yılda toplam 10 güne kadar olan yıllık izin süreleri, döner sermaye ödemelerinde "çalışılmayan gün" kapsamında değerlendirilmez.’ Şeklinde anlaşma yaptınız. Allah’tan korkun, sizler 30 gün izni tam olarak kullanacaksınız, her türlü tehlikeli koşullara rağmen özverili bir şekilde çalışan sağlık çalışanlarının izin kullanmalarına ve dinlenmelerine engel olacaksınız. Bunun adına da çıkıp başarı diyeceksiniz.
Türk Sendikacılık Tarihine kara leke olarak girdiniz:
Hükümetin seçim rüşveti olarak verdiği, Memur-Sen’in de bile bile boyun eğerek imzaladığı toplu sözleşme utanç vericidir. Oransal zamlar, vergi dilimlerine takılacak ve zamlar eriyecek. Gerçekten kamu çalışanlarını düşünüyorsanız vergi matrahlarını yükseltin. Dolar 3 lira ile tavan yapmış, ekonomi tepe taklak gitmiş, kamu çalışanları ve emeklileri geçim sıkıntıyla perişan olurken, kamu çalışanlarının beklentileri fiyasko ile sonuçlanırken, dirsek teması yapıp seçim öncesi manevralarla toplu sözleşmeyi imzalayacaksınız, mobbing, işyeri koşullarının iyileştirilmesi, çalışanların motivasyonu ve pek çok çalışan sorunları bekleye dursun, sizler, ‘tarihi başarıdan’ söz ederek çalım satacaksınız! Yok öyle… Kamu çalışanları ve emeklileri bunun hesabını sizden soracaktır. Ey Sarı sendika! Türk Sendikacılık Tarihine kara leke olarak girdiniz.”