Çalışan Sen Konfederasyonu ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, 2018 – 2019 yıllarını kapsayan 4. Dönem Toplu Sözleşme mutabakatının din görevlilerini hüsrana uğrattığını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapan bütün çalışanların ayrı ayrı mesleki sorunları bulunduğuna dikkat çeken Özdemir, toplu sözleşme görüşmelerine 52 maddeyle giden yetkili sendikanın 12 maddeyi kazanım olarak ilan edip avunmasını sendikacılığı beceremediklerini ve bu görevi yapamadıkları şeklinde değerlendirdi.
Diyanet ve Vakıf Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme ile din görevlilerinin, şeflerin, murakıpların ve diğer çalışanların beklentileri yine karşılanmadı diyen Özdemir, şunları söyledi: “Diyanet Sen 52 maddelik taleple masaya oturdu. Ancak bu maddelerden 12 tanesi kabul gördü. Diğer maddeler önceki toplu sözleşme görüşmelerinde mutabakata varılan maddelerdir. Bu maddeleri incelediğimiz zaman işveren temsilcilerinin itirazsız kabul edeceği maddeler olup sadece tazminat oranları artırılmıştır. 12 maddenin içerisinde 3 madde önemlidir. Din-Bir-Sen olarak, ‘Musahhihlerin din hizmetleri tazminatı’ başlıklı 2. madde, yani Kur’an kurslarında fiilen öğreticilik yapanlara öğretim yılına hazırlık ödeneği verilmesi ile ‘Ders görevinin yapılmış sayılacağı haller’ başlıklı 11. Madde, yani ‘Kur’an kursu öğreticilerine Diyanet İşleri Başkanlığınca veya verilen yetki uyarınca valiliklerce yurt içinde düzenlenen her türlü eğitsel gezi, konferans, kurs ve seminerlerde görevlendirilmeleri halinde fiilen görevlerini yapmış sayılırlar,’ maddesi en önemli maddelerdir. Din-Bir-Sen olarak sürekli gündeme getirdiğimiz, Diyanet İşleri Başkanı ve Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yavuz Ünal’a sunduğumuz dosyada da yer alan maddelerin toplu sözleşme görüşmelerinde mutabakata varılması, Din-Bir-Sen’in sorunları doğru tespit etme ve çözülmesi noktasında varlığını ifade etmektedir.
Diyanet mensuplarının beklentileri vardı. Bu beklentiler karşılanamamış ve büyük bir hüsrana neden olmuştur. Uygulamada adaletsizliğe neden olan konular masada görüşülmemiştir. Bu sorunları sürekli gündeme taşıyarak kamuoyu ile paylaştık. Yetkili sendika önemli konuları gündemine almamış, sadece göz boyamak için masaya oturmuş!
İşte çözülmeyi bekleyen bu konular görüşülmemiştir.
1- Hafızlık belgesi alan imam ve müezzin kayyımlara sınavlarda öncelik tanındığı, bunlara nakil sınavlarında ek 5 puan verildiği halde, yıllarca medrese eğitimi görerek icazet alan personele bu hakların verilmemesi,
2- Vaizlik, Kur’an Kursu Öğreticiliği, İmam-hatiplik ve Müezzin Kayyımlık Kadrolarına Atama ve Bu Kadroların Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliği’nde belirtilen kadrolara atanacaklarda aranan ‘Özel Şartlar’ arasında medrese eğitimi alanların da değerlendirilmesi ve ayrıca medresede geçen eğitim süresinin hizmete sayılması ve ‘kazanılmış hak’ olarak değerlendirilmesi gerektiği,
3- MBSTS giriş çilesine son vermek, sınav ücretini asgariye indirerek din görevlilerinin memnuniyetini sağlayacak bir sisteme geçilmesi için sınavların Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılmasının sağlanması,
4- Cezaevi Vaizleri ek ders almaları nedeniyle 10 puanlık artıştan faydalanabiliyor, ancak İhtisas Eğitim Merkezlerinde kursiyer olan Cezaevi Vaizleri bu haktan yararlanamıyor. Toplu Sözleşme ile Cezaevi Vaizlerine din hizmeti tazminatı olarak 10 puan artış yapılırken, İhtisas Eğitim Merkezlerinde kursiyer olan Vaizlerin hem ek ders almaları, hem de 10 puanlık artıştan nasıl yararlanabileceklerine açıklık getirilmedi. Bu nedenle herhangi bir İhtisas Eğitim Merkezi’nde kursiyer olan Cezaevi Vaizleri hem ek ders alamıyorlar hem de 10 puanlık din hizmeti tazminatından yararlanamıyorlar.
