Din Bir Sen Trabzon İl Başkanı Celalettin Akçadoğan gündeme dair konuları değerlendirdi. Çarşamba günü saat 10.00’da basın mensuplarına hitap eden Akçadoğan, basın mensuplarını selamlayarak şöyle dedi: “İslâm dini yepyeni bir nizamla ortaya çıkmış, önceki dinlerin hükümlerini bütünüyle yürürlükten kaldırmıştır. Bu dinin gecesi de gündüzü kadar aydınlıktır. Müslüman; ilmiyle, irfanıyla, ahlakiyle herkese örnek bir hayat yaşar. Noel, yılbaşı gibi muharref dinlerin alameti, sembolü olan günlere ta'zîm etmek ve kutlama yapmak maksadıyla o günlerde tebrikleşmek ve hediyeleşmek, yine aynı maksatla hindi kesmek, ziyafet çekmek, aynı maksatla bu tür kutlamalara katılmak Müslüman’a caiz değildir.
Değerli basın mensupları;
31 Aralık gecesi Müslüman için bir eğlence aracı değil, geçen bir yılın muhasebe ve murakabesini yapmak için bir fırsattır. Halkının kahır ekseriyeti Müslüman olan 78 milyonluk ülkemizde 40 milyon Milli Piyango bileti satılmış. Hele bunlara kumar, içki, spor toto, loto gibi insanı Rabb’inden uzaklaştıracak haram fiilleri de eklediğinizde işin mahiyeti daha iyi anlaşılacaktır. Günümüzde kutlanan yılbaşı ve Noel gibi etkinlikler, kültür emperyalizminin hedef ülke insanlarını adete esir alarak kendi himayelerine almayı planladıkları bir projeden başka bir şey değildir. İslam coğrafyasında bunca kan, gözyaşı varken ve tarifsiz vahşetler yaşanırken hala zevkü sefa içerisinde yılbaşı kutlamak küffara hizmet etmek değilse nedir? Bu vesileyle 1935’de resmi tatil ilan edilen yılbaşının ya tatil olmaktan çıkarılmasını veyahut yılbaşı kutlamasının bu yıl olduğu gibi sonsuza kadar iptal edilmesini istiyoruz.
Mensubu olmakla iftihar ettiğimiz islam dininde, insan olarak erkeğe tanınan hakların birçoğu kadına da tanınmıştır. Buna göre hayat ve mülkiyet hakkı, kanun önünde eşitlik, mesken dokunulmazlığı, şeref ve onurun korunması, inanç ve düşünce hürriyeti, evlenme ve aile kurma hakkı, özel hayatın gizliliği ve dokunulmazlığı gibi temel haklar bakımından kadınla erkek arasında hiçbir fark yoktur. Kadının maddi ve manevi kişiliği, canı, malı, ırz ve namusu tartışmasız çok değerlidir. Namus, kadın için neyi ifade ediyorsa, erkek için de aynı şeyi ifade eder. Kadın; aynı zamanda annemiz, kardeşimiz, kızımız, eşimiz, hayat arkadaşımızdır. Ya benimsin ya toprağım gibi saçma bir namus anlayışı asla makul görülemez.
İslam’da kadın, korunması gereken değerli bir varlıktır. Hâl böyleyken toplumumuzda son yıllarda kadın cinayetlerinde büyük artış olmuştur. Adalet Bakanlığı verilerine göre 2002 – 2015 yılları arasında kadına karşı işlenen cinayetlerin 5 bin 406 rakamına ulaşması bu duruma müşahhas bir örnektir. İslam dini sadece kadına değil, başta çocuklar olmak üzere tüm insanlara ve hatta tüm canlılara karşı işlenen zulüm, şiddet ve öldürmelerin karşısındadır. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturu bizim kültürümüze yerleşmiş kadim bir medeniyetin güzel bir örneğidir.
Malumunuz olduğu üzere, ODTÜ’de namaz kılan gençlere menfur bir saldırı oldu. Bu durum, halkının % 92’si Müslüman bir ülkede asla mazur görülebilecek bir davranış değildir. İster camide namaz kılan biri olsun, ister kilisede ibadet eden biri olsun, kimsenin kimseye saldırmaya hakkı yoktur. Özgürlüklerin alabildiğince yaşanması gereken bir eğitim kurumunun yanlış ellerce yönetilmesi, başarılarıyla ün yapması gereken bir kurumu bu tür olumsuzlukların sıkça yaşandığı bir adres haline getirmiştir. Bütün inanç gruplarının her türlü ibadet hakkına saygı duyulması ve ibadet imkânlarının hazırlanması gerektiği halde, ODTÜ rektörünün bu olay üzerine yaptığı savunma tam bir fecaat örneğidir. Bu saldırının sorumluları bir an önce yakalanıp adalete teslim edilmelidir. Bizler Din-Bir-Sen Trabzon teşkilatı olarak, bu çirkin saldırıyı ve bu saldırganları destekleyenleri kınıyoruz ve terör olaylarının merkezi haline geldiği yaygın kanaat olan ODTÜ’ye gereken müdahalenin yapılmasını ve bu tür olayların bir daha yaşanmamasını temenni ediyoruz.
