Ülkemizi derinden sarsan, on binlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiği, yüzbinlerce vatandaşımızın da yaralandığı depremin acısını ilk günkü gibi yüreklerimizde hissediyoruz. Bütün meslek gruplarında olduğu gibi, din görevlilerimiz de depremden etkilenmiş, hayatını kaybeden, yaralanan, yakınlarını kaybeden, evi yıkılan ya da oturulamaz durumda olan çok sayıda din görevlimiz mevcuttur. Depremin yaralarını sarmaya devam ettiğimiz bugünlerde kamu personeline yönelik bakanlıklar nezdinde adımlar atılmaya başlanmış, tayin hakkı verilmeye başlanmıştır. Diyanet personeli de ilk günden itibaren acısına rağmen bölgede kalmış, arama kurtarma çalışmalarının yanı sıra yardım faaliyetlerinde görev almıştır. Ancak, bu görevlilerimizin de deprem mağduru olduğu unutulmadan onların sorunlarına da çözüm üretilmelidir. Oturacak yeri olmayan, yakınlarını kaybeden, deprem psikolojisiyle bölgede görev yapamayacak durumda olan din görevlilerine tayin hakkı verilmelidir. Bölgede kalarak görevini sürdürmek isteyen personele de öncelikli olarak kalıcı yer temini yapılmalı, hizmetlerin aksamadan sürdürülmesi sağlanmalıdır.
Din-Bir-Sen olarak çağrımız; hayatını kaybeden veya bölgeden tayin isteyen personelin yerine yeni istihdamların yapılması, kalacak personelle birlikte yeni atanacak personelin konut temininin öncelikli yapılmasıdır. Din hizmetleri, hayatımızın olmazsa olmazı ve vazgeçilmezidir. Bu hizmetlerin yerine getirilmesi din görevlilerimiz eliyle yapılmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığımızın ve hükümetimizin, deprem bölgesinden ayrılan vatandaşlarımıza gösterilen taşınma ve yer bulma hassasiyetinin din görevlileri için de göstereceğine inanıyor, gerekli adımların ivedilikle atılarak çözüm bulunmasını istiyoruz.