Çalışan Sen Konfederasyonu ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, sendikal çalışmalar kapsamında gittiği Bitlis’te bir dizi ziyaretlerde bulundu.
Özdemir’e Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Adli, Doğu Anadolu Bölge başkanı Ahmet Kartal, Bitlis İl Başkanı İsmet Alca ile birlikte Bitlis il yönetimi ve Adilcevaz ilçe yönetimi ve üyeler eşlik ettiler. İl ve ilçe yönetimi ve üyelerle bir süre görüşerek bilgi alan Yusuf Özdemir, daha sonra İl Müftüsü Faysal Geylani’yi makamında ziyaret ederek bir süre görüştü. Ülke gündemiyle ve din görevlilerinin sorunlarıyla ilgili fikir alışverişinde bulunan Özdemir ve Müftü Geylani, Diyanet teşkilatının her türlü sorunlardan arındırılması için herkese görev düştüğü noktasında hemfikir oldular.
Daha sonra Bitlis İl Müftülüğü tarafından düzenlenen aylık mutat toplantıya katılan Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, din görevlilerinden müteşekkil toplantı salonunu selamlayarak “Birlikteliğimiz hayırlara vesile olsun” temennisinde bulundu. Avrupa’da başlayan sendikal hareketin ülkemize geç geldiğini, ancak Osmanlı zamanında da sendikal örgütlenmeye benzer teşkilatların kurulduğuna dikkat çekerek, STK’ların içinde sendikaların ayrı bir önemi olduğuna vurgu yaparak şöyle dedi: “Sendikaların Diyanette geçmişi yakın. Sendikaların Diyanet’e ne kazandırdığını, hangi beklentilere ne ölçüde cevap verdiğini sizler daha iyi biliyorsunuz. Bu konuda detaylara girmeyeceğim. Bizler, hizmet için geldik. Ayakta durabiliyorsak sizlerin sayesinde. Bu nedenle hizmetlerimizi eksiksiz yapmak zorundayız. Din görevlilerine karşılıksız hizmet vermeyi görev bilen tek sendika Din-Bir-Sen’dir. Bu nedenle Din-Bir-Sen’deyiz. Bizler, din görevlileriyiz. Elhamdülillâh Müslüman’ız. Müslümanlar din kardeşidir. Birbirlerine muhabbet beslemek zorundadırlar. Birbirlerine iyilik yapmak ve yardım etmek zorundadırlar. STK’lar din görevlilerinin üzerinde bir kurum değildir. Yani; ayrışmak, ayrılmak, muhabbeti kesmek anlamında din görevlilerinin üzerinde değildir, olmamalıdır da. Bizler yeryüzünün en ulvi en güzel makamı olan Allah’ın yeryüzündeki temsilcisinin sözcüleriyiz. Yani Peygamberin izinden giden, O’nun varisi olan takipçileri ve sözcüleriyiz. Bu nedenle sendikalar din görevlilerinin üzerine çıkamaz.
Diyanet camiası asla keyfiyeti kabul etmez. Bu camiada yaşanan bazı adaletsizlikler bizlere soruluyor. Cevap veremiyoruz. Adaleti, liyakatı bizler hayata geçirmeliyiz. STK’lar hizmet için birer araçtır. Bunu amaca çevirdiğiniz zaman hizmetler aksar ve sekteye uğrar.”
28 Şubat sürecinde ağır sorgudan geçirildiğini ve hapse atıldığını belirten Özdemir, “Müslümanlar bir daha böyle ağır sorgudan geçirilmesin diye adaletin tesis edilmesi gerekir” ifadelerini kullandı. Konuşması sık sık alkışlarla kesilen Özdemir, mücadeleden çekinen ve korkan bazı kişilerin daha sonra genel başkanlık ve çeşitli müdürlük makamlarına geldiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Din görevlilerinin sıkıntılarının giderilmesi için çalışıyoruz. Ancak bir sendika var ki istifa eden üyeleri sürgünle tehdit ediyor. Sendika için hiçbir din görevlisi kardeşim küstürülmemelidir. Sendika uğruna selamın, muhabbetin kesilmesine değer mi? Birbirimizi selamlayacağız, dertlerimizle dertleneceğiz. Sevinçlerimizi ve üzüntülerimizi paylaşacağız. Biz, erdemli olalım derken, bunu telkin ederken, bir sendika çıkıyor ve bize çeşitli iftiralar atıyor. Gittikleri her yerde bunlar şucu bunlar bucu, diye ayrıştırıcı dille konuşuyorlar. Allah’tan korkun. Biz, Doğu’da ne söylemişsek Batı’da aynısını söylüyoruz. Bukelamun gibi renk değiştirenlerden olmadık. Şu partili şu sendikalı diye ayrışmamalıyız. Ortak kültürel değerlerimizle birlikte yaşıyoruz. Eğer benim sendikamda bir tek yardımcım veya temsilcim siyasi fikir ve sendika ayrımı nedeniyle din kardeşiyle selamı, muhabbeti keserse onunla asla bir arada olmam. Benim sendikamdan herhangi bir yönetici ayrım yapsın, ötekileştirsin, onun yüzüne bakmam. Üyemiz olsun olmasın bir işiniz olduğunda bize gelin. Kapımız her zaman açıktır. Her konuda gerekli desteği veririz. Size telefon kadar yakınız. Başımızın üstünde yeriniz var. Biz, din görevlilerini görünce kaçanlardan değiliz. Sarı sendikacılık yapanlar utansın. Din-Bir-Sen sizin için vardır.”