Din Bir Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir’in sendikal çalışmalar kapsamında Karadeniz Bölgesinde yaptığı ziyaretler sırasında Trabzon’da bir gazeteye yaptığı basın açıklamasının çarpıtılarak verilmesi Din-Bir-Sen camiasında tepkiyle karşılandı.
Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir ve beraberindeki heyetin Trabzon’da yayımlanan TAKA ve GÜNEBAKIŞ gazetelerini ziyaretleri sırasında Genel Başkan Özdemir, TAKA gazetesinde gündeme dair değerlendirmelere bulunarak; “28 Şubatta dindar kesimin üstünden adeta buldozer geçti. Bu zulmü millete reva görenler o kadar kararlıydılar ki, bu sürecin bin yıl devam edeceğini söylüyorlardı. Bu süreç fazla uzun sürmedi. Netice itibariyle darbecilerin değil, milletin dediği oldu. Milletimizin ferasetiyle bu başarılmıştı ama bugün çok şey kaybettiğimiz ortada. Her şey var ama samimiyet yok. Bendeniz 28 Şubatta, sosyal faaliyetlerim sebebiyle tutuklanan bir kardeşinizim. Buna rağmen o günleri özlüyorum. Çünkü o yıllar bizleri çok daha diri tutmaktaydı. O günlerde ideallerimizin yılmaz fertleriydik. Baskılar bizim biraz daha bilenmemizi sağlıyordu. Ancak bugün aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Çünkü anlaşılmaz bir rehavetin esiri olduk.” İfadelerini kullanmıştı.
TAKA Gazetesi, Özdemir’in konuşmasını cımbızlayarak farklı anlama gelebilecek şekilde yayın yaptı: Başkan Özdemir, “Ne yazık ki 28 Şubatları özlüyorum. Çünkü o yıllar bizleri çok diri tutmaktaydı. İdeallerimizin yılmaz fertleriydik. Ancak bu gün aynı şeyleri söyleyemem. Çünkü anlaşılmaz bir rehavetin tembelliğine esir olduk. Adeta amaç değişti. Heyecan kayboldu.” Şeklinde basına yansıyan sözlerine sert tepki gösteren Özdemir, sözde gazete sanki ’28 Şubat postmodern darbesini’ özlüyor muşuz gibi bir algı oluşturmaya çalışmıştır. Konuşmamızı cımbızlayarak farklı anlama gelebilecek şekilde yanlış anlamalara neden olan TAKA Gazetesini şiddetle kınıyorum, dedi.
Özdemir, konuyla ilgili şunları söyledi: “Gazeteciliğin ilkeleri vardır. Haber, doğru şekilde yansıtılmalıdır. Dünya haberciliği açısından bu bir ilkedir. İnsan haysiyeti, şerefi, onur ve gururu ile toplumda infiale neden olabilecek, kasıtlı olarak yanlış anlamalara neden olacak, kişi veya kurumları töhmet altında bırakacak şekilde habercilik anlayışını doğru bulmuyoruz. Bu anlayış, vesayetçi, bozuk kafa ve pis bir zihniyetin ‘çamur at, tutmazsa izi kalır’ anlayışının ürünüdür. Bu anlayışı şiddetle kınıyorum. Türkiye’de basının kendisine çeki düzen vermesi gerekiyor. Yalan, iftira ve gerçek dışı habercilik anlayışı ile bir yere varılamaz.
Din-Bir-Sen’in duruşu bellidir. Hangi çizgide sendikal mücadele verdiği ortadadır. Çarpık düşünce ve fikirleriyle yolumuzu kesmeye çalışanlara sadece şunu söyleyebilirim: Allah sizi ıslah etsin.”