“Edep” mi dediniz?

Son günlerde bir edep kelimesi aldı başını gidiyor. Bilgisayarın karşısına geçen ‘edep’ten başlıyor dem vurmaya. Televizyonlarda ağzını açan ‘edep’ diyor. Yazmayı, konuşmaya bilmeyen ‘edep’ diyor. Kısaca günlük hayatımıza ekmek su gibi hızlı giriş yapan ‘edep’ kelimesinden nasibini almayan yok gibi.

Bu kadar çok konuşulan ‘edep’ kelimesi nedir, kimin için, nasıl kullanılır?

Edep’ kelimesi nedir, önce ona bakalım. Arapça kökenli bir kelime olan ‘edep’kelimesi, Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde iki şekilde tanımlanıyor:

1.      Toplum töresine uygun davranma.

2.      İyi ahlak, incelik, terbiye.

Abdülhak Şinasi Hisar’ın "Olur şey mi bu, haydi edebinle çık git, çekil karşımdan!" cümlesinde edebin 2’nci maddede belirtilen özellikte kullanıldığını görüyoruz. Yani iyi ahlak, incelik ve terbiye unsurlarına vurgu yapılıyor.

Edep kelimesi ile ilgili deyimleri incelediğimiz zaman karşımıza şöyle ifadeler çıkıyor: edep etmek, edep yahu, edebi edepsizden öğren, edebini takınmak, edeptir söylemesigibi.

Birleşik sözler olarakta karşımıza ilginç sözler çıkıyor: Edep yeri, edebikelam

Dinin,  edepli insanın özelliklerinden saydığı iyi huy, Allah’ın emri olan güzel huy, terbiye, iyi ahlak, güzel söz manasında edebikelam’ın erdemli insanın özelliklerinden olduğunu belirtmemiz gerekir. Bu hasletlere sahip olmak kadar güzel bir şey olabilir mi?

Edepli konuşmak insanı yüceltir. Kişinin şahsına bir anlam katar. Şahsım adına düşüncelerimin ve ağzımdan çıkan her sözün edebikelam olmasını yeğliyorum.

Toplumumuzda genel ahlak ve toplum kurallarına uygun davrananlara edepli, terbiyeli, ahlaklı insanlar dendiğini biliyoruz. Bu kuralları ihlal edenlere de çok sık rastlıyoruz. Günlük hayatımızda hemen her gün edepsiz bir insanla karşılaşmamız mümkün. Terbiyesizlik yapana ‘edep yahu’diye sitem edildiği gibi, ikaz etmek anlamında ‘edebini takın, terbiyesizlik yapma’ dendiğini de duyuyoruz. ‘Edep yeri’, yani Anadolu tabiriyle ‘etek altı’nın konumuzla ilgisi yok.

Makalemizde, kendini edepli sayan, başkalarını edepsiz gören bulaşık altı sanalın gergedanlarına hitap edeceğiz.

Bu arada yanlış anlaşılmaması için; sözümüz hiç kimseye…

Edep, erkan, terbiye kelimeleri kişilerin almış olduğu kültüre göre anlam kazanıyor. Aslında eğitimini hangi kültürden almış olursa olsun, iş, ‘edep’ boyutuna geldiği zaman kişi kendini edepli sınıfında değerlendirirken, diğerlerini edepsizlikle suçlayabiliyor.

İnsan, nasıl davranmalı ki edepli olsun? Kişi, muhatap olduğu insanları kolay satmamalı! Kalleşlik, nankörlük yapmamalı, ihanet içinde olmamalı. Güvenilir olmalı, sır tutmalı, sırdaş olmalı. Rüzgâra göre yön değiştirmemeli. Kendi çıkarları için başkalarının menfaatlerine tecavüz etmemeli, elindeki imkânları başkalarına zarar verecek şekilde kullanmamalı, Adil olmalı, doğrudan yana olmalı, doğru ve güzel konuşmalı. Vefalı olmalı. İyi ahlak, terbiye ve incelik sınırlarını aşmamalı. Toplum kurallarına aykırı davranmamalı. Kısaca erdemli olmalıdır.

