Kurban Bayramına sayılı günler kala yazılı basın açıklaması yapan Din Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, kurban, insanı Allah’a yaklaştıran ve O’nun rızasını kazanmasına vesile olan bir ibadettir. Kurban, Allah’ın emirlerine bağlılığı ve O’nun rızasını kazanmak için her türlü fedakârlığa katlanmayı ifade eder. Bu nedenle Kurban’da esas olan niyettir, dedi.
Özdemir, açıklamasında şunları söyledi: “Kur’an-ı Kerim’de Cenabı Allah şöyle buyuruyor: ‘Onların (kurbanların) ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Fakat O’na sadece sizin takvanız ulaşır.’ Yani ancak takva sahiplerinin Kurban ibadeti kabul edilir. İhlâs ve temiz niyet ile yapılan Kurban ibadeti Allah katında kabul görür.
Kurban Bayramı, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in de buyurduğu gibi, akrabaların ziyaretlerle birbirlerini sevindirdikleri, hastaların, yaşlıların, kimsesizlerin ve yoksulların ziyaret edilerek yalnız olmadıklarını hissettirilecekleri bir bayramdır. Bu bayram da Müslümanlar, birbirleriyle olan ilişkilerini daha kuvvetli hale getirirler. Küsler, dargınlar barışır. Ortadaki kin, nefret, kıskançlık duyguları kaldırılır. Kurban Bayramı sevinci hep birlikte yaşanır.
Hac da ifa edilen kurban ve bayramlaşmanın, dili ve rengi ne olursa olsun Müslümanların aynı duygu ve ruh ile birbirlerine kardeşçe duygular içinde sarılmalarını, devletlerarası kinin, nefretin, düşmanlığın unutulduğu gün olarak anlaşılmalıdır. Hac da ifa edilen bayramın birleştirici, bütünleştirici bu görüntüsü, Müslüman’ın kalbinde ümmet bilincinin yeniden ortaya çıkmasını sağlar. Resul-ü Ekrem Efendimiz (s.a.v.), “Hac, Arafat’tır” demiştir. Çeşitli coğrafyadan gelen Müslümanların birbirleriyle tanışmaları, kaynaşmaları ve Allah(c.c)’tan af ve mağfiret dilemeleri, hiç şüphesiz ki Arafat’ın anlam ve önemini ortaya koyar. Bu nedenle Kurban Bayramı coşkusu ile bütün Müslümanlar rengine ve diline bakmadan kardeşçe duygularla birbirlerini selamlayacaklar. Arafe günü Arafat’a çıkan Müslümanlar, kariyeri ve makamı ne olursa olsun aynı kıyafetlerle, Allah’ın huzurunda eşit olduklarını bilecek ve anlayacaklardır. Burada teslimiyetin coşkusunu yaşayacaklardır.
Kurban, Allah (c.c)’a teslimiyetin bir göstergesidir. Allah’a teslim olan Müslüman, şüphesiz O’nun emirlerinden sapamaz. Kurban, sadece Allah’a teslimiyetin değil, aynı zamanda nefsin terbiye edilmesinde de bir semboldür. Öyleyse kurban, hem manevi iklimimizin kurtuluşuna nail olacak bir vesile bir araç bir yol, hem de Sırat-ı Müstakim de bizleri Allah’a kavuşturacak bir araçtır.
Allah’a teslimiyetin ruhumuzu ve aynı zamanda bedenimizi her türlü fenalıktan kurtaracağını unutmayalım. Bu çerçevede kavgadan, kargaşadan, şiddetten kaçacağımızın bilincinde olmalıyız. Bu bilinç içindeki Müslümanlar birbirlerine düşman olamazlar. Birbirinin canını acıtamaz, kanını akıtamazlar. Fitneden kaçar. Müslümanları birbirinden ayırarak huzursuzluğa, anarşiye ve felaketlere neden olacak her türlü ayrımcılıktan uzak durur. Kendini bu tür fitnelerden korur.
Bir Kurban Bayramını daha idrak edecek olmanın mutluluğunu ve hazzını yaşıyoruz. Yurt içinde ve yurt dışındaki Müslümanların Kurban Bayramını kutluyorum. Ülkemize ve bütün dünya da yaşayan Müslümanlara barış ve huzur getirmesini, bütün insanlığın mutluluğuna vesile olmasını Yüce Allah (c.c.)’tan temenni ediyorum.”