Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından çocuklara yönelik Kur’an öğretimi, Hz. Peygamberin hayatı, ahlak ve inanç esasları gibi derslerin verileceği iki aylık eğitim dönemini kapsayan yaz Kur’an kursları başladı. 12 Haziran Pazartesi günü başlayan yaz kursları üç dönemlik eğitimin ardından 18 Ağustos Cuma günü sona erecek.
Yaz Kur’an kursları programı çok yoğun olacak
Kurs öğreticilerinin sorunlarının göz ardı edilerek başlatılan yaz Kur’an kurslarının sosyolojik anlamda amaca ulaşmaktan uzak olacağını belirten Din-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Menderes Ateş, ‘Kur’an Ayında Kur’an ile Buluşalım’ temasıyla eğitim dönemine başlayan yaz kurslarında bu yıl 3 milyon öğrenciye eğitim verileceğini belirterek şöyle dedi: “Kurslarda vatan sevgisi, birlik ve beraberlik konuları da işlenecek… Yaz Kur'an Kurslarında Kur'an-ı Kerim, Siyer, inanç, ibadet ve ahlak derslerinin yanı sıra bu yıl vatan sevgisi, birlik ve beraberlik konuları da işlenecek. Ayrıca bu yıl ki yaz kurslarında 15 Temmuz günü, öğrenci ve velilerin katılımıyla ‘Şehitleri anma programı’ düzenlenecek. Görüldüğü gibi bu yoğun programı kısıtlı haklarına rağmen kurs öğreticileri verecek. Gönül isterdi ki problemleri çözülmüş hâlde sıkıntısız bir yaz dönemi başlasın ve bu şeklide devam etsin. Hem öğreticiler hem de öğrenenler mutlu ve huzurlu olsun.
Fahri Kur’an kursu öğreticilerinin özlük hakları iyileştirilmelidir.
Yaz Kur’an kurslarını kadrolu kurs öğreticileri ile birlikte fahri Kur’an kursu öğreticileri birlikte yürütecek. Görevin ifası anlamında aralarında hiçbir fark yok. Ancak fahri Kur’an kursu öğreticilerinin özlük haklarıyla ilgili ciddi endişeleri ve sıkıntıları mevcuttur. Kur’an kursu öğreticileri asgari ücretin altında istihdam ediliyor. Bugün asgari ücret 1.400 lira. Ancak çeşitli nedenlerle eline geçen ücret bunun altında. Fahri Kur’an kursu öğreticilerinin resmi mazeretlerinde; hastalık, seminer, konferans v.b. gibi görev yerinden ayrılmaları halinde ücretleri kesiliyor. Sigortaları tam yatmıyor. 700 lira ücret alan Kur’an kursu öğreticileri var. Bu nasıl bir ücret sistemi? Bunu sorgulamamız gerekiyor.
Kurs öğreticilerinin ‘öğretmen’ olarak vasıflandırılmasını istiyoruz.
M.E.B. başta olmak üzere D.İ.B. Polis Teşkilatı, T.S.K. gibi eğitim ve öğretim faaliyeti yürüten kurumlar arasında mağduriyet yaşayan sadece Kur’an Kursu Öğreticileridir. Diğer kurumlarla D.İ.B. eğitim ve öğretim hizmetleri kıyaslandığında Kur’an Kursu Öğreticilerine adeta üvey evlat muamelesi yapılıyor. Nitekim eğitim ve öğretim hizmeti veren diğer kurum görevlileri “öğretmen”, D.İ.B.’daki görevliler “öğretici” olarak vasıflandırılıyor.” Öğretmenler toplu taşıma ve diğer kamu hizmetlerinden indirimli veya ücretsiz faydalanırken öğretici vasfındaki çalışanlar bu haklardan mahrum ediliyor.
İŞKUR aracılığıyla yapılan alım rencide edici.
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalıştırılmak üzere süreli işçi statüsünde yapılan alıma karşıyız. İŞKUR tarafından başvuruda bulunacaklardan İ.H.L, İlahiyat Fakültesi mezunu ve hafız olmaları şart koşuldu. Bunlar işçi statüsünde alındılar. Bu uygulama din görevlilerini rencide etmiştir. İdari ve hukuku olarakta sıkıntılı bir uygulamadır. Nitekim bunlar işçi statüsünde oldukları için sisteme girip öğrenci kaydı yapamıyorlar. Bu görevi mevzuata aykırı bir şekilde yapmış olsalar dahi ücret tahakkuk ettirilemiyor. Bu garibanlar 1.400 lira asgari ücret alıyor. ‘Bu para kendilerine yetiyor, başka ücrete ihtiyaçları yok gibi!’ Bu nedenle müftülükler diyor ki “Bu işi para almadan Allah rızası için yapın!” Bizde yetkililere şunu söylüyoruz: “Allah’ın rızasına nail olabilmek için sizde 2 ay ücret almadan görev yapın. Böylece personelinizi motive etmiş olursunuz.” Görüştüğümüz yetkililer “her şeyde mevzuat ve hukuk aramayın” diyor! Peki, buna da hak verelim ama bir personeliniz basit bir suçtan dolayı karşınıza geldiğinde böyle düşünmüyorsunuz. Personele gelince hukuk, size gelince mevzuat arama! Ey İŞKUR’la bu işi başlatanlar! Akla, mantığa, idari ve hukuki uygulamalara ters olan bu işi temizleyin.
Mangalda kül bırakmayan Diyanet Sen neredesin?
Konuştukları zaman mangalda kül bırakmayan Diyanet Sen nerede? Konuşurken sanki ‘İcraatın İçinden’ programında konuşuyormuş gibi kibirlerinden yanına dahi yaklaşılmayan yetkili sendika bu sorunları görmüyor mu? Ülkenin ve Diyanet’in yaralarına tuz bastık imasıyla konuşan Diyanet Sen için bu küçük bir sorun! MBSTS, hac ve umre görevlendirmelerini, tayin ve atamalardaki sıkıntıları, İLİTAM’ı ve rotasyonu, lojman sorunlarını, kadem tazminatı, TDV burslarından personel çocuklarının eşit faydalanması v.s. şimdi de 4-A’lısı, 4-B’lisi, 4-C’lisi, fahrisi, vekili derken İŞKUR’dan temizlikçi ‘din görevlisi’ alınıyor. Diyanet Sen, pek çok sorunu çözdüğü (!) gibi bu sorunları da çözer mi!? Bekleyip göreceğiz.”