5- Polis teşkilatı, TSK ve M.E.B. da eğitimciler “öğretmen” olarak tanımlanırken, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda “öğretici” olarak tanımlanıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda Kur’an Kursu Öğreticisi olarak görev yapanlarla, polis teşkilatı, TSK ve MEB’de çalışan öğretmenlerin unvan ve özlük hakları bakımından birbiriyle çelişen uygulamaların giderilmesi,
6- Diğer kurumlardaki eğitimciler Belediyelerin toplu ulaşımlarından indirimli olarak yararlanırken, Diyanet'in eğitimcileri yararlanamıyor.
7- Diğer kurumlardaki eğitimcilerin haftalık çalışma saatleri bellidir, (haftada maaş karşılığı +ücretli azami 30 saat) Diyanet'te gece 23.00’e kadar haftada 40 saat görev verilebiliyor.
8- Türkiye Diyanet Vakfı tarafından, din görevlilerinin üniversite de okuyan çocuklarına öncelikli olarak burs verilmesi,
9- İlahiyat Fakültelerinde okuyan İmam-Hatiplerin eğitimlerinin güvence altın alınması (mevcutta bazı müftülükler eğitim için gerekli izni vermiyor)
10- Öğretmenlerde olduğu gibi din görevlilerinin de askerlik görevini mesleğini icra ederek yapması,
11- 20-30 hizmet yılını dolduran din görevlilerinin Hizmet İçi Eğitim Kurslarından muaf tutulması,
12- Din görevlilerine ‘Can Güvenliği Tazminatı’ ödenmesi,
13- Camilerde güvenliğin sağlanması için önlem alınması,
14- Köylerdeki lojmanların ‘Hizmet Tahsisli Konutlar’ sınıfına alınarak din görevlilerinden lojman kirası alınmasının engellenmesi,
15- KPSS sınavlarına girenlerin aldıkları puanlar 3 yıl geçerli olmakta ve tekrar sınavlara girmeyerek tercih hakları saklı tutulmaktadır. Aynı uygulamanın Diyanet personeli için de uygulanması,
16- Memuriyete başlamadan önce Bağ-Kur Kanunu’na (Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu) tabii olarak çalışan, daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığına açıktan atanarak memuriyete başlayan memurların serbest olarak geçirdikleri çalışma sürelerinin kademe, derece ve hizmetten sayılması (halen hizmetten sayılmıyor).
17- Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı teşkilatlarda vekil olarak görev yapmakta iken kadrolu ve/veya sözleşmeli olarak atanan İmam-Hatip ve Müezzin Kayyımların vekillikte geçen hizmetleri hizmete sayılmakta, ancak kazanılmış hak aylık derece ve kademesinde değerlendirilmemektedir. Bu problemin çözülmesi,
18- Murakıpların tazminat ve ek ödemelerinin, kendileriyle eş değer kadroya sahip memurlarla eşitlenmesi gerekir.
19- Sözleşmelilere tayin ve yer değiştirme hakkının verilmesi,
20- Lojmanı bulunmayan camilere lojman yapılması,
21- Hac ve Umre görevlendirmelerinde din görevlilerinin önüne getirilen engelin kaldırılması,
22- Din Hizmetleri ve Eğitimi Şube Müdür ve Yardımcılarının diğer kurumlarda çalışan müdür ve yardımcılarıyla arasındaki ücret farkının giderilmesi,
Genel olarak değerlendirildiğinde mutabakata varılan 4. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin Diyanet ve Vakıf Hizmet Kolunda çalışanları memnun etmediği, asıl ve önemli sorunların devam ettiği, yetkili sendika tarafından bu sorunların görüşme masasına götürülmediği anlaşılıyor. Diyanet mensuplarının mesleki, mali, sosyal ve kültürel sorunları devam ederken, normalde hükümetin sözleşme dışında bile yapacağı tazminat oranları artırımlarını kazanım olarak kamuoyuna duyurmaları, Diyanet mensuplarına verdikleri önemi ve sendikal anlayışlarını ortaya koyuyor.
Esasen sözleşmenin imzalanmasından sonra kamuoyuna servis edilen resimler incelendiğinde yüzlerindeki ifadelerden yetkili sendikanın da memnun kalmadığı, ancak işverene mecburiyetten boyun eğmek zorunda kaldıkları anlaşılıyor. Din-Bir-Sen olarak gördüğümüz manzara, hükümetin desteğini çekmesinden korktukları için bu sözleşme işverenin istediği şekilde sonuçlanmıştır. Bu sendikal anlayış Diyanet mensuplarını üzmüş, karamsarlığa, yalnızlığa ve sendikalara karşı bir güvensizliğe neden olmuştur. Yetkili sendika bu toplu sözleşme mutabakatı ile Diyanet ve Vakıf Hizmet Kolunda çalışanlarda ümitsizliğe ve huzursuzluğa neden olmuş, adeta Diyanet’in kimyasını bozmuştur. Diyanet mensuplarının bu hezimeti görmelerini ve kendi haklarını korumak için ellerindeki yetki mührünü iyi kullanmalarını istiyoruz.”