Geçtiğimiz günlerde Kayseri’ninPınarbaşı ilçesine bağlı Kurttepe Köyünde "Komünist Çavuş" lakaplı 58 yaşındaki akciger kanseri bir vatandaşın salasını okumayan ve cenaze namazını kıldırmayan Köy İmamının bu davranışı çeşitli tartışmalara neden oldu. İlçe Müftüsünün araya girmesiyle çözülen problemin neticesinde Köy İmamı geçici olarak görevinden alınırken yeni tartışmalarda başladı. Köy İmamını ‘Kahraman’ olarak niteleyen kimi haber siteleri, imamın görevinden alınmasını da ağır şekilde eleştirmeye başladı.
İmam; lider, önder, rehber demektir.
Bu gelişmeler üzerine yazılı basın açıklaması yaparak olayı değerlendiren Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, Sayın Müftü’nün açıkladığı gibi olayda şahsi bir husumet varsa ki, olmamasını diliyoruz, bu takdirde İmam, görevi ile duygularını karıştırmış ve yanlış yapmıştır, Yok, İmam kardeşimize iftira edilmiş ise o takdirde bu çok büyük bir yanlıştır ve bu yanlışı kabul etmemiz mümkün olamaz, diyerek şunları söyledi: “Bizlere düşen görev, İmam kelimesinin anlamına uygun hareket etmektir. İmam, lider, önder, rehber demektir. Topluma rehberlik eden, önderlik yapan insanlarız. Hz. Peygamber’in varisleriyiz. Bu nedenle imamların görüş, düşünce ve fikirleri toplumu şekillendirir. Nitekim imam ile cemaat arasındaki mesafe imamın liderlik vasfını gösterir. Buradan şunu söyleyebiliriz; imam ile cemaat arasındaki sosyal ilişki belli kurallara bağlıdır. Bu kurallara uyulmadığı takdirde çatışma çıkar.
İmam; cami dışında da cemaatin önderi, toplumun rehberidir.
İmamları sadece namaz kıldıran, cenaze yıkayan din görevlisi şeklinde görmek son derece yanlıştır. İmamlar, fikir, düşünce, davranışları, konuşmaları ile topluma rehberlik yapar. Dolayısıyla sadece camii içerisinde değil, aynı zamanda camii dışında da cemaatin önderi, toplumun rehberidir. İslam toplumlarında en yaygın ifadeyle ‘Kur’an-ı anlayan ve bilen kimse hata yapmaz’ düşüncesi yaygındır. Kur’an-ı anlayan ve bilen kimsenin hayatında iyiliğin dışında başka bir şey barınamaz. Yaşamında Kur’an ile iç içe olan kimse İmam diye anılırken, aslında ona dünyanın en güzel hitabı ile seslenilmiş oluyor. İlim ve ameli dikkate alınarak toplum tarafından bir adım önde tutulur. Bu itibarla imamlar sosyal ilişkilerinde daha dikkatli olmak zorundadır.”
Hakkın ve haklının yanında yer almak insani ve vicdani bir görevdir.
Burada yanlış yapan bir imam varsa onu korumak amacıyla bu açıklamayı yapmıyoruz. Ancak imamın hiçbir kusuru yokta sırf garezi duygularla iftira atılmış ise bu takdirde bu yanlışı da savunamayız, diyen Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, hakkın ve haklının yanında yer almanın insani ve vicdani görevleri olduğu vurgusunu yaptı. Buradaki amaçlarının Allah, Kur’an ve Peygamber ekseninde imam’ın toplumdaki yerini sağlam bir şekilde ortaya koyduktan sonra, imamın sosyal ilişkilerinin de bir analizini yapmak olduğunu belirten Özdemir, açıklamasına şöyle devam etti: “Ancak doğruyu nasıl sahipleniyorsak, yanlışı da aynı şekilde eleştirmemiz gerekir. İmam’ın görevine müdahale edilmesi yanlıştır. Kesinlikle doğru bulmuyoruz. Hz. Peygamber’in temsilcili olan bir imam, herhangi bir konu hakkında düşüncesini, görüş ve fikirlerini özgürce açıklamak zorundadır ki, bu olayda da böyle olduğu kanaatindeyim. Dolayısıyla ihlâs ve samimiyetlerinden şüphe duyulmaması gereken imamlar, eğer nefsine yenilerek yanlış işler peşine düşmüşler ise bu takdirde o İmam ne kendini ne Hz. Peygamber’in varisliğini ne de cemaati temsil edebilir. Bu itibarla topluma rehberlik ve önderlik vasıflarını kaybeder.
