Ardı ardına yaptığı açıklamalarıyla din görevlilerinin tepkisini çeken Diyanet Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar’a sendikalardan tepki yağıyor.

Diyanet camiasından Bayraktutar’a ‘kimin peşine takılacaksın?’ sorusu…

Diyanet Sen Bursa temsilcisinin ‘AK Parti için ter akıtmadık” sözünden sonra Mehmet Bayraktutar’ın Bursa’da iktidarı kastederek yaptığı‘Biz bunu alacağız. Vermezlerse, bizden alanlara da yarın oy vermeyiz. Bu tehdit değil. Benim hakkımı vermezsen hakkımı verecek adam ararım’  çıkışının ardından din görevlileri ‘kimin peşine düşeceksin?’ diye sormaya başladı. Diyanetteki diğer sendikalarda, İLİTAM’ı pazarlık konusu yapan Mehmet Bayraktutar’a tepki vermeye başladı.

13 yıldır yetkiyi elinde bulunduran Diyanet Sen’in diğer sendikaları suçlamaları tepkiye neden olurken, Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, “Kimyası bozulan Mehmet Bayraktutar’ın şaşırdığını” söyleyerek “13 yıldır yetki kimde?” diye sordu.

Diyanet Sen işyeri barışını bozuyor.

Sendikasız personel sayısının bir önceki yıla göre arttığını belirten Özdemir, “geçen yılkı sendikasız personel sayısına oranla bu seneki sayıda artış var. Diyanet Sen, Diyanet camiasında işyeri barışını bozarak çalışma hayatına büyük darbe vurdu ve sendikasız personel sayısını artırdı. Yetkili sendika yüzünden Diyanet camiasında sendikalara olan güven tamamen kayboldu. Bu da Diyanet Sen’in başarısıdır!” İfadelerini kullandı. 

Siyasetin gölgesinden çıkın ne kadar büyüksünüz herkes görsün.

Mehmet Bayraktutar sanki yetkili sendika değilmiş gibi şikâyet ediyor. Devletin kurumlarını suçluyor. Çocuk gibi ağlıyor. Bütün bunlar Bayraktutar’ın acziyet içinde olduğunu gösteriyor. Basiretsiz, sendikacılıktan anlamayan, siyasetin gölgesiyle büyüyen bir sendikadan başka bir şey beklenemez. Her fırsatta büyüdüklerini söylüyor. Nasıl büyüyorsunuz? Diğer sendika üyelerine mobbing uygulayarak, soruşturma, tayin ve yer değiştirme tehditleriyle üyeleri istifa ettirip üye sayınızı artırıyorsunuz. Yeni göreve başlayan din görevlilerinin göreve başlama yazılarının altına üye kayıt formu koyup imzalatıyorsunuz. Eğitim Merkezlerinde sözleşmeli personele zorla üye kayıt formu imzalatıyorsunuz. Sahte imza ile üye kaydettiğiniz ortaya çıkınca resmi evrak niteliğinden özel evrak niteliğine dönüştüren yasa çıkarttırıyorsunuz. Bu yapılanların tanımı sahtekârlıktır. Siyasetin gölgesinden çıkın, o zaman görelim sizi; ne kadar başarılısınız ne kadar üyeniz kalıyor!

Bayraktutar, her yıl 15 Mayıs öncesinde gündem değiştirip polemik yaratmayı alışkanlık yaptı.

