Başarısızlık, ‘tarihi başarı’ olarak gösteriliyor.
2016-2017 yıllarını kapsayan Toplu Sözleşme Görüşmelerinin kamu çalışanlarının ve emeklilerinin kazanımı olarak gösterilmesine sendikalar tarafından sert tepki gösterilirken, Kamu İşveren Heyeti ve Yetkili konfederasyon arasında atılan imzayı ‘tarihi başarı’ olarak adlandıran Memur-Sen’in, Toplu Sözleşme hezimetini büyük başarı olarak duyurma çabasına giren ve sürmanşetle başarısızlığı yutturmaya çalışan bir kısım gazete ve haber sitelerinin tavrını kınayarak “Yuh olsun!” diyen Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, ya biz sendikacılık yapmayı bilmiyoruz ya da siz başarısız sendikacılığınızı millete yutturmaya çalışıyorsunuz, dedi.
Medya, Memur-Sen’i başarılı göstermek için yarışa girdi.
Şenocak konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi: “Bazı medya kuruluşlarının toplu sözleşme imzalanmasının ardından yaptığı haberleri incelediğimiz zaman hayretler içerisinde kalıyoruz. Özellikle bazı medya kuruluşlarının Diyanet-Sen’i başarılı göstermek için büyük çaba içine girdiğini üzülerek görüyoruz. Bu nasıl bir habercilik anlayışıdır?
Murakıp, Vaiz, Şef ve Eğitim Hizmetlerinde çalışanların zam ve tazminat oranlarına 7 ile 25 puan arasında ilave edilmesi, onların maaşlarının iyileştirildiği anlamına gelmiyor. Devlet memurlarına ödenecek zam ve tazminatlara yapılan puan artışları ile Şeflerde net 58, Murakıplara net 58, Vaizlere net 83, Eğitim Hizmetlerine net 125 lira artış sağlandı.
Diyanet-Sen, hangi sorunları masaya yatırdı?
Diyanet-Sen, diyanet çalışanlarının hangi sorunlarını o masaya yatırdı? Murakıpların mı, şeflerin mi, vaizlerin mi, imam-hatiplerin mi, vekil imam, fahri Kur’an kursu öğreticilerinin mi?
Açıktan imam-hatip ataması yapılacağına vekil imamlara ve fahri Kur’an kursu öğreticilerine kadro verilmesi, Rotasyon kaldırıldığına göre, rotasyon nedeniyle mağdur olan din görevlilerinin mağduriyetlerinin giderilmesi, Diyanet yayınlarının camilerde imamlara zorla sattırılmasının önlenmesi, Camilerde, imamlarla müezzinleri karşı karşıya getiren uygulamaların yeniden düzenlenmesi, İmam-hatiplerin can güvenliğinin sağlanması, Fahri Kur’an Kursu Öğreticilerinin SGK paylarının tam olarak yatırılması, Her hafta Cuma namazından sonra para toplanmasının engellenmesi, Camilerimizdeki elektrik, ısıtma ve internet sistemi giderlerinin devlet tarafından karşılanması, İLİTAM’ın hayata geçirilmesi ve yalnız Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışan görevlilerin faydalanabilmesi, Baş İmam-Hatiplik ve Baş Müezzinlikte, Baş İmam-Hatip olunması için İmam-Hatip lisesi veya 2 yıllık yüksekokul mezunu olmak yeterli iken, Baş Müezzinlikte dört yıllık İlahiyat Fakültesi mezunu olmak şartı aranmaktadır. Yönetmeliğin ilgili maddesinin yeniden düzenlenerek bu adaletsizliğin giderilmesi, Diyanet teşkilatında görev yapan İlahiyat Fakültesi mezunu dışındaki diğer fakülte mezunlarının ek göstergelerinin 3000’e çıkartılması ve yurt dışı görevlerinde mağdur edilmemesi, Memur iken şef kadrosuna atananların yan ödeme puanı 700 iken, VHKİ kadrosundan şef kadrosuna atananların yan ödeme puanı 2.250’dir. Bu adaletsizliğin giderilmesi, Diğer kurumlarda resmi görevlendirmelerde ek ders kesintisi yapılmazken, aynı nedenlerle görevi başından ayrılan Kur’an Kursu Öğreticilerinin ek ders ücretlerinden kesinti yapılması adil değil. Yönetmeliğin "Ek ders birim ücreti ve görevin fiilen yapılması” başlıklı 11. Maddesinde yer alan “Bu Karar kapsamındaki personele ek ders ücreti ödenebilmesi