Ayrıca dinimizde kimlerin cenaze namazının kılınıp kılınmayacağı açıkça bellidir. Bu konuda bir hüküm var iken İmam’ın görevine müdahale edilmesi yanlıştır.
Diyanet-Sen Kayseri Şube Başkanının açıklaması talihsiz ve üzüntü verici…
Burada üzerinde durulması gereken önemli bir husus daha var; Diyanet-Sen Kayseri Şube Başkanı’nın yaptığı talihsiz açıklama... Güya üyeleri olan imama sahip çıkmak adına açıklama yapmaya kalkan temsilcinin İlçe Müftüsü ile görevli Şefi hedef alan açıklamaları kabul edilemez. Bu şahıs, İlçe Müftüsü ile Şefe karşı algı oluşturmaya çalışmış ki, bu doğru bir yaklaşım değil. İmamın geçici olarak açığa alınmasını, sanki İlçe Müftüsünün talimatla hareket ettiği ve keyfi uygulaması anlamına gelebilecek talihsiz bir açıklamada bulunmuştur. Devlet memurları herhangi bir konuda haklı veya haksız suçlanabilir. Suçun niteliğine göre soruşturma açılabilir. Soruşturmanın selameti açısından açığa alınabileceği gibi, açığa alınmadan da soruşturma devam edebilir. Hiçbir Müftü kendi inisiyatifi ile bir memuru görevden alamaz. Ancak Mülki İdare Amiri’nin onayı ile gerçekleşebilecek bir idari uygulamadır. Şovdan ileriye gitmeyen, anlatımı bozuk bu açıklama, aynı zamanda açıklamayı yapan şahsın cehaletini de ortaya çıkarıyor! Zira bir devlet memurunun hangi şartlarda ve nasıl açığa alınacağını bilmeden yapılan bu açıklama komik, düşündürücü ve tamamen İlçe Müftüsü ile Şefini hedef alan bir açıklamadır. Muhtemel ki bu müftü ile şef, Diyanet-Sen’in işine gelmiyor!
Açığa alınan İmam görevine iade edildi.
Açığa alınan İmam’ın başka bir camiye atanmak suretiyle görevine iade edildiği haberi bizleri sevindirmiştir. Ancak soruşturmanın devam edeceğini anlıyoruz. İlerleyen süreçte sonucu göreceğiz. Din-Bir-Sen ailesi olarak, İmam kardeşimize geçmiş olsun diyoruz.
Din-Bir-Sen, haklının, mazlumun, masumun ve mağdurun yanındadır.
Kamuoyu şunu çok iyi bilsin ki, haklı olduğu bir davada masum ve mazlum iken mağduriyet yaşayan bir meslektaşımızı bir kardeşimizi kimseye ezdirtmeyiz. Sonuna kadar yanında olur ve onun haklarını savunuruz. Ancak sendikal çalışmalarda hakkı ve hakkaniyeti gözeterek görevlerini yapan müftü ile şefi yemeye çalışan ve onları hedef haline getirenleri şiddetle kınıyoruz. Zalimin, zulmün ve haksızlıkların karşısında yer alan Din-Bir-Sen, müftülük çalışanlarının yanındadır. Müftü ile Şef’i sizin keyfiyetinizin ellerine bırakarak acımasızca boğdurtmayız! Mensubu bulunduğu sendikanın gücünden aldığı şımarıklıkla hiç kimse kendisini aslan yerine koymasın!”