Özdemir yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Bayraktutar, her sene 15 Mayıs’a 2 ay kala rotasyon ve İLİTAM açıklaması yapıyor. Sormazlar mı adama; senenin diğer aylarında oturup masa başında göbeğini kaşırken rotasyon ve İLİTAM aklına neden gelmiyor da sendikaların yetki tespitlerine 2 ay kala açıklamalara başlıyorsun. İnternete girip bakın; 2014 yılından bugüne kadar rotasyon ve İLİTAM hakkındaki açıklamalarını hangi tarihlerde yapmış. Her yıl 15 Mayıs’tan önce gündemi değiştirmeye çalışan Mehmet Bayraktutar çıkıp Diyanet Sen’in yaptıklarını anlatıyor. Hükümetin ve Diyanet İşleri Başkanlığının yaptığı icraatları ‘biz yaptırdık’ diye açıklamalarda bulunuyor. Yalanlarıyla camiamızı kandırıyor. Din görevlilerinin sorunlarını çözmek yerine lâf kalabalığı yapıyor ve 15 Mayıs yaklaşırken yetkili sendika olduğunu hatırlayıp yalanlara başvuruyor.  Bayraktutar, her yıl 15 Mayıs öncesinde gündem değiştirip polemik yaratmayı alışkanlık yaptı.Din-Bir-Sen olarak bizde gerçek dışı beyanlara tepki gösteriyor ve eleştiriyoruz. Mehmet Bayraktutar, Diyanet camiasının sorunlarıyla adeta dalga geçiyor. Diyanet’i işine geldiği gibi yönlendirmeye çalışıyor. Biz buna sessiz kalamayız. Yetkili sendikanın eksikliklerini, yanlışlarını gördüğümüz zaman söyleriz. Bundan gocunmamak lazım. Camiamızın sorunlarını görmezden gelemeyiz. Bu sorunları görmezden gelenleri de uyarırız. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Sorunlar bir tarafta beklerken kalkıp ‘şunu yaptık bunu yaptık’ diye yalan söylemeye kalkarsanız eleştiri hakkı doğar. Din görevlilerinin lehine gelişecek her türlü iyi ve güzel olan işleri de alkışlamaktan çekinmeyiz.

Siyaset mi, sendikacılık mı karar verin.

Biz dava adamıyız. İslam’a hizmet adamıyız. Her şeyimizle kendimizi inandığımız milli irade davasına ve yoluna baş koyduğumuz İslam’a adamışız. Fazladan bir üye için yalan söyleyerek ne kişiliğimizden ödün veririz ne de ahretimizi heba ederiz. İnsanlığımızdan, vicdanımızdan, ilkelerimizden ve onurumuzdan taviz vermektense gider imamlığımızı yaparız. Fazladan bir üye kaydedebilmek için Allah’ın ve Hz. Peygamber aleyhisselatû vesselam’ın kesin olarak men ettiği kötü ahlakın üzerine din görevlisi kimliğini kılıf yapıp davaya ihanet etmeyiz. Diyanet Sen’in siyaset=sendikacılık anlayışı Diyanet camiasına zarar veriyor. Siyaset yapacaksanız sendikacılığı bırakın. Cumhurbaşkanı’nın ve diğer devlet erklerinin isimlerini kullanarak sarı sendikacılık yapmayın.

Üyelerinin sıkıntılarını bir tarafa atıp kendilerine makam araçlı saltanat kurdular.

Üyelerinizin çocukları okula harçlıksız giderken, üniversite okuyabilmek için barınacak yer ararken, TDV burslarından yararlanamazken, siz, üyelerinizin ödentileriyle her ile bir makam aracı tahsis ettiniz. Ekonomik sıkıntılarla perişan olan din görevlilerinin hakkını yediniz.

Üye sayısıyla kavuştuğu maddi gücü arkasına alarak siyasetin gölgesinde sendikacılık yapmaya kalkan Mehmet Bayraktutar, kendisine ‘muhteşem ağalık’  sistemi kurup din görevlisi kardeşlerimizin teveccühünü rencide etmiştir. Bu kadarla kalmayıp diğer sendikaları düşman ilan etmiştir. Bu sendikaların üyeleri de Diyanet camiasının birer ferdidir. Onları kendi sendikasına üye yapabilmek için her yolu deneyen Bayraktutar, açıklamalarıyla camiaya karşı riyakârlık yapmaktadır. Bunu Diyanet camiasının göreceğinden ve özellikle Diyanet Sen üyesi kardeşlerimizin gereğini yapacağından şüphem yok.”