için, ek ders görevinin fiilen yapılmış olması şarttır.” İbaresinin değiştirilerek “Ek dersin yapılmış sayılacağı haller”’in yeniden düzenlenerek resmi görev halinde dersin yapılamamış olmasının ‘yapılmış sayılması’ ile bu mağduriyetin giderilmesi için düzenleme yapılması,Şube Müdürlüğü atamalarındaki mağduriyetin giderilmesi, Sosyal devlet ilkelerinin gereği olarak yardıma muhtaç olanları bir araya getirerek hayatının sonuna kadar barınma, iaşe ve sağlık giderlerini karşılayarak yaşamalarına imkân sağlamak için camiler inşa edilirken bu tür müştemilatların yapılmasının sağlanması,Hac ve Umre hizmetlerinde görev alacak din görevlilerinin MBSTS sınavlarında aldıkları puanların Türkiye genel ortalamasının değerlendirmeye alınması, ayrıca mülakatın kaldırılması, emekliliği gelmiş, ancak hiç hac görevlendirmesi yapılmamış personelin öncelikli olarak sınavsız hacda görevlendirilmesi, Öğretmen evlerinin kamu evlerine dönüştürülerek din görevlilerinin de öğretmen evlerinden yararlanmaları gibi çözüm bekleyen konular için yeni bir düzenleme yapılması sağlanabilirdi. Vergi diliminin yükseltilmesi sağlanmadı. Aile ve çocuk yardımına iyileştirme yapılmadı. Taban aylığına zam yapılmadı. Çalışan anne ve çocuklar için bir düzenleme yok. Kalkınmadan pay verilmedi.
Diyanet teşkilatında çalışanların, yukarıda sıraladığımız sorunlarının yanı sıra burada belirtmediğimiz pek çok sorunları masaya yatırılarak çözülmesi sağlanabilirdi. Yeni bir düzenleme yapılması ile mağduriyetlerin önüne geçilebilirdi. Mağduriyetler devam ederken, genel olarak kamu çalışanlarını kapsayan düzenlemelerin Diyanet teşkilatı çalışanları adına kazanım olarak açıklanması esef vericidir. Üstelik pek çok konuda düzenleme yapılmamış sadece “çalışma yapılması” kararı alınmıştır. Memur-Sen’in kazanım dediği birkaç ay sonra erimeye başlayacak.
MURAKIPLARIN ÇÖZÜLMEYEN SORUNLARI
Hâlbuki murakıpların asıl büyük sorunları devam ediyor ve toplu sözleşme de bu sorunlar hiç görüşülmedi. Milli Eğitim Bakanlığında İlköğretim Müfettişlerinin statüleri de yükseltilerek önce Eğitim Müfettişliğine daha sonra Eğitim Denetmenliğine son olarak ta Maarif Müfettişliğine bulundukları kadro dereceleri ve müktesepleri ile hiçbir sınava tabi tutulmadan atandılar (24.05.2014 Tarih ve 29009 sayılı Resmi Gazete),Halen görev yapan murakıpların emsal teşkil eden adı geçen kurumlarda olduğu gibi, statülerinin değiştirilerek, Genel İdare Hizmetler Sınıfına alınıp, emsal kadroların sahip olduğu haklarla, bulundukları kadro dereceleri ve müktesepleri ile hiçbir sınava tabi tutulmadan il müfettişi/ denetmeni unvanına kavuşturulmaları sağlanmalıydı.
Murakıplar Diyanet İşleri Başkanlığı kariyer basamak sisteminde 2. Kademe de yer almasına rağmen eşdeğer kadrodaki şube müdüründen 1200 TL, diğer eş kadrolardan ise ortalama 500 TL daha az ücret almaktadır. Hatta denetimi ile görevlendirildiği Kur’an Kursu Öğreticileri, İmam Hatip ve Müezzin Kayyımlardan bile daha az ücret almaktadırlar. Murakıplar denetim elemanı olmalarına rağmen denetim tazminatı hakkından faydalanamıyorlar.
VAİZLERİN ÇÖZÜLMEYEN SORUNLARI
Cezaevi Müdürleri ile vaizlerimiz arasında protokolün anlaşılamamasından kaynaklı sorunlar yaşanmaktadır. Vaizlerin ücretlerinde haksız yere kesintiler yapılarak mağdur edilmektedirler. Protokol gereği tam donanımlı çalışma odası verilmesi gerekirken oda verilmiyor. Keyfiyetler yaşanabiliyor. Toplu Sözleşme masasına, cezaevi vaizlerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesiyle ilgili ne gibi bir teklif götürüldü?