Toplumumuzun bakış açısıyla ‘edep’konusu üzerine gidersek şöyle bir sonuç ortaya çıkar: Toplum kurallarına aykırı davranan kişilere ‘edep yahu’, ‘edebini takın’, ‘edebi edepsizden öğren’gibi anlamlı sözler söylenir. Vefasızlık edenlerin ise ‘bana bulaşmayın’ demesiyle ahlak sorunu ortaya çıkar. O zaman ahlak, sonuna üç ünlem işareti gelecek şekilde gizeme bürünür! Anadolu da ‘ona bulaşma’, ‘ona bulaşmaktansa çalıyı sıvış!” gibi deyimler kullanılır. Yine Anadolu da şöyle bir deyim söylenir: “B…a bulaşmaktansa çalıyı arkasından dolan daha iyi!” Edepsiz insanları analiz etmek açısından söylenebilecek en anlamlı söz, sanırım bu deyim olsa gerek.

Aynı zamanda edepli insanın doğru ve güvenilir olması beklenir. Allah (c.c)’ın kendisinden hoşnut olduğu kimselerden biri de doğru ve güvenilir olandır. Kendisine bir vesile ile aktarılan konuları ne şekilde olursa olsun kullanmak istemesi kötü ahlakın göstergesidir. Bu tür insanlara ‘edepsiz’ denmesi iyi bir yaklaşım olacaktır.

Bilgisayarın karşısına oturan bir kişinin ‘Nasıl olsa birbirimizi görmüyoruz!’ düşüncesiyle sanalda istediği her şeyi söyleyebileceği düşüncesi ahlak, terbiye ve incelik gibi unsurların yok olduğunu ve edepsizliğin tavan yaptığını gösterir. Erdemli bir insan böyle bir davranışı kabul edemez.  Erdemli insan, görmediği kişiye de saygı duygusu besler.

Evet, yazmayı bilmeyen, iki cümleyi bir araya getirip konuşmayı beceremeyen insanların eline kendi küçük, etkisi büyük sihirli bir çubuk verdiğiniz zaman kendisini ‘Mandrake’ zanneder. Ağzından çıkan her edepsiz sözün karşısındakini etkilediğini, hatta kendisinden korktuğunu zanneder. Ama şunu bilemez, daha iyi bir ifadeyle kafası ince düşüncelerden sıyrılmış olduğu için anlamaz veya geç anlar: O edepsizlik yaparken öteki iş yapar. Nasıl olsa ağzı olan konuşuyor ya. O da konuşmayı bir şey sanır, ama boş konuştuğunun farkında olmaz. Bir söz vardır; “Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de konuşana bakarım adam mı diye.” Adam olmak ya da adam gibi görünebilmek için susmayı bilmek gerekir. Laf atmak için konuşmak veya kendini bilgili göstermek için konuşmak aptallıktan başka bir şey değildir. Bu konuyla ilgili şu deyimi burada belirtmeden geçemeyeceğim: “Biliyorsan konuş ibret alsınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar.” Bu deyim aynı zamanda erdemli insanın özelliğine işaret eder.

İşte değerli ‘edep’liler! “Edep”kelimesini kullanırken; kimin için kullandığınıza, ne için kullandığınıza, nerede ve ne zaman kullanmanız gerektiğine bakacaksınız ki sonra pişman olmayasınız. Sanalın gergedanı olmaktansa, iyi huylu, terbiyeli, ince, kibar ve vefalı, yani erdemli bir insan olmak akıllıca değil mi? Üstelik dine, akla ve mantığa uygun olanı da bu iken…

Edep’ kelimesinden yola çıkarak sadece “edebikelam”eyledim! 

yazarın diğer yazıları
FETÖ/PDY...
19-07-2016 tarihinde eklendi
Resûl-ü Ekrem’in Mirasçısı 1
28-06-2016 tarihinde eklendi
Ahlak ve Din ekseninde birlikte yaşama…
15-01-2016 tarihinde eklendi
Zalime Merhamet Edilmez
15-01-2016 tarihinde eklendi
“Edep” mi dediniz?
15-01-2016 tarihinde eklendi
Bir elmanın iki yarısıyız.
15-01-2016 tarihinde eklendi
Menü
 
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
İletişim
Bize Ulaşın
0312 232 70 20
[email protected]
Din-Bir-Sen | Özerk Diyanet Vakıf Çalışanları Birliği Sendikası

Gazi Mustafa Kemal Bulvarı (GMK Bulvarı) No:39 / 20-21
Maltepe Çankaya / Ankara
Tel :+90 312 232 70 20
Fax :+90 312 232 70 21
Gsm:+90 530 505 63 36

[email protected]

 

Vergi Dairesi : Mithatpaşa V.D.        Vergi Numarası : 879 062 1718
IBAN NO : TR56 0001 0004 7152 5286 9150 01


 

© 2012 Tüm Hakları Saklıdır
Tasarım & Yazılım :
Networkbil.net