Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Anlamı ve amacı bilinmeden bu günü kutlamak için adeta birbiriyle yarışan insanların kendilerine eğlence aradıklarını belirterek şöyle dedi: “Müslüman Türk kadınları tarih boyunca acı çekti.. Halende İslam coğrafyasında yaşayan kadınlar acı çekiyor. Müslüman kadınlar acı çekerken Hıristiyan kadınların acılarıyla günü kurtarma şovları Müslüman Türk’ün karakteriyle bağdaşmaz. Bunu iyi bilmemiz ve anlamamız gerekiyor.
Ülkemizde kadınlarımızın dramı büyük. Hâlâ hakkı, hukuku olmayan, hakkını, hukukunu bilmeyen, sesini çıkaramayan, ezilen, sırtında bebeği ile Irgat gibi çalışan, sömürülen, alın teri ve iffeti çalınan, dayak yiyen, sokağa atılan, öldürülen, şiddetin her türüne maruz kalan, teşhir malzemesi olarak kullanılan ve sırtından para kazanılan kadınlarımız var. Sömürünün şekli nasıl olursa olsun Kur’an’ın hükümlerine aykırıdır.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz diye bazı kadın dernekleri, bazı STK’lar düğün ve çay salonlarında eğlence düzenliyorlar. Açıklamalarda bulunuyorlar. Bunun adı kutlama değil, olsa olsa eğlence olabilir. Kadınlar gününü kutlayanlara sesleniyorum: Cumhuriyet tarihi boyunca dağ gibi büyüyen ve çözülemeyen kadın sorunlarından haberiniz var mı? Çalışan kaç kadının işyeri sorunlarıyla ilgilendiriniz? Irgatlık yapan, kentte aç ve yoksulluk içinde çoluğuyla çocuğuyla yaşamaya çalışan kaç kadını ziyaret ettiniz? Sizler, kadınlarımızı istismar ederek ancak siyasi şovlar yaparsınız.
Müslüman Türk kadını oldukları için eziyet gören, işkenceye ve insanlık dışı her türlü hakarete maruz kalan kadınlarımızın acısını unutarak müzik eşliğinde eğlence tertip edip bunun adına kadınlar günü kutlaması denmesine karşıyız. Dünya nüfusu içinde ezilen, hakarete uğrayan, öldürülen, köle gibi çalıştırılan, elinden hakları alınmış, korumasız, hukukunu bilmeyen Müslüman kadınların en başta yaşama hakları verilmelidir. Dünyanın gözü önünde ikiyüzlü davranan emperyalist devletler, Hıristiyan âliminde kadın hakları denilince ortalığı ayağa kaldırırken, söz konusu Müslüman kadın olduğu zaman sus pus oluyorlar. Yemen de, Irak’ta, Suriye de, Arakan da binlerce Müslüman kadın işkence gördü. Tecavüze uğradı. Gözyaşı ve acı içerisinde yaşam savaşı veriyor. Bütün dünya her yıl 8 Mart gününde kadın haklarından söz ediyor. Müslüman kadın haklarından söz edelim. Çalışırken hakkını alamayan, mobbing uygulanan, dışlanan, hor görülen, şiddete, tacize ve ölümü mahkûm edilen Müslüman kadınlardan söz edelim.
Din-Bir- Sen olarak, kadınlarımızın sosyal, ekonomik ve kültürel olarak bütün haklarını elde etmesini istiyoruz. Hem evinde hem işyerinde hem de yaşadığı çevrede inancını rahatça yaşamasını, anne, eş ve çalışan kadın olarak haklarının verilmesini istiyoruz. Özellikle Kur’an kurslarında çalışan kadınların özlük haklarının iyileştirilmesini ve sosyal haklarının bir an önce yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz. Bu çerçevede 8 Mart Dünya Müslüman Kadınlar Gününü kutluyor, onlara Cenabı Allah’tan sağlık, huzur ve mutluluk temenni ediyorum.”