Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, Şevket Bozdoğan’ın Diyanet-Sen ile anlaşarak sendikadan istifa etmesi üzerine, sendika üzerinde oynanan kirli oyunun yeni olmadığını, göreve geldikleri tarihten bu yana böyle oyunlarla mücadele etmek zorunda kaldıklarını belirterek, Din-Bir-Sen üzerindeki oyun ve üyeler üzerinde kurulmaya çalışılan baskılarla ilgili genel bir açıklama yaptı.

Özdemir, yazılı açıklamasında şunları söyledi: “Göreve geldiğimiz tarihten bugüne 9 ay geçti. 9 aylık süreçte bütün teşkilatlarımızla yakın ilişkiler kurduk. Teşkilatlarımızın sorunlarını çözdük. Din görevlilerinin sorunlarını araştırıp tespit ettik. Bu süreçte Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez ile görüşerek din görevlilerinin sorunlarını anlattık. Açıklanamayan konuları cesurca açıklayarak din görevlilerinin en güvendiği sendika olduk. Kimseyi ötekileştirmedik. Birlik ve beraberliğin sağlanması için mücadele ettik.

Ancak bunu hazmedemeyen, Din-Bir-Sen’in büyümesinden, güvenilir sendika haline gelmesinden, sözü dinlenir hale gelmesinden rahatsız olan ve kimyası bozulan bazı güruhun, göreve geldiğimiz tarihten bu yana teşkilatlarımız arasında ikilik yaratarak, fitne ve fesat çıkararak teşkilatlarımız ile Genel Merkez arasını açmaya çalışarak kirli düşünceleriyle bir antipati ve algı oluşturmaya çalıştıkları görülmüştür. ‘Ben olursam sendika olur, aksi halde sendika biter’ diyenlerin düşünceleri teşkilatlarımız arasında birlik ve beraberliği bozmaya yönelik bir girişimdir.

Ziyaret ettiğimiz yerlerde bize sayımız sorulduğu zaman şu cevabı veriyorduk: Biz, Fil Suresini okuduk ve çok iyi anladık. Aynı düşüncelerle yolumuza devam ediyoruz. Biz, Hakk’a inanan, Hz. Peygamberin yolunda giden, din görevlilerinin tasasını, üzüntüsünü kendimize dert edinen bir yönetim olarak, sendikamızı daha ileriye götürmek ve söz sahibi olmak için uğraş verirken, Diyanet’e ve din hizmetlerine hizmete devam ederken, çoğunluğun gücüne değil, İslam’a hizmetin gücüne inanmış bir ekip anlayışıyla hizmete koşarken önümüzün kesilmek istendiğini görüyoruz. Nitekim teşkilatlarımız üzerinde oynanan oyunlar ve Şevket Bozdoğan’ın istifası ile yaşanan son gelişme bu kirli düşüncelerin meydana getirdiği bir taşeronluktur. İl Başkanı olan kardeşimiz, kendi inisiyatifiyle karar vermemiş, Din-Bir-Sen’in önünü kesmek isteyen güçlerin etkisiyle hareket etmiş ve din görevlilerine hizmeti şiar edinmiş olan sendikamız başta olmak üzere, din görevlilerinin bizatihi kendilerine zarar vermiştir. Dolayısıyla bu kardeşimizin yaptığı açıklamayı doğru bulmadığımızı, gerek insani, gerek vicdani, gerek sendikal açılardan etik olmadığını ifade etmek istiyorum.

Din görevlilerinin haklarını korumak ve kollamak noktasında zafiyet içerisinde bulunan Diyanet-Sen ile nasıl güçlü olunabilir? Birlik ve beraberliğin sağlanması nasıl mümkün olacaktır?

‘İLİTAM tamam’ diyen, ‘rotasyon uygulanmayacak’ diyerek din görevlilerini aldatan, ‘fahri ve vekillere 10 bin kadro geliyor’ diyen, ‘Din-Bir-Sen kapandı’ açıklaması yapan, dahası Denizli’de yapılan bir toplantıda Diyanet-Sen yöneticilerinden birinin, ‘FETÖ hakkında neden açıklama yapmıyorsunuz?’ sorusuna ‘Onlar bizim kardeşlerimiz.’ Açıklaması yapanlarla mı güçlü Türkiye oluşturulacak?

Din-Bir-Sen’in korkusuz ve cesur açıklamaları nedeniyle bazı güruh dengesini kaybetti. Kimyası bozulan karanlık düşünceli ittifak, din görevlilerinin tek umudu olan, onların haklarının korunması için çalışan ve gerçek anlamda sendikacılık yapan Din-bir-Sen’i yıpratmak için böyle bir oyun tezgahladılar.

Din-Bir-Sen üyelerinin bu kirli ittifaka karşı dik durmalarını, bu oyuna gelmemelerini istiyorum. Bunlara gereken cevabı vermelerini bekliyorum. Din-Bir-Sen, din görevlilerinin her zaman yanında olmuştur. Sendikamız dimdik ayaktadır. Davamız İslam’a hizmettir. Davamızı satmadık. Hak ve adalet yolunda güçlü olabilmek adına ilerliyoruz.  Din görevlilerinin sığınacakları tek sendika Din-bir-Sen’dir.”