Ülkemizde 30 yılı aşkın bir terör belası mevcut. 10-15 yıl öncesinde hayal bile edilmesi imkânsız bir çok hakkın bugün çok rahatlıkla verilmiş olması, etnik gruplar arasında bir ayrımın olmaması güneydoğu ekseninde yaşananların bir hak mücadelesi olmadığının en büyük delilidir. Bu gün aklı başında olan herkes iyi biliyor ki bu yaşananlardaki asıl amaç Türkiye'nin ayağına pelesenk takmaktır. Bu bir hak mücadelesi değil, bu ülkenin ayağa kalkmasını engelleme projesidir. Bu vesileyle cami, okul, kütüphane, Kur’an Kursu ve devlete ait ne varsa yakıp yıkmak asla bir hak arama aracı olamaz ve makul görülemez. Bugün Güneydoğu’nun bazı yerlerinde birçok okul ve cami kapalı durumda. Hem bu ülkenin her türlü nimetinden faydalanacaksınız hem de savaş ilan edecek, ülkeyi yangın yerine çevireceksiniz. Üstüne üstlük hala haklı olduğunuzdan dem vuracaksınız. Meclis çatısı altında yaptığınız yemini de unutup yangını daha da büyütecek her türlü söz ve eylemde bulunacaksınız. Ne demek öz yönetim, ne demek özerklik, bu ne cüret? Bu durum, aklı başında hiç kimsenin kabul edebileceği bir şey değildir. Meşrebi, mezhebi, inancı ne olursa olsun, bu ülke hepimize yeter. Yeter ki insan olarak ülkemizin birlik ve beraberliğine halel getirecek hiçbir davranışın içinde olunmasın. Din-Bir-Sen Trabzon teşkilatı olarak devletimizin terörle mücadelesini destekliyor, kimden kaynaklanırsa kaynaklansın terörün her türlüsünü lanetliyoruz.
Ulusal ve uluslararası provokasyon ve çarpıtmaların hükmü ferman olduğu bu çağda kimin gerçek dost kimin de olmadığına karar vermek yöneticilerin başlıca görevlerindendir. Filistinli kardeşlerimize her türlü zulmü reva gören, Mavi Marmara olayında 9 masum aktivisti hunharca katleden, dünya kamuoyunun ekseriyetinde terörist devlet olarak tanımlanan, nerede bir Müslüman kanı akıyorsa orada parmağı olan ve hatta Ortodoks Yahudilerin kurduğu Neturei Karta Tarikatı mensubu İsrail vatandaşlarının kendi devletlerini "siyonist terörist" devlet kabul edip İsrail'in yıkılmasını arzu etmeleri bu ülkeyle dostane ilişkiler kurulmasının doğru olmadığının en belirgin işaretleridir. Biz, İsrail devletinin işlemiş olduğu cinayetler sebebiyle bağımsız mahkemelerde yargılanıp, suçluların gerekli cezaya çarptırılmasını ve ülkemizle olan ilişkilerin asgari seviyede tutulmasını, gerekirse ilişkilerin tamamen kesilmesini arzu ediyoruz. Cenabı Allah (c.c) Kur’an-ı Kerim’de şöyle uyarıyor: "Zulüm yapanlara en ufak bir meyil göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah`tan başka velileriniz de yoktur, sonra yardım da göremezsiniz" (Hûd, 11/113)
Din Bir Sen Trabzon İl Yönetimi olarak, sendikal anlayışımız; sadece üyelerimizin hak ve menfaatlerini savunmak için mücadele etmekten ibaret değildir. Evet, biz din görevlileriyiz ama önce insanız. Bu bağlamda, bu güne kadar olduğu gibi bundan böyle de başta ülke meseleleri olmak üzere özelde ümmetin ve genelde tüm insanlığın sorunlarıyla ilgilenmek ve gücümüz dahilinde elimizden geleni yapmak şiarımız olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle 2016 yılının Trabzon'umuz, ülkemiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyoruz.”