6002 Sayılı D.İ.B. Teşkilat Kanunu ile Kariyer Meslek haline getirilen vaizlik, ne yazık ki alt düzeydeki görevlilerle eş değerde görülmektedir. Vaizlerin özlük haklarında bir iyileştirmeye gidilmemiştir. Görevin sorumluluğu altında bunalan, hak ettiğini alamayan, bu nedenle psikolojik olarak yıpranan vaizler, görev yaptıkları teşkilatlarda inceleme görevi verilerek hukuki sorumlulukla yıpratılmaktadır. Yaptıkları görevin karşılığını ise alamamaktadırlar.
Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in yürürlüğe konulması; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 26/6/2014 tarihli ve 3160 sayılı yazısı üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 2 nci ve 72 nci maddelerine göre, Bakanlar Kurulu'nca 30/6/2014 tarihinde kararlaştırılmıştır. Yönetmeliğin yürürlüğe konulması 16 Ağustos 2014 Cumartesi tarihli 29090 sayılı 2014/6578 Karar Sayılı Resmi Gazete’de yasallaşmıştır. Eş durumu tayini nedeniyle mağdur durumda olan vaizler, “Aile Birliği Mazeretine Bağlı Yer Değişikliği”nin yapılabilmesi için D.İ.B.’nın yönetmelikte yapacağı değişikliği beklemektedir.
Şimdi soruyorum: Neyi tebrik edeceğiz?
Her şey açıkça ortada. Diyanet-Sen, diyanet teşkilatında çalışanların sorunlarına çözüm bulamamıştır. Soruyorum; Kamu İşveren Heyeti’ne gıkını çıkaramayanların başarısızlığını mı tebrik edeceğiz? Teşkilatın pek çok sorunları çözüm beklerken, bu sorunlar nedeniyle personelin motivasyonu bozularak iş yapamaz hale gelirken, din görevlileri darp edilip aşağılanırken, ‘emeklilere kalkınmadan pay istiyoruz’ diye yırtınanların azar yemiş çocuk gibi suspus olmasını görmeyenlerin, Diyanet-Sen’i başarılı gösterme telaşına kapılarak ‘tebrik eden’leri, diyanet teşkilatı çalışanlarının vicdanlarına havale ediyorum.
Kamu çalışanları, kendi hakları üzerinden oynanan oyunları görmelidir.
Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din-Bir-Sen olarak diyorum ki; Ey kamu çalışanları, ey diyanet personeli! Sizin haklarınızın üzerinden oyun oynayanları görün. Başarısızlığı tebrik edenleri görün. Diyanet-Sen’i başarılı gösterme telaşına kapılarak birbiriyle yarış eden medyayı görün. Bunlara prim vermeyin. Sizin yücelttiğiniz medya, sendika ve şahıslara verdiğiniz primleri geri alın. Siz, hakkınızı savunmasını bilmezseniz, sizin adınıza hak arayanlar işte görüldüğü gibi arar! Gelin, yetkiyi bunlardan alın.
Yaptırım gücü olmayan bir konfederasyon sorun çözemez.
Grevli ve toplu sözleşmeli sendika yasası isteyemeyen Memur-Sen, konuyla ilgili herhangi bir talepte bulunmamıştır. Memur-Sen’in, yetkili konfederasyon olarak hiçbir yaptırım gücü yoktur. Kamu İşveren Heyeti ne getirmişse aynen kabul edilmiştir. Hükümet, kamu çalışanlarının ve emeklilerin haklarını yetkili sendika sayesinde yok sayıyor. Çünkü karşısında konuşacak ve direnecek bir konfederasyon yok. Bu Toplu Sözleşme Görüşmeleri sürecinde de gördüğümüz gibi, hükümetle yan yana, omuz omuza duran ve birbirini destekleyen bir Kamu İşveren Heyeti ve işverenin büyüttüğü bir sarı sendika var.
Peki, Toplu Sözleşme ile verilen bazı kazanımlar ne anlama geliyor?
Bilindiği gibi 1 Kasım’da erken seçim var. Erken seçime giderken Kamu İşveren Heyeti, yani Hükümet, kamu çalışanlarına göz kırpmıştır! Kazanımların anlamı budur.”